Engelleri 'mat' eden ikiz kardeşler

Güncelleme Tarihi:

Engelleri mat eden ikiz kardeşler
Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2011 10:33

Görme Engelliler Satranç Milli Takımı'nın değişmez oyuncularından olan Selim ve Kerim Altınok kardeşler, Dünya Engelliler Oyunları'nda milli formayı bir kez daha terletecekler.

1-10 Nisan tarihleri arasında Antalya'da düzenlenecek oyunlar öncesi Ankara'da yapılan Milli Takım kampına katılan ikiz kardeşler,  iyi bir hazırlık süreci geçirdiklerini, ancak kamp süresini yetersiz bulduklarını söylediler.

Selim Altınok, oyunlarda ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışacaklarını belirterek, “Rakiplerimiz arasında Rusya gibi çok güçlü ülkeler var. İran bu yıl ilk kez geliyor, ancak ilk 10'u zorlarlar. Türkiye'de bu spora çok geç yaşlarda başlanıyor. Şampiyon satranççılar yetiştirmek için, çok küçük yaşlardan başlayarak sıkı bir eğitim verilmesi gerek” dedi.

Önemli olanın yeni nesillere yatırım yapmak olduğunu ve bundan 10 yıl sonra Türkiye'den de şampiyonlar çıkabileceğini ifade eden Altınok, “15 tane körler okulu var. Satranç eğitmenleri bu okullarda görevlendirilip, eğitim materyalleri oluşturulursa neden olmasın? Sesli, kabartma yazılı materyaller çok önemli” diye konuştu.

Görme engellilere eğitim seminerleri ve kurslar düzenleyen, aynı zamanda kitapları ve bir de müzik cd'leri bulunan kardeşlerden Selim Altınok, 1963 İstanbul doğumlu olduklarını ve retina tabakasında doğuştan oluşan bir hastalık nedeniyle ortaokul yıllarında görme yetilerini kaybettiklerini anlattı.

Selim Altınok, “Retina tabakasındaki problem yavaş yavaş ilerledi ve sonunda görme yetimiz tamamen sıfırlandı. Eğitimle ilgili çok sıkıntı çektiğimizi hatırlıyorum ama erken yaşta kör olmak, bu duruma daha kolay ve çabuk adapte olmayı sağlıyor” dedi.

Çok başarılı öğrenciler olduklarını ifade eden Altınok, şöyle devam etti:
“En önemlisi rehabilitasyon eğitimi almamız oldu. Babamız liseden sonra bizi bir rehabilitasyon merkezine gönderdi. Burada 5,5 aylık çok hayati bir eğitim aldık. Orası bizim hayatımızı değiştirdi. Bastonla tek başına dışarı çıkmaya başladık, kabartma yazı, kabartma nota eğitimi aldık. Sonat çalabilecek konuma geldik. Psikolojik yardım almadık ama ailemizin büyük desteği vardı. Okul yıllarında defterlerimizi yazmaktan tutun, kitaplarımızın okunması, günlük yaşantıda gereken şeyler gibi her konuda bize çok destek oldular. Bu rehabilitasyon eğitimi sayesinde üniversiteye girdik. İstanbul Hukuk Fakültesi'nden sınıf birincisi ve ikincisi olarak mezun olduk.”

“TOPLUM BİZİ ÖTEKİLEŞTİRİYOR”

Buraya kadar her şeyin yolunda gittiğini, ancak üniversiteden sonra verilen hayat mücadelesinin daha önemli olduğunu kaydeden Altınok, “Çok zorluk çektik. Toplumda engelli insanı ötekileştirmek gibi bir durum söz konusu. Biz aslında biraz daha sıradan olmak istiyoruz. Sıradanlığın dayanılmaz hafifliğini yaşamak istiyoruz. Uzaylı gibi algılanmak istemiyoruz. Bizi ne üstün, ne aşağı görün. Kimisi ise yardıma çok istekli ama bunun şekli ve dozu çok önemli. Yolda biri bana sormadan koluma girip karşıya geçirmeye çalışabiliyor. Bastonun ucundan çekip çekiştirenler var” diye konuştu.

Bir kamu kurumundan emekli olduklarını ve daha sonra kendilerini görme engellilerin eğitimine adadıklarını anlatan Selim Altınok, ilk işlerinin bir bilgisayar kursu açtıklarını, çünkü görmeyen bir insan için bilgisayar kullanımının çok önemli olduğunu söyledi. Özellikle satrançta bilgisayarın çok faydasını gördüklerini ifade eden Altınok, ekran okuyucular sayesinde gazeteden kitaba kadar istedikleri her şeyi okuyabildiklerini kaydetti.

Daha sonra Türkiye'nin ilk görme engelliler kütüphanesini açtıklarını belirten Altınok, “Bunun sayısını ikiye çıkardık. Kütüphanede dijital kitaplar yer alıyor. Ayrıca satrançla ilgili bir kabartma kitap yazdık. 2 yıl uğraştık. Temel satranç kurallarını öğreten bu kitabı bastırmak için bazı yerlere başvurduk ama bürokratik engelleri bekleyemedik. çok maliyetli olmasına rağmen kendimiz bastırdık ve dağıttık. Ayrıca internetten de indirilip sesli dinlenebiliyor” diye konuştu.

“SATRANÇ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”

Her yıl milli takıma girdiklerini, birincilikte dahil olmak üzere birçok Türkiye derecelerinin bulunduğunu ifade eden Selim Altınok, satrancın kendileri için çok önemli olduğunu söyledi.

Altınok, satrancın insana doğru düşünmeyi, sakin olmayı öğrettiğini, ayrıca katıldıkları turnuvalar sayesinde sosyalleştiklerini, çevre edindiklerini belirterek, “Yeni mekanlar görmek, yeni insanlar tanımak, satranç camiasıyla iç içe olmak çok güzel. Satranç sayesinde engeller aşılıyor. Türkiye şampiyonu bir arkadaşımız var. Evden dışarı çıkamazken, satranca başladıktan sonra hayatı değişti. turnuvalara gitmek için kendi başına sokakta olmayı öğrenmek zorunda kaldı. Şimdi onu kimse tutamıyor. Tek başına ABD'ye gitti” diye konuştu.

Engelli çocukları olan ailelere seslenen Altınok, anne babaların çocuklarını dışarı çıkarmaları, korumacı tavırlar veya utanma duygularıyla onları evde tutmamalarını saklamamaları gerektiğini kaydetti. Eğitimin çok önemli olduğunu ifade eden Selim Altınok, Karanlığın Rengi Beyaz isimli kitaplarında bunlardan bahsettiklerini belirterek, çocuklara mutlaka eğitim fırsatı verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

KERİM ALTINOK

Kerim Altınok ise körlüğün bir karakteristik olduğu yaklaşımından bahsederek, şunları söyledi:
“Körlük, mavi ya da yeşil gözlü olmak, kısa ya da uzun olmak gibidir. bu biraz abartılı bir yaklaşım olabilir ama doğru. çünkü uzun biri nasıl dar bir arabayı kullanamazsa, kısa biri nasıl bir ampul değiştiremezse kör bir insanın da bazı kısıtlamaları var. Bu engellilik durumunu ağırlaştıran bizleriz. Böylece dramatik ve zor bir hal alıyor. İnsanların sıcak yaklaşımını yardımseverliğini inkar edemeyiz ama ötekileştirme durumu kötü.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!