Güncelleme Tarihi:
Jenner, geçtiğimiz yaz satın aldığı 36.5 milyon dolar değerindeki malikanesini yaklaşan Noel ve yeni yıl kutlamaları için çoktan hazırladı bile.
Travis Scott ile ilişkisinden Stormi adında bir kız annesi olan Kylie Jenner, yeni malikanesinin hem içini hem de dışını özenle süsledi.
Malikanenin bahçe kapısından başlayan ve renkli ışıklarla aydınlatılan süslemeler, evin içine kadar uzanıyor.
Bahçe kapısını bir ışık şelalesi haline getiren Kylie Jenner, evin içine de dev boyutu bir çam ağacı kurup süsledi.
Jenner'ın Instagram sayfasında "Yılın en sevdiğim zamanı" mesajıyla paylaştığı bu süslemelere takipçilerinden de beğeni ve yorum geldi. Genç yıldızın bu süslemeler için binlerce dolar harcadığı düşünülüyor.
Kylie Jenner, Los Angeles'ın Holmby Hills bölgesinde yer alan malikanesini bu yılın başlarında satın almıştı.
Dünyanın en zengin genç kadını unvanını taşıyan Kylie Jenner, servetini de akıllıca harcıyor.
Henüz 22 yaşında olmasına rağmen Los Angeles bölgesinde hatırı sayılır bir emlak yatırımı bulunan Jenner, bunlara yeni bir halka daha ekledi.
Bir çocuk annesi Jenner, Los Angeles'ın en gözde bölgelerinden biri olan Holmby Hills'te bir malikane satın aldı. Jenner, yeni evinde çekilen ilk pozlarını da sosyal medya sayfasından paylaştı.
Jenner, emlak portföyüne kattığı bu yeni ev için 36.5 milyon dolar harcadı. Aslında ev sahibi, bir hafta önce satışa çıkardığı bu ev için 45 milyon dolar talep etmişti. Fakat Kylie Jenner, yürütülen pazarlıklar sonucu evi 36.5 milyon dolara satın aldı.
Jenner'ın yeni evinde çekip 171 milyon takipçisi olan Instagram hesabından paylaştığı pozlarına beğeni ve yorum yağdı.
Kylie Jenner'ın yeni evinin yedi tane yatak odası, 14 tane de banyosu bulunuyor. Tek katlı ev geniş bir alan üzerine kurulu. Evin içinde spor salonundan özel sinema salonuna kadar, Jenner'ın alışkın olduğu hayatın konforunu sağlayacak çok sayıda özellik bulunuyor.
Daha 30 yaşına gelmeden dünyanın en zengin kadını unvanını aldı... Kelimenin tam anlamıyla "paraya para" demiyor. Peki bu bir çocuk annesi zengin genç kadın nasıl bir evde yaşıyor dersiniz...
Zaten zengin bir ailede doğan ama bununla yetinmeyip kendi servetini de yaratan Kylie Jenner, dudak uçuklatan bir malikanede sevgilisi Travis Scott ve kızı Stormi ile birlikte yaşıyor.
INSTAGRAM, BACKGRID UK
Henüz 21 yaşında olan Jenner, California'da zenginlerin yaşadığı Hidden Hills'te bir malikanede yaşıyor. 2016 yılında 12 milyon dolara satın aldığı bu malikane Jenner'ın tek evi de değil üstelik.
Kylie Jenner, 8 odalı malikanesini tepeden tırnağa dekore ettirdi. Usta isimlerin imzasını taşıyan bu dekorasyon sonucu malikanenin belli odaları Barbie temasına uygun olarak rengarenk döşendi. Bazı odaları da daha klasik bir tarza sahip.
Kylie Jenner, en sevdiği renk olan pembeyi evinin çeşitli bölümlerinde kullandı. Özellikle de makyaj odasında.
Jenner'ın evinin en çok dikkat çeken bölümlerinden biri de ayakkabı ve çantaları için ayırdığı oda. Burası kelimenin tam anlamıyla bir mağazayı andırıyor.
Bu arada Kylie Jenner'ın 1 milyar dolar serveti olduğunu da hatırlatalım.
Genç yıldızın yine Los Angeles'da geçen yıl satın aldığı bir başka malikanesi de bulunuyor.
INSTAGRAM, BACKGRID UK
Hürriyet Gazatesi Eğitim Servis Müdürü Nuran Çakmakçı, İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver ile Yeni Normalde gençlerin YKS maratonu sonrası tercihlerini yaparken nelere dikkat etmesi yönünde bir röportaj gerçekleştirdi. İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver ile birlikteyiz ve gençlerin YKS sonrasındaki en önemli maratonu hakkında konuşacağız. Gelecekte yapacakları işi belirleyecekleri bir dönem. Arkadaşlarından veya rehberlik öğretmenlerinden bazı tavsiyeler alıyorlar. Bu noktada gençlere tercih haritasında destek olmak için Bahar hanım ile konuşmak istedik. Nasılsınız?İyiyim, teşekkür ederim. Pandemi dönemindeki bazı belirsizlikler bizi yoruyor ama çalışmaya devam ediyoruz.Pandemi aylardır gündemimizde. Bunun devam etmesi durumunda sizler nasıl bir hazırlık yaptınız? Neler öneriyorsunuz?Değişim ile ilgili bazı öngörülerimiz var. Kültür Üniversitesi’nin belli bir deneyimi var. Bu anlamda daha önce pek çok kriz gördük. Olağanüstü şartlarda olduğumuz zamanları yaşadık. Şu anda daha zor bir dönemdeyiz. Burada değişmeyen şey bizim tavrımız. Önümüzdeki sonbahar sömestri için bazı belirsizlikler var. YÖK’ün vereceği kararlara göre 6 ya da 7 tane senaryomuz var. Buna göre hareket edeceğiz. Mesela burslar ile ilgili bir planımız var.Onu biraz açabilir misiniz? Çoğu öğrenciyi çok yakından ilgilendiriyor? Kimler hangi koşullarda alabilir?We-Accept için amacımız tek bir sınava bağlı olan bir başarı ile değerlendirme yapmamaktı. Bu noktada öğrencileri belli bir testten geçiriyoruz. Test sonuçlarına göre öğrencilere bazı konularda burslar veriyoruz. Önümüzdeki sene için daha fazla geliştirerek bu sistemi devam ettireceğiz. Öğrencinin yeterliliği ve inovatif çalışmaları burada çok önemli. Bunların yanı sıra bölümlere uygun olarak hazırladığımız burslarda mevcuttur.“Öğrencinin Hizmetinde” mottosu ile hareket ediyorsunuz. Bu motto üniversiteye nasıl uyarlandı ve Kültür’de okumanın farkı nedir?Kültür Üniversitesi, 60 yıllık deneyimini pandemi döneminde de çok iyi gösterdi. Bilimin ve sanatın da çok önemli olduğunu biliyoruz. Bu bir entelektüel birikim değil. Kapsamlı boyutlara sahip ve öğrencinin yaşam kültürü kazanması için çok önemli bir fırsat. Özellikle Kültür Üniversitesi, her bütçeden öğrenci için uygun burslar hazırlıyor. İhtiyaç, başarı, spor ve çalışma burslarımız mevcut.Vakıf üniversitesinde belli ekonomide olan öğrenciler okuyabilir diye biliniyor. Ama Kültür’de çalışarak deneyim edinme şansı da buluyor. Onu da biraz açıklayabilir misiniz?90’a yakın öğrencimiz şu anda bizde sigortalı olarak çalışıyor. Bazıları karşılıklı burs olarak çalışıyor bazıları ise çalışmasının karşısında belirli bir ücret alıyor. Üniversitemizde okuyan öğrenciler, tercih döneminde tanıtım yapıyorlar. Kendi deneyimlerini ve bilgilerini tercih yapacak öğrencilere aktarıyorlar. Bunun karşılığında da burs ya da farklı kazanımlar elde ediyorlar. YÖK burslu bir öğrenci okulumuzda çalışıyor ise kulüplerden kültürel aktivitelere kadar pek çok deneyimi paylaşabiliyor. Bu öğrenci için staj gibi bir fırsat oluyor. Tüm bunların yanı sıra eğitimin aksamaması için de 2011 yılından itibaren dijital bir yatırım yaptık. Pandemi döneminde bu yatırımın karşılığını fazlasıyla aldık. Bu dönemde hocalarımızın ve öğrencilerimizin herhangi bir sağlık sorunu yaşamaması için çaba gösterdik. Siz çok araştırmacısınız ve sürekli eğitim aldığınızı da biliyoruz. Harvard Üniversitesi’nde bizzat eğitim aldınız. Bir yandan dijital altyapı yatırımı için bir yandan da yeni dönem için farklı senaryolarınız var. Siz nasıl bir model uygulayacaksınız? Eğitimi ne zaman başlatacaksınız?Biz 14 Eylül tarihinde okulları başlatma kararı aldık ama bize bağlı değil. YÖK’ten gelen talimata göre ayarlamalarımızı yapacağız. Ona göre Hibrit modelimizde %60 - %40 sistemini uygulayacağız. Bir kısmı online olarak bir kısmı yüz yüze eğitime devam edeceğiz. Kampüsteki yoğunluğu seyreltmek istiyoruz. Öğrencilerimizin ve okula gelecek velilerin maskelerine ve sosyal mesafelerine dikkat etmeleri için elimizden geleni yapacağız. Termal kameralar gibi farklı önlemler alıyoruz. 4 kampüsümüzde tüm sağlık önlemlerimizi almaya steril işlemleri ile başladık. Kantindeki yiyecek usullerini belirledik. Şehir dışından gelip yurtta kalacak öğrencilerimiz için de belli bir denetleme sistemi kurduk. Aynı anda 10 bin öğrencinin bağlanabildiği bir sistemimiz var. Durumun daha kötüye gitmesine karşı sağlam bir teknoloji temelimiz var.Pandemi aslında pek çok şeyi değiştirdi. Şehir dışından da öğrencileriniz gelecek. Burada hem öğrencilere hem de ailelere ne gibi önlemler aldığınızı aktarabilir misiniz?Ortak alanların tümünde steril işlemlerimiz tamamlandı. Yurtların giriş çıkışları ve temizliği ile ilgili esaslar yayınlandı. Corona riski karşısında nasıl davranılması gerektiği ile ilgili bir yönetmelik oluşturduk. Pandeminin en büyük zarar verdiği şeylerden biri de sosyal ve duygusal yönlerdir. Öğrencilerin bu etkilerden daha kolay nasıl kurtulması ile ilgili çalışmalar hazırladık. Anksiyete ve depresyonun arttığı dünyada öğrencilerde kararsızlık görülüyor. Bunun önüne geçmek oldukça önemlidir. Biz evindeki bilgisayardan laboratuvara ulaşmasını sağlıyoruz. Mesela mimarlık öğrencisi dijital ortamdaki atölyelere katılabilir duruma getirdik. Tüm bunların yanı sıra YÖK’ten gelecek olan haberde önlemler üzerinde oldukça etkilidir.Yıllarca binlerce öğrenci ve ebeveyn ile karşılaştınız. Tercih döneminde onlara neler öneriyorsunuz?Pandemi döneminde büyük bir yaşam mücadelesi verdiler. Korku ve kaygı yaşadılar. Hem aileler hem de öğrenciler ayakta kalmanın mücadelesini verdiler. Ama şöyle düşünmek lazım bütün dünya aynı süreçten geçiyor. Benim tavsiye edeceğim en önemli şey hayallerinden vazgeçememeleridir. Online ya da fiziksel olarak okulları gezsinler. Bunu yaparken maske ve mesafe konusuna dikkat etmeliler. Uzaktan eğitim ya da hibrit eğitimden hangisi olursa olsun okulların kültürel imkanlarını da incelemeleri gerekiyor. Üniversitelerin sanal imkanlarını detaylı bir şekilde araştırabilirler. Üniversiteliler ve akademisyenler ile konuşmak onlar için önemli. Burs ve yurt dışı olanaklarına baksınlar. Ufuk açıcı çalışmaları olan üniversiteleri tercih etmek önemlidir. Bizim Doğru Tercih dediğimiz bir program var ondan da yararlanabilirler.Üniversite ve diplomanın yaşamdaki rolü nedir sizce?Üniversite dönemi, kişinin kimliğini geliştirdiği bir dönem. Biz 10 yıldır “Üniversite kültürdür.” diyoruz. Okul yalnız başına bir meslek sahibi olmak anlamına gelmiyor. Bunun yanı sıra kimlik, dostluk ve toplumsal sorumluluk gibi kavramlarında geliştiği bir ortamdır. Sorgulamanın önem kazanması da karakter eğitimi üzerinde etkili oluyor. Biz okulumuzda konserler ve sergiler gibi etkinlikler ile öğrencinin kültürünü geliştirmeyi destekliyoruz. Bence bunların hepsi çok önemli.Son olarak anne ve babalar çocuklar üzerinde oldukça baskın. Bu noktada onlara neler söylemek istersiniz? Genelde gençleri dinlemiyor ya da anlamıyoruz. Bunun için söyleyeceğiniz şeyler çok kıymetli.Ben de bir anneyim ve iki kız çocuğum var. Dolayısı ile annelik serüvenini çok iyi biliyorum. Bizim kültürümüzde müthiş bir korumacılık var. Bu kadar korumasak ve bazı şeylerin sonuçlarını yaşamaları belki de onlar için daha iyi olabilir. Koruma kısmından vazgeçmemiz gerekiyor. Onun araştırma ve inceleme yapmasına izin vermek çok önemli. Bu gençler Z kuşağı olduğu için daha farklılar. Yapmamamız gereken en önemli şey ise kendimiz ile karşılaştırma yapmamaktır. Böyle bir zemin olmamalıdır. Eğitimin temelinde karşılaştırma var ama kendiniz ile onları karşılaştırmak yanlış olur. Bu kuşak oldukça zeki ve dijital tepkileri çok yüksek. Müthiş bir özgüvenleri var. Bu noktayı da göz önünde bulundurmalıyız. Öğrenciler farklı yöntemleri deneyebilirler. Çap gibi seçenekler ile iki bölümü aynı anda okuyabilirler. Doğru bir tercih yapmak zor ama sağlıklı seçimler yapmalarını diliyorum.Teşekkür ederim her şey için. Eklemek istediğiniz bir şey var mı?Onlar zaten çok zor bir dönemden geçtiler. Öğrencilerin yapacakları en önemli şey ara vermeden eğitim hayatlarına devam etmeliler. Üniversite demek bir yaşam kültürü demektir. Bu yaşam kültürü, üniversite ve lise arasında farklılık gösteriyor. Bu nedenle üniversiteyi deneyimlemelerini öneriyorum.Umarım herkes bunları dikkate alır. Sağlıkla kalın.