Sorulara cevap veremeyince okunuluna yazıldım

Güncelleme Tarihi:

Sorulara cevap veremeyince okunuluna yazıldım
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2017 12:22

Ahmet Tosun Erzincan’da doğdu, İstanbul’da büyüdü. İstanbul’da çocuk yaşta çalışmaya başladı. Sokaklardan hurda demir topladı, deniz kenarında, parklarda ve kahvelerde çekirdek sattı. 1974 yılında Berlin’e babasının yanına geldi. Türklerin az yaşadığı Steglitz’e yerleşti. Alman arkadaşlarının sayesinde Alman kültürünü tanıdı. Babasıyla annesinin çalıştığı Coca Cola’da işe girdi. Bir süre çalıştıktan sonra ticarete atıldı. 1993 yılında içecek firması kurdu. Müşterilerin şarapla ilgili sorularının içinden çıkamayınca eğitim almaya karar verdi. Alman Şarap ve Sommelier Okulu’nda 2006 yılında eğitime başladı ve başarıyla da bitirdi. Artık o bir ‘sommelier’di (Sommelier: Müşteriye seçtiği yemeğe göre şarap öneren, şarapların alımı ve muhafazasından sorumlu uzman.)Sonraki yıllarda Fransa ve ABD’de de şarap üzerine eğitimine devam etti. Şimdi Almanya, Fransa, İtalya, İsviçre ve Türkiye’de lüks restoranların şarap menülerini hazırlıyor, ünlülere şarap tanıtıyor.

Haberin Devamı

Sorulara cevap veremeyince okunuluna yazıldım
ALMANYA’da yaşayan Türkiye kökenli az sayıda sommelierlerden birisiniz. Ancak içlerinde en bildik isimsiniz. Şaraba olan ilginiz nasıl başladı?
1993 yılında kendi şirketimi kurunca başladı. 25 yıldır şarapla ilgileniyorum. Önceleri satıyordum. Ancak satarken müşteriler sürekli şarapla ilgili sorular soruyordu. Büyük bölümüne cevap veremiyordum. Bilgim yetmiyordu. Bu yüzden eğitim almaya karar verdim. Okula gidince şarap kültürünün zenginliğini fark ettim. Şarabın ayrı bir dünyası var. Almanya’daki 13 şarap bölgesinin tamamını ziyaret ettim. Sadece üzümün kalitesini değil, bağları, bağların olduğu bölgedeki toprakları tanıdım. Şarap üretim tekniklerini, bağdaki çalışmayı ve şarapların bekletildiği mahzenlerdeki koşulları öğrendim. Şaraplardaki aromaları ve niteliklerinden şarabın kalitesini tanıyabiliyorum. Fransa, İtalya ve ABD California’ya da gittim.

Haberin Devamı

Sorulara cevap veremeyince okunuluna yazıldım

Sommelier eğitiminin içeriğinde neler var?
Şarap sıradan bir içki değil, kültür. Şarap dışında tanrısı olan başka hiçbir içecek yok. İyi bir şarap içicisinin ömrünün uzun olduğuna inanılır. Şarap kültürünü anlatmak çok zor. Bunu yaşamak ve hissetmek gerekir. Okulda sommelier adaylarına çok geniş bir eğitim veriliyor. Toprakların yapısı, mineraller, üzüm çeşitleri, şaraptaki aromalar, şarap kalitesinin test edilmesi, üretimi, muhafaza ve saklanması, şarabın nasıl içileceği, hangi şarap hangi yemekle daha iyi uyum gösterir ve iyi bir şarap nasıl tespit edilir. Tüm bunları ve daha fazlasını okulda öğreniyorsunuz. Hangi ülkelerde ve bölgelerde en iyi şarapların üretildiği bilgisini de alıyorsunuz. Eğitimin sonunda da sınava giriyorsunuz.

Sorulara cevap veremeyince okunuluna yazıldım

Haberin Devamı

Tarihsel geçmişine bakıldığında en kaliteli ve tanınan şaraplar Avrupa’da. Bunun toprak ve iklimle bir ilgisi olsa gerek. Var mı ilgisi?
Şarabın ilk nerede ve nasıl üretildiği tam olarak bilinmiyor. Tarihçiler farklı tezler ileri sürüyor. Ancak asma üzümlerin anavatanının Ön Asya ve Anadolu olduğu biliniyor. Anadolu’da yaşayan Lidyalıların, Hititlerin de şarap yaptığını söyleyebiliriz. Ege bölgesi üretimin yapıldığı yerler. Şarap üretimi için iklim ve coğrafya çok önemli. En önemli faktörler bunlar. Şarap üretimi 36 ve 52 paralelleri arasında kalan bölgelerde yapılıyor. Bunun dışındaki bölgelerde şarap üretimini göremezsiniz. Şarap üretiminde ‘teruar’ çok önemli. Yani toprak yapısı en önemli faktör. İklim koşulları da dikkate alınmalı. Sulama çok önemli. Hangi toprakta hangi üzüm çeşidinin verimli olacağını iyi bilmek lazım. Anadolu toprakları şarap için çok uygun. Dünyada şarap üretiminin yapıldığı en kuzeydeki ülke Almanya. Almanya’nın daha kuzeyinde şarap üretimi yapılmıyor. Daha kuzey ülkelerde şarap üretimine doğa izin vermez. Konum itibari ile en kaliteli şaraplar Avrupa’da Fransa ve Türkiye’de üretilir.

Haberin Devamı

Sorulara cevap veremeyince okunuluna yazıldım

Ahmet Tosun 2006 yılında şarap eğitimi alırken bağlarda da çalıştı.

Türkiye’nin şarap üretimindeki yeri nedir?
Dünyada coğrafi konumunu ve iklim özelliklerini şarap konusunda en iyi kullanan ülke Fransa. Burada dünyanın en kaliteli şarapları üretiliyor. Hem de büyük oranda. Türkiye için maalesef aynı şeyleri söylemek çok zor. Türkiye şarap üretimi konusunda çok geride. Ancak son yıllarda Türkiye de atılım yapmaya başladı. Devlet desteğinin olmaması ve hatta yüksek vergiler de göz önüne alındığında devletin desteklemekten çok uzak olduğunu görürsünüz. Buna rağmen şaraba gönül veren üreticiler var. Profesyonel üretim yapıyorlar. Yurt dışında eğitim alan çok sayıda üretici bulunuyor. Dikkate alınacak çapta üretim yapan 170 kadar üretici var. Ama yeterli değil. Son yıllarda ihracata yöneldi üreticiler. Çünkü Türkiye’de çok büyük miktarda tüketim yapılmıyor. Ayrıca Türkiye’nin ihracatı destekleyen politikaları var. Şunu da söylemek lazım şarap üretiminin ilk yapıldığı yerler Anadolu’dur. Arkeolojik araştırmalar Anadolu’da MÖ 2000’de şarap üretiminin yapıldığını gösteriyor. Fakat Osmanlı ile birlikte şarap üretimi azaldı. Oysa Osmanlı saraylarında şarap içildiği biliniyor. Avrupa’da ise en büyük üzüm bağları İspanya’da. En çok üretimi İtalya yapıyor. Fakat en kaliteli şarapları Fransa üretiyor. Almanya da şarap konusunda iddialı fakat Alman üzümleri güneşi daha az gördüğü için buralarda şaraplara şeker katılıyor. Bu nedenle de Alman şarapları çok tatlıdır.

Haberin Devamı

Sorulara cevap veremeyince okunuluna yazıldım

Ahmet Tosun, Rheinessen Prensi Felix zu Salm’a bir Türk şarabı tanıtmıştı.

KIRMIZI ETLE KIRMIZI, BEYAZ ETLE BEYAZ ŞARAP MI İÇİLİR?
Eskiden kırmızı şarabın kırmızı, beyaz şarabın da beyaz etle içilmesi tavsiye edilirdi. Bu halk arasındaki bir efsane mi, yoksa şarap tercihi bu şekilde mi olmalı?
Artık yemeklerin büyük bölümü soslarla yapılıyor. Dolayısıyla yemeklerde ana unsur artık soslar. Yemekleri soslar tatlandırıyor. Bu yüzden rengine göre değil de şarabın niteliklerine bakmak lazım. Şarabın aroması ile yemeğin tadı bir birine uygun olmalı. Sos ile şarabın karakteri birbirini tamamlamalı. Sostaki asit ve yağ oranı ile şarabın tadı uyum göstermeli.

Haberin Devamı

Sorulara cevap veremeyince okunuluna yazıldım

Ahmet Tosun’un şarap tanıttığı ünlülerden biri de televizyoncu Günther Jauch’du.

Şarap içerken bardak seçiminin önemi nedir?
Şarabın rengi ve kalitesine uygun bardak seçimi önemli. Kırmızı şarabın asiditesi ve istenmeyen aromaların asgariye inmesi için ağzı geniş ve büyük bardak kullanılmalı. Gereksiz kokular böylece şarabı terk eder ve havaya karışır. Şarabın aromasının bardakta yalnız kalması sağlanır. Benim şarap içicilerine tavsiyem nerede içerseniz için mutlaka şarabı deneyin. Dünyanın en pahalı şarabı bile olsa tadı sizin damak tadınıza uygun olmayabilir.

Sorulara cevap veremeyince okunuluna yazıldım

Gençliğinde gitar çalan Ahmet Tosun, şimdilerde daha çok bağlama çalıyor.

BAĞLAMA, GİTAR ÇALARIM

Sizin müziğe de ilginizin olduğunu duydum.
(Benim oturduğum yerin arkasındaki duvarı göstererek) Bakın orada sazım asılı. Bağlama çalarım. Türkü severim. Anadolu insanı türküleri sever. Ben de severim. Türküler, aşkı, sevgiyi, hasreti, özlemi ve her duyguyu anlatır. Sadece bağlama değil, gençliğimde gitar da çok çaldım. Oğlum Vadim bir grupta trompet çalıyor. O evde çalışırken ben de onunla birlikte gitar çalıyorum.
Herhangi bir enstrüman eğitimi aldınız mı? Yoksa kendi kendinize mi öğrendiniz?
Genç yaşlarda bağlama ve gitar eğitimi aldım. Ama daha çok kendi kendime geliştirdim. Çok büyük olmasa da herhalde bende yetenek var biraz. Dinleyip çalıyorum. Bağlama beni rahatlatıyor. Dinlendiriyor.

AŞK ŞİİRLERİ YAZIYORUM

İŞ dışında neler yaparsınız dinlenmek için?
m Konserlere gitmeyi seviyorum. Sinema ve sosyal etkinlere katılmaya çalışıyorum. Başka ülkeleri gezmeyi seviyorum. Eşim ve çocuklarımla fırsat buldukça başka kültürleri ve tarihi tanımak için yurt dışı gezilere çıkarım. Yeni yerleri keşfetmek bana haz veriyor. Ayrıca duygularımı şiirlere döküyorum. Özellikle aşk şiirleri yazıyorum. Çok fazla zamanım olmuyor ama toplumsal sorumluluk adına derneklerde de faaliyetlerde bulunuyorum. Eskiden daha çok fırsat buluyordum sivil toplum kuruluşlarında görev yapmaya. Şimdi daha az zamanım var. Almanya Türk Toplumu (TGD), Berlin Brandenburg Türkiye Toplumu (TBB) ve birçok spor kulübünün kuruluşunda yer aldım. Hala spor kulüplerini destekliyorum. Ayrıca formda kalmak için spor yapıyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!