Elektronik sektöründe hayatı kolaylaştırma yarışı hızlanacak

Güncelleme Tarihi:

Elektronik sektöründe hayatı kolaylaştırma yarışı hızlanacak
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2000 00:00

Haberin Devamı

TEL dolaptan buzdolabına, sonra çamaşır makinesi, derken bulaşık makineleri, çamaşır kurutma makineleri... Türkiye, son 30-40 yılda bu değişimi hızlı yaşadı. Yeni bin yılda dayanıklı tüketim sektöründeki yarış, hayatı daha da kolaylaştırma üzerine geçecek.

YENİ bin yılın eşiğinde Türkiye, yabancı dayanıklı tüketim malları üreticileri için oldukça cazip bir pazar haline geldi. Gümrük Birliği sonrasında dünya çapında tanınan Avrupalı ve Amerikalı beyaz ve elektronik eşya üreticileri, ünlü markalarıyla hızlı bir şekilde Türkiye'ye gelmeye başladı.

Önce direkt ithalat yoluyla pazarlama stratejilerine ağırlık veren BHS, Merloni, Elektrolux gibi dünya devleri, daha sonra üretim tesisi yatırımlarıyla pazarda yer edinmeyi amaçladılar.

Avrupalı ve Amerikalı üreticileri 1997 yılında Uzakdoğu'da yaşanan ekonomik kriz sonrası yeni pazar arayışına giren Uzakdoğulu üreticiler izledi. Ülkelerinde yaşadıkları kriz sebebiyle üretim yatırımlarını finanse etmek istemeyen Uzakdoğulu üreticiler, direkt ithalat veya joint venture anlaşmaları yoluyla Türkiye pazarında yer almaya çalıştılar.

Türkiye'de dağıtım kanallarının pazarlama zinciri içindeki ağırlığı arttıkça Carrefour, Metro gibi şirketlerin pazara girmesi de kolaylaştı. 2000'li yıllara gelindiğinde artık rekabetin yönü, sunulan ürünün özelliklerinden yeni pazarlama metodlarına ve satış sonrası hizmette yaratılan farklılıklara doğru kayıyor. Bu yoğun rekabet ortamında ise teknolojiyi, müşterinin talepleri doğrultusunda kullanan, sunduğu ürünün özelliklerini en iyi şekilde anlatan, ürünün farklılık yaratacağı mesajını veren üreticiler müşterilerin ilgisini çekebiliyor.

SEKTÖR 2000'DEN UMUTLU

1999 yılında yaşanan ekonomik sıkıntılar ve doğal afetler her sektörde olduğu gibi beyaz eşya ve elektronik eşyayı da olumsuz etkiledi. Ancak yerli ya da yabancı üretici firmalar, gelecekteki büyüme potansiyeli açısından durgunluk ve gerilemenin devam etmeyeceği görüşünde. Aksine, üreticiler yeni bin yıl için oldukça ümitli...

Arçelik ve Beko'ya göre sektördeki büyüme potansiyelini etkileyen en önemli faktör penetrasyon oranı. Bugün en yüksek doyum, buzdolabı ve televizyonda. Bu iki sektördeki doyumun yüzde 100'lere ulaştığı belirtiliyor. Ancak sektördeki ve bu ürünlerdeki teknolojik yenilikler, yüksek doyum oranına rağmen piyasaya önemli bir talep getiriyor.

Sektörde büyümeyi etkileyen ikinci faktör ise yapısal değişiklik. Türkiye genç bir nüfusa sahip ve yılda ortalama 50 bin civarında yeni hane açılıyor. Büyük ailelerin çekirdek ailelere doğru gitmesi ve genç nüfusun ailelerinden ayrılarak ev kurmaları da bu potansiyeli artırıyor.

Son faktör de teknoloji... Yeni ürünler çıktıkça tüketiciler ellerindeki ürünleri yenilemek istiyor. Bu istek ‘‘Eskisini getir, yenisini götür’’ tarzındaki kampanyalarla da tahrik ediliyor. Dolayısıyla dayanıklı tüketim malları üreticileri, 2000'li yıllarda Türkiye'de en az gayrisafi milli hasıla oranı artışı kadar, belki de iki katı bir artışı öngörüyor.

Beyaz eşyada ibre kolay kullanılan ürünlerden yana

GÜNÜMÜZDE değişen zevkler, tüketicilerin yaşam stilleri, zevkleri, ürünlerden beklentilerini de değiştiriyor. Hızlı kentleşmenin getirdiği koşuşturmanın sonucu olarak insanlar artık işten eve geldiklerinde kendilerine zaman kazandıracak ve konfor sağlayacak, daha kolay ve rahatça kullanılabilen tasarımları talep ediyorlar. Bu çerçevede ürünlerin ergonomik özellikleri, mesela düğmelerinin rahatça çevrilebilmesi gibi detaylar da önem kazanmaya devam edecek.

1990'larda pazar payları yüzde 1 ile neredeyse yok denecek kadar az olan no-frost buzdolapları, bugün pazarın yüzde 20-25'ine sahip durumda. No-frost ile birlikte elektronik panelli buzdolapları da revaçta.

Beko da tüketicilerin istekleri doğrultusunda ürün gamında gerekli değişiklikleri yaptığına işaret ediyor. Bugün Beko buzdolaplarının ürün gamının yarısı no-frost, bunların da yüzde 70'i elektronik, ayrıca yüzde 80'i de büyük hacimli. Çünkü Türk tüketicisi büyük hacimli buzdolaplarını tercih ediyor.

Sektörde tercihler daha basit, daha kullanımı kolay, daha otomatik ürünlerin yanısıra daha çevreye duyarlı ürünlerin üretilmesi yönünde ilerliyor. Beyaz eşya sektörünü etkileyen yönetmelikler çevrenin korunmasına yönelik olarak ozon tabakasına zarar vermeyen gazların kullanımı, daha az enerji kullanımı, daha az su kullanımı, geri dönüşümlü malzemelerin kullanılması gibi konuları ön plana çıkararak geliştirecek teknolojileri yönlendirmektedir.

Elektrik süpürgeleri daha kompakt, daha neşeli. Artık beyaz küçük ev aletlerinin yerini de yuvarlak hatlı renkli ürünler aldı. Beko ve Arçelik küçük ev aletlerinde mikserden ekmek kızartıcısına kadar renkli bir yeni seri piyasaya çıkardı. Büyük beyaz ev eşyaları da bir süredir renkli alternatifleriyle piyasaya sunuluyor.

İşyerinden, evdeki çamaşırı yıkayacağız

TEKNOLOJİK gelişim beyaz ev eşyaları ile elektronik eşyalar arasındaki keskin sınırı da ortadan kaldırıyor. Bunun sonucunda ortaya ‘‘smart home’’ denilen kopsept çıkıyor. Beyaz ürünler giderek elektronikleşirken, eskiden tüketiciye uzak görünen bir çok tasarım da kısa süre için de hayatın bir parçası haline geliyor. Bozuldukları zaman kendileri servise haber verebilen beyaz eşyalar, ürünlerin üzerindeki etiketlerden nelerin azaldığını görerek internetten sipariş verebilen buzdolapları ve yine ürünlerin üzerindeki tariften neyi nasıl pişireceğini anlayabilen mikrodalga fırınlar da bu konseptin bir uzantısı. Bunlar şu anda ne kadar fantastik gözükse de, elektronik kontrol sistemleriyle sensör teknolojisinin kullanıldığı akıllı ürünler 2000'li yıllarda yaygın olarak karşılaşmaya başlayacağımız ürünler. Bunun yanında İnternet ve cep telefonuyla, evinizdeki tüm eşyaları dışardan yönlendirmek de mümkün olacak. İşyerinizden bir telefonla çamaşır makinenize ‘‘yıka’’, fırınınıza ‘‘pişir’’ komutunu verebileceksiniz. Bütün ev cihazlarının birbirleriyle konuşmalarını sağlayan ‘‘Ev otomasyon sistemleri’’ ve bu tür sistemlerle bağlanabilen elektronik kontrollü beyaz eşyaların önümüzdeki 5 yıllık dönem içinde Türkiye'de yavaş yavaş uygulanması bekleniyor. 2000'li yıllarda Arçelik ve Beko ürünleri de sektörün ‘‘home automation’’a doğru ilerleyen trendini takip edecek.

Sayısal televizyonlar gelecek

YENİ bin yılda elektronik dünyası da büyük değişimlere sahne olacak. 1990'ların sonuna doğru bilgisayarın hızı ve buna bağlı sayısal teknolojinin avantajları televizyonu kaçınılmaz bir şekilde etkiledi ve sonuçta karşımıza 2000'li yılların televizyon teknolojisi olarak sayısal yayınlar ve bu yayınların evlere girmesini sağlayacak ara ürünler ortaya çıktı. Bu gelişmeler, 2000'li yılların ötesinde televizyonu istenildiği zaman tek yönlü bir iletişim aracı haline getirecek. Dünyadaki değişim, televizyonu evdeki eğlence eşyası olmaktan çıkarıp, günlük hayatı yöneten, haberleşmeyi, alışverişi ve parasal işlemleri yapan bir araç haline dönüştürme yolunda gelişiyor. Geleceğin televizyonu içinde sayısal tabanlı bilgisayar, görüntü, ses, telekomünikasyon, sıkıştırma gibi birçok çeşitli teknolojileri içeren karmaşık bir cihaz haline dönüşecek.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!