Reklamda şantaj bombası

Güncelleme Tarihi:

Reklamda şantaj bombası
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 1999 00:00

Haberin Devamı

Star Gazetesi'nin önceki gün manşetten verdiği haberin altından bir medya şantajı olayı çıktı. Fiyat indirimi nedeniyle zarar yükü altına giren Star Gazetesi, bu açığı kapatmak amacıyla şimdi reklam şirketlerine ilan baskısı başlattı.

STAR Gazetesi'nin önceki gün sürmanşetten verdiği haberin altından bir medya şantajı olayı çıktı.

Reklam veren firmaları ayağa kaldıran olay geçen pazar günü Star Gazetesi'nde yayınlanan bir haberle patladı.

Türk medya tarihinin ilk reklam şantajı olayı olarak nitelenen skandalın perde arkası şöyle.

Gazete, sürmanşetinden, Türkiye'nin en büyük süt ürünü kuruluşlarından biri olan ‘‘Sütaş’’ ile ilgili ‘‘Skandal’’ başlığı ile şu haberi veriyordu.

DÜZMECE RAPOR

Buna göre Sütaş ürünlerine dışkı karışmıştı. 1997 yılında yapılan bir analizde, şirketin ürettiği süt ürünlerinde dışkı ve küf bulunmuştu.

Analizi de, Tüm Tüketicileri Koruma Derneği isimli sözde bir derneğin başkanı Mehmet Barak yaptırtmıştı.

İşte gazetesinin sürmanşetten verdiği bu haber geçen pazar günü iş dünyasına bomba gibi düştü.

Star Gazetesi'ne bir türlü istediği reklamı alamayan gazete yetkilileri iki hafta önce reklam piyasasının en büyük kuruluşlarından ikisinin üst yöneticilerini gazeteye çağırarak, kendilerine reklam verilmesi için baskı yaptılar.

Baskı yapılan reklam kuruluşlarından biri, dünyanın en büyük reklam şirketlerinden biri olan Saatchi And Saatchi'nin Türkiye'deki şirketiydi.

Saatchi'nin Türk ortaklarından Yiğit Şardan, şirketlere baskı yaparak zorla ilan alınamayacağını söyleyince, gazetenin okları Şardan'a çevrildi.

İPİNİZİ ÇEKTİK

Bu cevabı alan Star Gazetesi yetkilileri, Şardan'a açık bir ifade ile, ‘‘Öyleyse siz bittiniz. İpinizi çekeceğiz’’ dediler.

Star Gazetesi yetkilileri bu görüşmeden sonra, Saatchi ile çalışan Türk ve yabancı şirketlerin yöneticilerini arayarak, ‘‘Ya Saatchi'den ayrılırsınız, ya da sizin de işinizi bitiririz’’ mesajını verdiler.

Saatchi'nin Türk ortağı Yiğit Şardan da toplantıdan çıktıktan sonra kendisi ile çalışan şirketleri arayarak, yapılan tehditleri ve şantajı anlattı.

Star Gazetesi ilk uygulamaya, Türkiye'nin önde gelen süt üreticisi Sütaş'la başladı.

Önce Sütaş yöneticilerine, ‘‘Ya Şardan'ı bırakıp başka bir ajansa geçersiniz, ya da sizi mahvederiz’’ mesajı iletildi.

Bu şantajdan endişeye kapılan Sütaş yönetimi şantaja teslim oldu ve Saatchi grubu ile çalışmaktan vazgeçmek zorunda kaldı.

Ancak gerideki öteki şirketlere de gözdağı vermek isteyen gazete, buna rağmen harekete geçti ve Sütaş ürünlerinde dışkı bulunduğu şeklindeki düzmece haberi sürmanşetten okurlarına duyurdu.

REKLAMLAR DURDURULDU

Bu amaçla, geçmişte bu tür şantaj olaylarına karışan ve piyasada şantajcı alarak tanınan sözde bir derneğin raporu esas alınarak haber yapıldı.

Geçmişte şantajcılığı belgelerle ispatlanmış olan derneğin düzmece raporları kimse tarafından dikkate alınmadığı halde, gazete bunları gerçekmiş gibi göstererek Sütaş aleyhine inanılmaz bir kampanya başlattı.

Star Gazetesi'nin medya tarihinde görülmemiş skandalı bomba gibi patlarken, reklam veren kuruluşlarda da büyük tepkiye yol açtı.

Bu arada Türkiye'nin önde gelen başka bazı kuruluşlarına da aynı yönde tehdit ve şantajların başladığı belirtiliyor.

Dünyanın en büyük reklam şirketlerinden biri olan Saatchi'nin şantajla reklam alma olayını Reklamverenler Derneği'ne götürmeye hazırlandığı öğrenildi.

Güzel Sanatlar ve Saatchi grubu ile çalışan Türkiye'nin ve dünyanın önde gelen şirketlerinin l hafta sonunda Star grubuna verdiği reklamları durdurduğu öğrenildi.

Bu da şantajcı tüketici örgütü

REKLAM dünyasına bomba gibi düşen şantaj haberinin altından yine şantajcı bir tüketici örgütü çıktı. Başkanlığını Mehmet Barak'ın yaptığı Tüm Tüketicileri Koruma Derneği (TTKD) adlı bu sözde dernek, oluşturduğu laboratuvarda gıda ürünlerinin tahlillerini yapıyor. Ardından, firmalara giderek, ya ücreti karşılığında ‘‘Yılın şirketi’’ seçiyor ya da firmayla ‘‘Gizli’’ bir protokol imzalıyor.

‘‘Gizli’’ kaydıyla imzalanan bu protokollerin amaç maddesinde, ürünlerin mikrobiyolojik, kimyasal ve fiziksel analizlerinin yapılacağı ve sonuçlarının kamuoyuna açıklanmadan ‘‘gizli’’ olarak sadece firmaya iletileceği yer alıyor.

Tüm bunların karşılığında da firmalar, hem laboratuvara tahlil ücreti olarak yüklüce bedel ödeyecek hem de derneğin yayın organı ‘‘Tüketici’’ Dergisi'ne ilan verecek...

Son olarak kendine Bursa'daki Sütaş adlı gıda firmasını hedef seçen bu sözde tüketici derneği, daha önce de aynı oyunu Topçuoğlu adlı peynir üreticisi firmaya karşı oynamıştı. Kendi laboratuvarında düzenlediği bir raporun sonuçlarını basına sızdırarak, Topçuoğlu markalı peynirlerde tifo ve koleraya yol açacak mikropların bulunduğunu ileri sürmüştü.

Haberin, ‘‘Peynirde tifo ve kolera belirtisi’’ başlığıyla manşetlere çıkmasının ardından da, Topçuoğlu firmasıyla masaya oturmuştu.

GİZLİ PROTOKOL

TTKD ve Topçuoğlu firması yetkilileri bu haberin yayınlanmasından hemen sonra, 24 Mayıs 1996 tarihinde bir ‘‘Gizli’’ protokol imzaladı. Bu protokole göre, TTKD, 15 günde bir Topçuoğlu firmasının ürettiği peynirlerin tahlillerini yapacak. Tahlil sonuçlarını kamuoyuna açıklamak yerine çıkan faturayla birlikte Topçuoğlu firması'na gönderecekti.

TTKD ve bu derneğin Başkanı Mehmet Barak, 13 yıldır bu oyunu sürekli sergiliyor. Mehmet Barak, hiçbir çıkar gözetmeden, tüketici haklarını savunma iddiasıyla kurduğu bu derneği, şantaj makinesine dönüştürerek, kendine sürekkli yeni iş imkanları sağlıyor.

Tarihi geçen ürüne analiz yapılamaz

TARIM ve Köyişleri Bakanı Prof. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp, son kullanma tarihi geçmiş bir ürünün sağlık analizinin yapılamayacağını bildirdi. Gökalp, sağlık analizi yaptırılacak ürünün son kullanma tarihi geçmeden analize verilmesi gerektiğini belirterek, ‘‘Son kullanma tarihini yazmanın anlamı budur. Son kullanma tarihi geçmiş bir ürün satış tezgahında tutulamaz. Tutulsa bile tüketicinin bunu almaması, tüketmemesi, denetim sürecine aktif katılması gerekir’’ dedi. Gökalp, önceki gün bir gazetede ‘‘Rezalet.. Süte dışkı karıştı’’ başlığıyla verilen haberde soru işaretleri bulunduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu: ‘‘Yayınladıkları haber kupüründeki rapora bakıyorum. Ürünün analiz laboratuvarına geldiği tarih 29 Eylül 1997 iken son kullanma tarihi 28 Eylül 1997 görünüyor. Yani son kullanma tarihi bir gün geçmiş. Son kullanma tarihi geçen ürün tüketilmeyeceğine göre, sağlıklı mı diye analizi de yapılmaz’’dedi.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!