JoJo Tv ve SporMax

Güncelleme Tarihi:

JoJo Tv ve SporMax
Oluşturulma Tarihi: Nisan 24, 2009 09:12

Olmaz ya, eğer bir gün ıssız bir adaya düşersem yanıma alacağım 3 şey : 50 kilo erik, tuz ve Liverpool.

Haberin Devamı

Emrah Öner yazıyor

Türkiye Kupası finalinin adı bir kez daha FenerbahçeBeşiktaş.
Biliyor musunuz, bilmiyor musunuz, bilmiyorum, fakat Fenerbahçe en son 1983 senesinde Mersin İdman Yurdu’nu eleyerek kupayı aldı. O zamanlar Windows yoktu, Micheal Jackson siyahtı, Deniz Baykal muhalefetteydi falan filan...

Fenerbahçe’nin bu skandal kupa arşivine ve esprilere hiç girmeyeceğim ama 1979’da Altay’ı, 1974’de Bursaspor’u ve 1968’de yine Altay’ı eleyerek kupaları aldığını bilelim, öğrenelim veya hatırlayalım.

Fenerbahçe’nin kupa zaferlerinde hiç bir büyük takım yok. Sarı-lacivertliler 11 kere final oynamışlar fakat 4 kere Galatasaray’a, 2 kere Beşiktaş’a, 1 kere de Gençlerbirliği’ne elenmişler.

Haberin Devamı

Fenerbahçe’nin bu olmayan kupa disiplini (buna turnuva takım özelliği, kupa tecrübesi, şanssızlık, ne derseniz deyin) bu yakın zamanda biraz daha kaybolmuş gözüküyor. Örneğin, son 20 senede 5, son 10 senede 3, son 5 senede ise 2 final görmüş.Final başarısını oranlarsak giderek artan bir yüzde, %25, %30, %40. Hatta bu seneyi de katıp oranlarsak, %60.

İşte, gecenin bir vakti JoJo Tv’deki Sivas-Fenerbahçe maçından sonra tam bunları düşünürken, SporMax’de Liverpool – Arsenal maçı başladı.
Hay bin kunduz! İnanın öyle bir maç ki, yatsanız uyuyamazsınız.
Öyle bir tempo ki, öyle bir iş ahlakı ki, son 1 dakika kalmış, maç 4-4, Liverpool hala bastırıyor. Bizim hakemler olsa 50.dakikada sakatlanır çıkar, yöneticiler kalpten gider, bizim futbolcuları da akıl hastanesine yatırırlar.
Zaten Liverpool’un son resmi 8 maçının skorlarını versem siz de delirirsiniz.
4-0, 4-1, 5-0, 1-0, 1-3, 4-0, 4-4, 4-4. Aralarında Real Madrid’den Manchester’a kadar her takım var.

Sinirlendim, hemen Digitürk’ü aradım. Dedim ki, “Lig Tv’i kapatın, SporMax açık kalsın.” “Yapamıyoruz beyefendi.” dediler.
“Ayda 50 TL daha vereyim.” dedim, kabul etmediler.
“Ayda 50 TL daha vereyim, bir de Güiza’yı vereyim” dedim, telefonu kapadılar.

Haberin Devamı

Premier Lig işte.
Bakın bu İngiltere, futbolun beşiği, oradaki futbol sevgisi, ciddiyet, disiplin, aşk, öyle bir şey ki, size bir anı anlatayım hemen anlayacaksınız.

Ayıptır söylemesi, Amerika’da üniversitedeyken bir turnuvaya katıldık. Bildiğiniz 11’e 11 futbol turnuvası. Büyük saha, Fifa kokartlı hakemler vs.
Bizim takım da iyi takım, Gineli var, Fildişi Sahili’nden adam var, Ugandalı var, Finlandiyalı var, Paraguaylı var.
Karşımıza ilk Amerikalı bir çocuklar çıktı. Fark attık.
Sonra bir Amerikalı grup daha çıktı. Ezdik, geçtik.
3.turda Uzak Doğu’lu bir keratalar çıktı, onları da yendik.
Çeyrek finalde karşımıza Güney Amerikalı bir karma çıktı. 11 tane Kaka aynı anda olur mu? Hah, dedim ki, “Her şey buraya kadarmış. Bu adamlar bizi yer.”
Fakat inanılmaz bir maçtı, sanırım 5-4 ya da 6-5 ile eledik.

Haberin Devamı

Yarı finali artık hiç düşünmüyoruz. Çünkü en zor adamları yenmişiz. Bizi kim tutabilir?
Yarı final günü rakip geldi. Yüce Rabbim sizi inandırsın, ortalama kilo 90, yaş 35, her tarafı göbek, geceden kalmış kıpkırmızı suratlar, artık patlayacak streç şeklinde, birinde Rangers forması, öbüründe Celtic forması, diğerinde Manchester forması ile bir güruh.
Dedim ki içimden, “Yahu bu adamların burada ne işi var, adamların yürüyecek hali yok, biz bu adamları parçalarız, bizim takım civa gibi, final garanti idi, şimdi tam garanti oldu, biz kupayı da alırız, ödülü de alırız, onu da alırız, bunu da alırız.”

Aldık.
Babayı aldık.

12-2 yendiler.
Arkamıza baka baka eve döndük.
Tırıs tırıs hem de.
Ve işte o gün, bugündür, ne zaman İngiliz görsem yolumu değiştiririm, ne zaman İngiliz maçı görsem kanalı sabitlerim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!