İstanbul'un Fethi sadece askeri bir zafer değildir

Güncelleme Tarihi:

İstanbulun Fethi sadece askeri bir zafer değildir
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2002 00:00

BEYOĞLU Belediye Başkanı Kadir Topbaş, dün akşam AKM'de; ‘‘Asırlarda İstanbul'u Yaşamak’’ adlı bir konser düzenlemişti.Salonun giriş kapısında İstanbul'un Fethi üzerine konuşurken, geçen yıl konserden önce yaptığı konuşmadan bir cümleyi söyledi:‘‘İstanbul'un Fethi sadece askeri bir zafer değildir. Gereken bir yönetim değişikliğinin yapılmasıdır.’’Gerçekten de her yıl fethin askeri yanını öylesine abartırız ki, Fatih'in sivil başarıları gölgelenir.AKM'de İstanbul'da yaşayan bütün etnik gruplar, hem Türk müziğini hem kendi müziklerini seslendirdiler. Ortak koro, kaybolmamasını istediğim İstanbul mozaiğini simgeliyordu..Bir İstanbul çocuğu olan Kadir Topbaş'ın, gelecek yıl bu sözünün doğrultusunda kadırgaları yerinde bırakacağını umarım.İstanbul'un fetih yıldönümlerinde yapılacak olan, Fatih'in fethettiği İstanbul için yaptıklarımızın, yapamadıklarımızın bilançosunu çıkarmaktır. Her yıl 29 Mayıs, bir özeleştiri, kendimizle hesaplaşma günü olmalıdır. Yöneticiler, İstanbul'da yaşayanlar, burası için görevlerini yerine getirip getirmediklerini düşünsünler, düşünelim.Mithat Cemal Kuntay'ın Üç İstanbul romanının adını çok severim.İmparatorluk İstanbul'u, işgal İstanbul'u, Cumhuriyet İstanbul'u. Bu tarihleri yaşayan bir kentin macerası her taşına yansımıştır, özellikle yıktıklarımıza. Nereye bakarsak bakalım, İstanbul'un geniş tarihinin bir sayfasına rastlamalıyız.İstanbul'un mozaiği neden bozuldu, kozmopolit İstanbul'a ne oldu?Yanıtlarını verebilecek miyiz? Hem toplumsal, hem siyasal, hem kültürel alanda konuşabilecek donanımımız ve cesaretimiz var mı?Fetih kutlamaları kapsamında bu araştırmaları, tartışmaları gündeme getirmeliyiz.* * *KADIRGALAR olmasa da olur. Karadan yürütmesek kutlamada bir eksiklik meydana gelmez.İstanbul'un bir Çağdaş Sanat Müzesi hálá yok. Ufak, iyi niyetli grupların çalışmaları bu büyük projenin gerçekleştirilmesinde umut verici bir adım bile değil.İstanbul'un büyük bir konser salonu, çeşitli disiplinlerin, sanat türlerinin bulunduğu bir kültür merkezi yok.Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana Atatürk dönemi hariç iktidarlar, İstanbul'un kültürel altyapısına pek yatırım yapmadılar.Koskoca Şan Sineması, sanırım düzeltilmesi gereken bir mevzuat yüzünden kara bir leke gibi gözlerimizin önünde duruyor. Nice büyük sanatçıyı dinlediğimiz Saray Sineması yok olup gitti. Dram Tiyatrosu'na ne oldu?Adını saydığımız salonlar da kültür merkezi niteliği taşımıyor.Maslak'taki Kongre ve Kültür Merkezi'nin akıbetinin ne olacağı meçhul, aidiyeti bile henüz ortada.İstanbul'un yeni yeni kıymetini bilmeyi öğrendik. Geçenlerde Fener'i ve Balat'ı gezdim. Nicedir o harap binaların hayata dönüşünü seyrederken, hiç olmazsa biraz utançtan kurtuldum.Beyoğlu'nun o güzelim binaları onarılacağına oda oda kiraya verilip işyerine dönüştürüldü.Eski bir İstanbul sokağı kaldı mı? Dekor olarak kullanılacak kadar bile yok.İstanbul'u renklendiren Rum, Musevi, Ermeni nüfusunun azalması da mozaikteki renkleri soldurdu.Çünkü Fatih'in fethettiği İstanbul kozmopolitti, bu şehrin o özelliğine dokunmadı.* * *İSTANBUL'un bugünü üzerine umutlu muyuz yoksa...Uzun bir mesele.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!