12 milyon kişinin gücüyle Brüksel’de AB’yi zorladılar

Güncelleme Tarihi:

12 milyon kişinin gücüyle Brüksel’de AB’yi zorladılar
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2005 00:00

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin başkanlığında Brüksel’de Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) toplantısına katılan sivil toplum örgütlerinin başkanları, 12 milyon kişiyi bulan üyelerinin gücüyle, AB cephesini zorladılar. Başkanlar özellikle AB’nin vize sorununu çözmesi taleplerini ilk kez resmi tutanaklara koydurdular.

BRÜKSEL’de iki gün süren Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) toplantıları, gerek Türkiye’deki emek-sermaye kesimleri arasındaki ilişkilerdeki değişimi göstermesi, gerekse Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının AB nezdindeki gücü bakımından, her iki kamuoyuna da çarpıcı mesajlar verdi. Kayıtlı üye sayısı açısından Türkiye kanadında 12 milyon kişiyi temsil eden KİK’te yer alan sendika ve diğer STK’lar, başta ‘vize sorunu’ olmak üzere Brüksel’deki muhataplarına önemli mesajlar iletti.

VİZE ISRARI:

KİK Eş Başkanı DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk-İş Başkanı Salih Kılıç, Hak-İş Başkanı Salim Uslu, AB kanadından 18 kişinin yer aldığı KİK toplantısında, ısrarla vize sorununun çözümünü talep etti. Türk tarafının iş çevreleri, sendika, üniversite, kültür ve sanat kuruluşlarıyla basın mensuplarına dönük vize işlemlerinin kolaylaştırılması talebi, iki gün boyunca uzun tartışıldı.

TUTANAKLARA GİRDİ:

Vize sorununun çözümü için gerekli çabaların başlatılması ve takibi ilk kez resmi tutanaklara girdi. Türkiye-AB KİK toplantısı sonuç bilgirgesine bu konu kayda geçerek, sorunun AB Komisyonu ve diğer yetkili organlara iletilip takibi için Eş başkanlara yetki verildi. Hak İş Genel Başkanı Uslu, vizenin kaldırılmasını isterken, serbest dolaşım talep etmediklerinin altını çizerek, ‘Serbest dolaşımın altyapısı için Türkiye hehüz hazır değil. Ama bazı meslek gruplarının vize sorunu mutlaka çözülmelidir’ diyerek toplantıdaki tartışma sırasında şu örneği verdi:

HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜM:

Mevcut vize rejimi, 1960’lı yıllardaki göç korkusu üzerine tasarlanmış bir rejimdir. Ama artık koşullar değişti. Bugün bir Türk gazetecisi Olli Rehn’den röportaj istese, Rehn de ertesi güne randevu verse, o gazetecinin ilk uçağa atlayıp Brüksel’e gitme şansı yoktur. Çünkü Belçika Büyükelçiliği’nden aynı gün vize alamaz. Dolayısıyla siz bu uygulamanızla Türk vatandaşlarının haber alma özgürlüğünü engelliyorsunuz.

ELÇİLİKLER SEKTÖR OLARAK GÖRÜYOR:

Türkiye’de vize alma sorunu büyükelçilikler açısından adeta bir sektöre dönüştü. Sigorta yok belge yok, vergi yok, döner sermaye gibi çalışıyorlar. O kadar yüksek ücretler alıyorlar ki. Üstelik vatandaşlarımızın kuyruklarda çektiği eziyet cabası. ABD bile, zor vize verse dahi soruna daha insanca uygar yaklaşıyor. hiç olmazsa randevu sistemi var.

SORUNLAR ELEŞTİRİLERDEN İBARET DEĞİL:

Türkiye, AB konusunda sadece siyasi ve ekonomik müktesebat ile sınırlandırılıyordu. Bu yanlış bir yaklaşım. Sosyal konulardaki reformlar, aktif istihdam politikalarının gündeme getirilmesi lazım. Türkiye, Türkiye’ye yönelik eleştirilerden ibaret değildir. Türkiye’nin önemli başarıları vardır. Ayrıca milyonlarca insanın örgütlenme gibi bir sorunu da var.

Çelebi: İlk kez biz istedik

KİK
Eşbaşkanı Süleyman Çelebi toplantılarda vizenin yanısıra, İLO sözleşmeleri ve kırsal kesimin istihdamı konularının görüşüldüğünü söyleyerek, özellikle sendikal haklar konusundaki vurgunun da çok net ortaya konulduğunu söyledi. Bugüne kadar hep AB’nin Türkiye’den bir şeyler istediğini belirten Çelebi, ‘İlk kez biz de bir şeyler istedik. Yani tek taraflı bir çalışma olmadı’ dedi.

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Salih Kılıç, 10 yıl boyunca yapılan 20 toplantının en verimlisinin bu toplantı olduğunu söyleyerek, ‘İstişari nitelikli bir organ olmamıza rağmen, Rehn ile Lagendijk’in siyasi mesajlarını bizim toplantıda vermesi, önemliydi’ dedi. Kılıç, sorunların münferit olaylar olduğunu, bütün Türkiye’yi kapsamadığını hatırlatarak, şunu söyledik: ‘Bize 10 yıl süre verdiniz. Bu süre, ev ödevlerinin yapılması ve sorunların çözülmesi açısından verildi. Ama bu vakti bize vermişken, sürekli bunları gündeme getirmeniz bizi incitiyor.’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!