HAYATIMIN ERKEĞİ MÜKREMÄ°N:"BUNDAN Ä°YÄ°SÄ° ÅžAM'DA KAYISI" ArÅŸivimi karıştırırken, taaa 11 Åžubat 1997 tarihli bir kupür buldum. Yılmaz ErdoÄŸan'ın -nam-ı diÄŸer,

HAYATIMIN ERKEĞİ MÃœKREMÄ°N:"BUNDAN Ä°YÄ°SÄ° ÅžAM'DA KAYISI" ArÅŸivimi karıştırırken, taaa 11 Åžubat 1997 tarihli bir kupür buldum. Yılmaz ErdoÄŸan'ın -nam-ı diÄŸer, "Mükremin Çıtır"- Åžerif Ercan'a verdiÄŸi kısa bir mülâkat. O sezon baÅŸladığı tek kiÅŸilik oyunu "Cebimde Kelimeler"in (Cebindekiler bu kadar ise, zihnindekilerden Allah muhafaza) baÅŸarısından pek memnun. 300'üncü oyununu aÅŸan, kendi yazdığı ve rol aldığı "Otogargara"nin neredeyse bir milyon seyirciye ulaÅŸmasından hayli gururlu. Gururunu saklamıyor, ki bence de tevazuya hiç lüzum yok. Sevincini ifade için seçtiÄŸi cümle, "Bundan iyisi Åžam'da kayısı."Yıllardır düşünüyorum, ÅŸu adamın yaptığı iÅŸe uygun bir sıfat ne olabilir diye. Bu kısa demecini okumuÅŸ, ama hemencecik unutmuÅŸum anlaşılan... Kendim aynısını bulamadım diye oturdum, sinirden tırnaklarımı yedim. Tek tesellim, Mükremin'in akıl ettiÄŸinin de, sırasında folklorumuzun en büyük bilgeliklerini yansıtan, anonim deyiÅŸlerden biri oluÅŸu...Biz iyisi mi, gene Mükremin Çıtır'ın yumurtladığı sınırsız cevherlere dönelim."Nasıl gidiyor kızlar?"Bu cümle Mükremin Çıtır'a ait deÄŸil, facia da orada zaten. Mükü ile Tirbüşon, sınıfta tek ayak üstünde duran öğrenci misali, cezaya kalmışlar. Ailede kim varsa, gelen giden dalgasını geçiyor: "Nasıl gidiyor kızlar?" Kızlar dediÄŸimiz, Mükrebin ile Tirbüşon, ütü yapıyorlar. Ãœstlerinde, birer "utanç belgesi" gibi algıladıkları "iÅŸ önlüğü."Mükremin'in tüm delikanlılık gururu ve de haysiyeti yerle yeksan!"Baba, ÅŸu önlükleri giymeseydik bari!"Baba, fırsatını yakalamış bir kerem, hiç acımıyor:"Çok konuÅŸma. Daha çamaşırlar var.""Anne, sen yapma bari... Ana yüreÄŸini deep freeze mi koydun?"Madem çok hamilesin, çok konuÅŸma!Mükremin, fırsatını bulur bulmaz kendisini sıkıştıran kız kardeÅŸi Lütfiye'yi fena korkutuyor. "Åžaka"nın imha edilebilir bir "nesne" (???) olduÄŸunu da ilk defa iÅŸitiyorum. GebeÅŸ hanımlara duyurulur: Hamile, hele bir de "ÇOK" hamile iseniz, köşe minderi misali bir kenarda uslu uslu oturup fazla konuÅŸmayacaksınız.Yok ya... Pederden hızlı koÅŸmaya baÅŸladı desen-e...Mükremin, annesi Telviye'nin arkadaÅŸlarını kovduÄŸunu öğrendiÄŸinde hayretini ifade ediyor. "Aldı başını gidiyor" yerine "hızlı koÅŸuyor"u lanse ediyor."Tirbüşon, kafanı bulaşık suyunun içine sokarsam, nefes alamazsın, biliyor musun?"Çamaşırlar sırada, bulaşık henüz halledilememiÅŸ. Tirbüşon olmadık yerde saçmalayınca, anında fırçayı yiyor.Aslında, fırçanın nedeni, anne-kız Telviye ile Lütfiye'nin (isimlere bakar mısınız?) bizim çocukları fena, ama çok kötü fena, madara etmesi. Ana-kız aralarında kaynatıyorlar:(Lütfiye) Ne yemek piÅŸirsinler?(Telviye) Sakın söyleme! Ä°ÅŸin en zor kısmı bu. Bırak, onlar bulsunlar.Kırk sene, her Allah'ın günü "Ne piÅŸirsem?" diye dertlenmenin acısı fena çıkartılıyor. O hırsla, neredeyse, "Bırak, gebersinler..." diyecek... Der mi der!"Hesabı kız mı ödedi?"Rezalet diz boyu! Annesinin bulduÄŸu kızla buluÅŸma mahalline Tirbüşon'u gönderen Mükremin, dizini nasıl döveceÄŸini bilmiyor. Durum gerçekten, vahim, nasıl vahim olmasın ki, annesi buldu diye başından savdığı hatunun pek de alımlı olduÄŸunu öğreniyor. "Annem bulduysa, mutlaka Maymunlar Cehennemi'nden çıkmıştır dediÄŸi kızı elden kaçırmanın telaşı bir yana, bir de üstelik rezili çıkmış: Zira, muhallebicide hesabı kız ödemiÅŸ. Sebebi de çok basit. Tirbüşon'un ifadesiyle, "Tabii Mükremin. Toplam 88 tane tavuk göğsü yedikten sonra, bende hesap ödeyecek hal mi kalır?"Delikanlı karizmasının hazin sonu."Hangi memeli sınıfına dahilsin? Ayı ile öküz arasında, neredesin, pek bilemiyorum."Mükremin, bir adet "Tirbüşon katili" olmaktan, son anda, direkten dönmüş, aÄŸzına geleni söyleyerek, öfkesini geçiÅŸtirmeye çalışıyor. (Ayrıca, bu memeliler bahsi, bizim aile için de hassas konu. "Hababam Sınıfı"nı ve Kemal Sunal'ı hatırlatan her ÅŸey, hanemizde hassas mevzu.)"Rölantide... YokuÅŸ aÅŸağı yuvarlanıyor."Mükremin, gözüne girmeye çalıştığı güzeller güzeli Sibel ile iliÅŸkilerinin son durumunu böyle özetliyor. Muhabbetleri estek köstek bir vaziyet almış mahzun âşıklara duyurulur. Hal ve gidiÅŸ nane ise, "rölanti" esprisine müracaat ediniz. Bakarsınız, kızcağız espriyi beÄŸenir, makaraları koyuverir; durum düzeliverir."Nurtan yoksa Nurten de olabilir."Ä°stedikten sonra, minareye de kılıf bulunur, bilumum kıvırtma yollarına baÅŸvurmak da caizdir."Kandırıkçı insan!"Ölümüm Mükremin'in elinden olacak, korkarım. Nedir yahu? Ä°nsanın lisanı bu kadar mı lâstikli olur? Mükremin babasına kızmış, sahiden olmasa da, nedense, kandırıldığını düşünüyor. Belki de, "kandırılmış" görünmek iÅŸine geliyor: bir baÅŸla iki kuÅŸ vaziyetleri: sabahatini gizlerken (ki, mutlaka bir kabahati vardır) hem mazlum rolü oynayacak, hemi de zeytinyağı gibi üste çıkacak... Zeki çocuk..."Lütfiye, Babam'a söyle, sinirimden ütüyü suratına yapıştıracak hale geldim."Ehhh, çamaşır, bulaşık derken, delikanlımızın haysiyeti yerlerde sürünmeye baÅŸlamış bulunuyor. Mükremin de alarm zillerinin çalınması gerektiÄŸini düşünüyor olmalı. Ne de olsa, maço kültürümüzün tamamen ayaklar altına alınmamasında yarar var; hepimiz için."Sesi o kadar güzel ki, kaset bile doldurabilir."Mükremin iltifat mı ediyor, dalga mı geçiyor (ki, ikinci ihtimal daha galip görünüyor) belli deÄŸil. Ne var ki kaset piyasası ile ancak bu kadar gırgır geçilebilir. Zaten, memlekette benden baÅŸka kaset doldurmayan kalmadı. Milletçe birer bülbül kesildik, cümbür cemaat ÅŸakıyoruz. Allah nazardan saklasın ve neÅŸemiz bol olsun."Zaman içinde, senin kadar bile kaşınmayan pek çok adamı 'kullanılmaz' hale getirdim."Derhal anladığınız gibi, Mükremin, gene birine fırça atıyor. Olmaz efendim, olmaz: fırça atılmadık bir gün geçemez. Bu seferki kurban, Mükremin Sibel'i beklerken, ikide bir tepesinde dikilip "Ä°lle de servis yapayım" diye tutturan biçare garson. De, "kullanılmaz" tabirinin ben sadece 'son kullanım tarihi' ile ilgili olduÄŸunu sanıyordum. Yani, Mükremin'e kadar.Anadolu insanının kader karşısındaki boynu bükük halinin resmidir. Teslimiyet'in itirafı."Ayılınca mı sapıtıyor? Neresi ulan burası? Kendini ÅŸaşıranlar lokantası mı?"Mükremin, milletin ayıbını yüzüne vurmasa olmaz... Düşündürücü..."Ben biraz sonra çıldırırsam, sen sakın umursama olur mu?"Mükremin, Lütfiye'nin "Ayyy!... Vallahi bravo! Ä°ntikam diye buna derim" sözüne tepki veriyor."Geceleri çok aÄŸladım...""Gündüzleri aÄŸlamadın mı?""Hayır. Çünkü, çalışıyordum."'Buyur buradan yak' denir ya... Hey Tanrım, neresinden tutsak? Kel alâka... Hem soru, hem de cevap abuk!..Bir insan aÄŸlıyorsa, düpedüz aÄŸlıyordur. Bunun gecesi, gündüzü mü olur, Abicim?"Altı yıl nedir ki?... Asıl sorun, yedi yıl olması..."Haydaaaa!!!..(to be continued)Jülide ERGÃœDER - 15 Eylül 2000, Cuma Â