İzmir insanının dünyevi hırsları yok

Güncelleme Tarihi:

İzmir insanının dünyevi hırsları yok
Oluşturulma Tarihi: Haziran 28, 2015 14:28

İki yıl önce “Bir hayalimiz var” dedi. Takımına üç kupa kazandırdı. 28 yıl sonra Pınar Karşıyaka basketbol takımını Türkiye şampiyonu yaptı. Avrupa’nın iki efsane çalıştırıcısı Zeljko Obradovic ve Dusan Ivkovic’in olduğu bir ligde şampiyon olarak tarihe geçen Ufuk Sarıca ile Karşıyaka’da buluştuk.

Haberin Devamı

İzmir ve Karşıyaka’yla geçmişten gelen herhangi bir bağınız var mı?
-2000’de altı ay Karşıyaka’da oynamıştım o kadar. İzmirli değilim. Doğma büyüme İstanbulluyum. Ama İzmir’i çok seviyorum.

İzmir insanının dünyevi hırsları yok


Antrenörlük teklifi geldiğinde aklınızdan ilk ne geçmişti?
- Anadolu Efes ile kontratım olmasına rağmen hiç düşünmeden “Evet” dedim. Çünkü ben bu şehrin enerjisine ve taraftarın bilgisine çok inanıyordum. Hatta beş sene önce bu takımla hiçbir ilgim yokken verdiğim bir röportajda şöyle demişim: “Türkiye’de çalışmak isteyeceğim bir takım da Karşıyaka. Müthiş bir potansiyeli var. Şampiyon olabilecek, Avrupa’da başarılara imza atabilecek bir takım. Tüm gerekli şartlar Karşıyaka’da var.” Düşünsenize ben buna beş sene önce inanmışım.

İzmir insanının dünyevi hırsları yok


Karşıyaka’ya geldiğinizde ilk değiştirdiğiniz şey ne oldu?
- Hedef koymak, vizyon yaratmak ve rahatlığı ortadan kaldırmak. Burası tabii ki askeriye değil ama yeri geldiği zaman vidaları sıktım. İyi bir ekip kurdum. Üç sene içinde üç yönetim değişti ama ekibim hedefe inandı. İlk sene 10 yeni oyuncuyla başladık. İkinci sene sekiz, üçüncü sene dört. Bu sene ne olacak bilmiyorum. Galiba malzemecimize kadar transfer edecekler.

Bu kulübe geldiğiniz ilk gün tarihe geçme potansiyelinizin olduğunu hissettiniz mi?
- Ne yalan söyleyeyim şampiyon olabileceğimizi biliyordum. Burada ciddiye alınmayan çok büyük bir potansiyel var. Aslında istenirse daha birçok konuda şampiyon olabilir İzmir. Ama gelgelelim İzmir insanının dünyevi hırsları yok. Yemeyi, içmeyi, perşembeden dükkânı kitleyip Urla, Foça, Çeşme’ye geçmeyi seviyor.

İzmir insanının dünyevi hırsları yok


Ama İzmir’de yaşamak bile insanı gevşetmeye yetiyor bazen...
- Şehirde bir rahatlık var, evet. Ama ben hedef koymayı ve hedefleri gerçekleştirmeyi seven bir insanım. Diğer taraftan hayatı, gezmeyi, eğlenmeyi, zevk almayı da iyi bilirim. Bu iki durumu dengede tutabildiğim ve oyuncularıma bunu aşıladığım için başarı beraberinde geldi. “Bizim bir hayalimiz var” lafını ilk defa iki sene önce söyledim. Ve hayallerimiz gerçekleşti.

Taraftarın bu başarıda payı ne kadar?
- İnanılmaz. Her maçta salonu doldurdular, asla desteklerini esirgemediler. İşin mizahını da çok iyi yaparlar. Mesela şampiyonluktan sonra Bostanlı’da bir parkı ‘Ufuk Sarıca Parkı’ yapmışlar. Kırmızı yeşil tabelaya adımı yazmışlar. Bunlar maddiyatla yapılacak bir şey değil.

Karşıyaka taraftarı Çarşı taraftarına da benzetiliyor. Sizi çok güldürüyorlar mı?
- Hem de nasıl. Geçen biri “Bir hayalimiz vardı onun da içine ettin koç” yazmış.

İzmir insanının dünyevi hırsları yok


Sporcularınızın özel hayatına ne kadar vâkıfsınız?
- Anlatan var, anlatmayan var. Koçtan ziyade abi-kardeş gibi olmaya çalıyorum. Bir sıkıntı varsa, devreye girmem gerektiği zaman giriyorum. Ama her şeylerini konuştukları ve nispeten özgür oldukları masör odasına üç senedir girmiyorum. Gerektiğinde ortaya çıkmak daha önemli.

Aşk sporcuyu nasıl etkiliyor?
- O da karaktere bağlı. Bazıları çok olumlu yansıtıyor, bazıları da leyla gibi dolaşıyor.

Maç öncesi ritüelleriniz var mı?
- Sporculuk hayatımda ufak tefek totemlerim vardı ama iki senedir fazlalaştı.

Mesela?
- Bir kere bir mavi gömlek meselesi var. Mavi gömlek giydiğim bütün maçları kazanıyorum. Avrupa dahil 13 maç üst üste mavi gömlek giydim ve hep kazandım. Arada bir beyaz gömlek giydim. Oğlum dahil herkes “Sakın bir daha giyme” dedi. Ben de maviyle devam ettim. Şampiyonluktan sonra kimi top istiyor, kimi forma, takım menajerimiz mavi gömleklerden birini aldı çerçeveletti.

İzmir insanının dünyevi hırsları yok


Karizmatik olduğumun farkındayım


Siz süslü bir koçsunuz. Takılarınız, jilet takım elbiseniz, yüzüğünüzle stil sahibi bir görüntünüz var. Üzerinde çalışıyor musunuz?

-Giriyorum. Bronz teni seviyorum. Biz salon sporu yapıyoruz, görüntüye önem vermek her şeyden önce seyirciye saygıdan ileri gelir. Saate ve yüzüğe meraklıyım. Bilekliklerimi seviyorum, onlar da totem gibi oldular.

Formunuzu nasıl koruyorsunuz?

- İki sene hiçbir şey yapmadım. Bisiklet aldım dizim şiştiği için binemedim. Tekrar spora başladım. Balık ve Ege otları tüketiyorum.

İzmir insanının dünyevi hırsları yok


Çok kadın hayranınız var.
- Evet var. Zaman zaman zor anlar yaşadığım oluyor. Ama bu, yaptığımız işin gerçeklerinden biri.

Yakışıklı olduğunuzun farkında mısınız?
- Ben öyle düşünmüyorum ama bir erkek olarak nasıl tabir ederim bilmiyorum. Özetle karizmatik olduğumun farkındayım tabii.

İzmir insanının dünyevi hırsları yok


Diğer kulüp taraftarları da sizi çok seviyor?
- Bu herhalde oyunculuk döneminden gelen bir ilgi ve sevgi. Daha da önemlisi saygı. Hayatım boyunca kimseye saygısızlık yaptığımı düşünmüyorum. Bu yüzden diğer takım taraftarları tarafından da seviliyorum.

Milli Takım’da yardımcı antrenörsünüz. İstifa etmeniz gerektiği söyleniyor.

- Şampiyon olduğumuz için böyle bir gereklilik olduğunu düşünmüyorum. Ben bir söz verdim. Ve bu milli bir görev.
Basketbol oyunculuğu mu koçluğu mu?
- Oyunculuğu... Koçluk da çok güzel ama oyunculuk bambaşka.

“Bir Türk, Avrupa’nın en iyi teknik adamlarının hakkından geldi” deniyor. Gururlu musunuz?
- Onlar çok değerli isimler, değerli kadroları vardı. Biz sınırlı maddi imkânlarla başardık. Tabii ki gururluyum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!