Futbolsuz maç yazısı

Güncelleme Tarihi:

Futbolsuz maç yazısı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 14, 2002 00:00

FUTBOL çılgınlığının sadece bizde değil, tüm dünyada en yaygın -deyim yerindeyse- hastalık olduğunu, bu satırların yazarı gibi, konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayanlar bile, Güney Kore-Japonya ikilisinin düzenlediği Dünya Futbol Şampiyonası sayesinde gördü.İkinci tura geçemedik diye ağlayan Fransızlar, aynı nedenle kahrolan Arjantinliler ve müesseselerde işleri, fabrikalarda üretimi durduran, caddeleri nüfus sayımı günü boşluğuna kavuşturan maçlar, insanlığın en yaygın ve ortak ilgi konusunu ortaya çıkardı.Bu durumda kuşkusuz, iletişim teknolojisindeki inanılmaz gelişmenin rolü çok büyük. Çünkü yüzlerce milyon belki de milyarlarca insan, en önemli maçları hem de canlı olarak, birkaç metre uzağındaki ekranlarda izledi. Atılan bir golün heyecanını, kaçırılan bir fırsatın hüznünü, maçın yapıldığı stadyumu dolduran insanlarla aynı anda yaşadı ve paylaştı.Yukarıda dediğimiz gibi biz ‘‘futbol’’dan hiç anlamayız. Doğrusunu söylemek gerekirse herkesin bu konuda çok konuştuğunu biliriz ama anlayan kimdir, onu bile tayin edemeyiz. Aslını ararsanız, bilenin ve bilmeyenin aynı ses konuyla konuştuğu (iç politika hariç) başka bir alan yoktur sanıyoruz. Nitekim, her konuda ahkám kesen büyük (!?) otoritelerin de ikide bir -kendi deyimleriyle söyleyelim- madara olduklarını görünce, itiraf edelim ki için için gülüyoruz.Bu tiplerin bir de güzel gerekçeleri var:‘‘Efendim top yuvarlak’’mış.Ne önemli bir tespit yarabbi! Her türlü itirazı bir anda sıfıra indirgiyor.Böyle ‘‘top yuvarlaktır’’cı çok bilmişlerin, Milli Takım'ın başındaki Şenol Güneş hakkında yazdıklarından son zamanlarda gözümüze öylesine çok ve öylesine olumsuz laflar çarptı ki, şimdi Türkiye'nin ikinci turda oynama şansını kazanması üzerine ne diyeceklerini ister istemez merak ediyoruz.Hoş... Bu tür tartışmalardan şimdiye kadar haksız çıkmış (ya da karşı görüşü kabul ettiğini söyleyen) kimse olmadığına göre, söyleyecek bir şey mutlaka bulacaklarına güveniyoruz.Malum... Top yuvarlak olduğu gibi dilin de kemiği yoktur.Biz futbolu bilmesek de insanları gözlemlemeyi biraz olsun bildiğimizi sanırız. O da bize bu kadarını söyleme hakkı verir.En önemlisi Milli Takımımız'ın başarısı. Haydi... Onlar başarsınlar da hep birlikte sevinelim.NOT: Gazetecilikte ‘‘üstat’’ sıfatına layık birkaç isim varsa onlardan mutlaka biri olan ve sağlık sorunları yüzünden bir süredir okuyucularından ayrı kalan sevgili Metin Toker'e en içten duygularla buradan acil şifalar diliyorum. O.E.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!