Futbolcu insandır

Güncelleme Tarihi:

Futbolcu insandır
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 17, 1997 00:00

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Sion Havalimanı'na Galatasaray'dan önce geldik. Hemen hepimiz koyu Galatasaray taraftarı gazeteciler olduğumuz için, ikişerli üçerli gruplar halinde akşamki maçı tartışıyorduk.

Ve yüzlerimizde, dört gün süren gerginliğin rahatlığa dönüşmesinden doğan gizlenemez bir mutluluk ifadesi vardı.

Derken Galatasaray otobüsü geldi. Önce Fatih Terim indi.

Boynumda kendi armağan ettiği sarı-kırmızı, siyah renkli Galatasaray armalı özel kravatı görünce sevindi. Usulca: ‘‘Kravatınız çok güzelmiş’’ dedi. Bana söyletmek istediği sözü anlamıştım. Söyledim de:

‘‘Sizin tişörtünüz de hazır. İstanbul'a dönünce yollayacağım. Artık seneye giyersiniz.’’

Spritüel bir adamdı: ‘‘Belki pastırma yazı olur, bu yıl da giyerim.’’ dedi. Ellerimizi dostça sıktık; kucaklaştık.

Bu canı gönülden tebrik anlamına geliyordu.

BİZ BİRBİRİMİZ İÇİN VARIZ

Biz Galatasaraylılar birbirimiz için vardık.

Derken Arif Erdem sökün etti. Onu da kapıda yakaladım.

‘‘Arif’’ dedim. ‘‘Orta yapmak için attığın top gol oldu değil mi?’’

Usta kalem Selahattin Duman'ın kendisi hakkındaki düşüncelerini kökünden yalanlarcasına enfes bir kahkaha attı. Bu çocuk asla aptal olamazdı. Ona ancak, dünyalar safı denilebilirdi.

Espriden iyi anlıyordu.

Onu da kucaklayıp göğsüme bastırdım.

Hakan Şükür yanıma gelip, maçı nasıl yorumladığımı sordu. Söyledim. İyimserdi:

‘‘Bunlar düzelir ağabey, merak etmeyin.’’ dedi.

Suat Kaya yanımda belirince: ‘‘Tebrik ederim’’ dedim. ‘‘Fener maçında kaçırdığın pozisyonun daha zorunu gol yaptın.’’

‘‘Ama çok kötü bir gol kaçırdım.’’ dedi. ‘‘Aklımda topu İlie'ye çıkarmak vardı. Bu yüzden kaçırdım. Eğer gol atmayı düşünseydim, atardım.’’

Bu çocuk gerçekten zekiydi.

Benim konuşmak istediğim adam Ergün Pembe'ydi. Onu uçakta görebildim. Yanımdaki koltuğa davet ettim. İlhan Söyler'le birlikte bir kaç dakika konuştuk. Böylesi bir futbol virtüozunun futbol sanatını ondan beklendiği şekilde icra edememesinin nedenlerini arıyordum.

Kısa süre içinde buldum.

Gülmüyordu. Doyasıya gülemiyordu. Ya gülmesini öğrenmemiş ya da unutmuştu. Bu yüzden kendisini adeta cendereye alıyor, özgür kılamıyordu.

Başarı asık suratlarla olamaz

Müfit Erkasap'ın o her zaman güleç yüzüyle, Ergün Pembe'yi rehabilite etmesini diliyorum. Takıma daha fazla özgürlük ve espri gerekiyor.

Espri ‘‘ruh’’ anlamına gelir. Bizde espriye katılması gereken başta Romen'ler olmak üzere bir kaç genç adam var.

Futbolcu insandır ve insan, hangi milletten hangi dinden olursa olsun, hangi dili konuşursa konuşsun eşittir.

Romenleri de bir an önce Çavuşesku anlayışından kurtarmalı, çağdaş Galatasaray esprisiyle bütünleştirmeliyiz.

Formalarımızı onların yüreklerine de giydirmeliyiz.

Ve hep beraber kahkahalarla alabildiğine gülmeliyiz.

İnsanoğlu yeryüzünde gülmeyi başarabilen tek yaratıktır.

Suratımızı astıkça insanlıktan da uzaklaşırız.

Başarı asık suratlarla yakalanamaz.

Güneşi gülümseyerek zaptetmeliyiz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!