İlker Yasin: Merhaba
Güncelleme Tarihi:
Televizyondaki sesli beraberliğimize, Büyük ‘‘HÜRRİYET’’ içinde artık yazılı beraberliğimizi de ekledik... Herkese merhaba...
Gündemi her gün değiştirilen Türkiye'nin, değişmeyen, eskimeyen tek gündemi hep futbol oldu... Futbolu bilmeyenin olmadığı Türkiye'de, futbolu anlatmanın da, yazmanın da zor olduğunu ben biliyorum. Gelelim maça...
Dünkü skor, maçın hakkı değildi. Beşiktaş, Galatasaray'dan kötü değildi. Bugün Cenevre'de, Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'ndeki rakibi belli oluyor. Ama dün akşamki galibiyete rağmen gördüm ki, Galatasaray hala şampiyonluk turu attığı mayıs ayının Antalya akşamında... Doymuşluğu, unutmuşluğu ile..
Bu, büyük tehlike. Galatasaray'da defans sancısı bu yıl yine sahnede... Savunma-orta saha kopukluğunu Fatih hemen çözer. Ama Fatih'in takımdaki disiplin bozukluğunu ve konsantrasyon sorununu çözmesi kolay gibi görünmüyor. İlk maç, ilk kırmızı kart. Evlilik Popescu'ya yaramamış, Tugay'ı bu yıl gayret, Arif'i ilk 11'e hasret içinde gördüm. Gecenin en güzel manzarası; K.Hakan'ın 88. dakikada muhteşem golüydü.
Beşiktaş daha iyiydi. Basit oynuyor, çok koşuyor, yardımlaşma iyi. Ama oyuna ağırlık koyacak yıldızı ve bir de gol bölgesinde rakip defansa korku verecek golcüsü yok. Gençlerin takıma uyumu mükemmele yakın. Daha hazırlık dönemi... Futbolun kalitesine fazla birşey söylemeye gerek yok. Şampiyonlar Ligi, sonra lig başlıyor. Ve iki takımın sancısı da öncelikle defans. Hakem için birşey söylemeye gerek yok. Yeni mi yoksa emekli mi olduğunu anlayamadım. Stili yok, dizleri hep kırık, yorgun... Ve görmediği üç net penaltı pozisyonu var.. Aman dikkat..