Dünya şampiyonunun isyanı

Güncelleme Tarihi:

Dünya şampiyonunun isyanı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2010 00:00

Üç Dünya Şampiyonluğu.. Bir Dünya üçüncülüğü. Toplamda ve takımlar bazımda 13 Avrupa başarısı. Çeşitli Uluslararası dereceler ve 20 kez Türkiye Şampiyonluğu.

Haberin Devamı

Tüm bunların sahibi 23 yaşında bir çocuk babası ve itfaiye eri olan Enes Erkan..

 

10 yaşından bu yana karate sporu ile uğraşan ve Türk bayrağını dünyanın çeşitli yerlerinde dalgalandırma başarısı gösteren Erkan, bir yandan rakiplerinin canını yakarak onlara korku salarken bir yandan da can kurtarıyor.

 

Medyanın ve zengin iş adamlarının kendileri ile fazla ilgilenmediklerinden yakınan başarılı sporcu tüm yaşadıklarını, itfaiyecilik anılarını ve gelecek planlarını hurriyet.com.tr’ye anlattı.

 

İşte Enes Erkan ile gerçekleştirdiğimiz sohbetin detayı…


Neden karate?

 

Haberin Devamı

Ben haşarı bir çocukluk yaşadım. Kavgacıydım. Babamı da örnek aldım. O da Kick Box’cuydu. Benim öyle futbola filan merakım olmadı. Sürekli dövüşe merakım oldu.

 

İtfaiyeciliğe neden başladın?

 

Sporcuyum, Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nde 2003’te sözleşme yaptım. Belediye yönetimi değişince şartları bize uymadı. Biz de ilişkisiz kağıdını aldık. Kulüplerin bize teklifleri vardı. Değerlendirdik. Sakarya’da bir teklif yaptı. Onu da değerlendirdik. İlişkisiz kağıdını alınca ‘kadron olduğu için çalışman gerekiyor’ dediler. Gerekçe olarak da Adapazarı Büyükşehir Belediyesi’ndeki sporculuğumu bırakmam gösterildi. Bu konuda onlara karşı bir kızgınlığım da yok. Daha iyi de oldu diyemem. İtfaiyecilik yoruyor. Gereğinde üç-dört yangına giriyoruz. Ertesi günde antrenman yapmak zorundasın. Bu da bizim performansımızı etkiliyor.

 

Sana başka bir ülkeden teklif geldi mi? Ya da sen başka bir bayrak altında dövüşmeyi hiç düşündün mü?

 

Evlenmeden önce Tunus’tan bir teklif geldi. O zamanlar gitmeyi düşündüm ama gitmedim. Çünkü ülkemize karşı ayrı bir sevdamız var. Benim gibi hiçbir arkadaşım da gitmeyi düşünmedi. 2 arkadaşım gitti ama gördük ki durumları daha kötü oldu. Ben hiç düşünmedim.

Haberin Devamı

 

İtfaiyeciliği sen mi seçtin?

 

İtfaiyeciliği ben seçtim 24/48 vardiyasında çalıştığımız için boş zamanım daha fazla. Bu meslek kutsal ve zevkli bir meslek. İnsanları koruyorsun. Bir de stres attığın bir ortam.

 

İtfaiyecilik nasıl bir duygu?

 

Bu kişiden kişiye değişir. Ben severek yapıyorum. Çünkü ben adrenalini yüksek şeylerden zevk alıyorum. Korkum yok, gözüm kara, yangından kaçmam. Bana zevkli gelen bir meslek. Karatecilikteki heyecanı az da olsa bu meslekte de yaşıyorum.

 

İlk yangın deneyimin nasıl oldu?

 

İlk deneyimim çok büyük bir yangın değildi. Ne olduğunu bile fazla anlayamadım. Ama mesela geçen akşam bir müdahale yaptık. üçüncü kat, beş katlı bina. Cayır cayır yanıyor. Alevler artık binadan dışarı sıçrıyor. Camlar filan patlıyor. Merdivenle yükseldik. Orada güçlü ve sağlam olman lazım. Allaha şükür çıktık ve yaptık. Heyecanlıydı.

 

Haberin Devamı

Ben sporumu yaparım stresimi atarım. Dışarı yansıtmam . Sonuçta tehlikeli bir şey. Tabii şakalar oluyor. ‘Dünya Şampiyonu adamsın bir beni dövemiyorsun’ gibi.

 

Bir çok başarın var. Bunların dışında başka hedeflerin var mı?

 

Tabii ki. Büyüklerde Avrupa Dünya Şampiyonası’nda başarı istiyorum.

 

Örnek aldığın kişiler var mı?

 

Haldun Alagaş, Zeynel Çelik. Bu ağabeylerimiz bize örnek oldular. Önümüzde bu kişiler var.

 

Dünya standartlarına göre eksikleriniz var mı?

 

Bizim sporumuz olimpik olmadığı için onun ezikliğini yaşıyoruz ve sürekli ikinci planda tutuluyoruz. Kaldığımız yerler, verilen bütçeler falan. İş adamları bize sponsor olmuyorlar. Yeni federasyon başkanımızla beraber atılımlar olmaya başladı. Mesela benim şahsi sponsorum olsa onun markasını taşısan daha iyi olur.

 

Haberin Devamı

Sakarya’da iş adamlarına sunduk kimse sıcak bakmadı. Gidip futbola 1 milyon TL veriyor ama karateye gelince elini cebine atmıyor. Düşünmüyor ki bu çocuk dünya şampiyonu oluyor, orada İstiklal Marşımızı okutuyor. Ben buna destek olmalıyım diye düşünmüyor. Futbola o kadar para harcarken bize neden onun ellide birini harcamıyorlar.  Medyatik değiliz. Onun ezikliğini yaşıyoruz. Bir futbolcudan elde ettikleri getiriyi karateciden yakalayamıyorlar diye bizimle ilgilenmiyorlar. Ben Dünya Şampiyonu oldum gazetelerde sadece ‘Enes Erkan Dünya Şampiyonu oldu’ yazıyordu. Ancak dünya şampiyonu olarak itfaiyeci oldum gazetelerde iki tane boy boy resimlerim çıktı. İnsanların ilgisini futboldan başka bir şey çekmediği için ilgi çekici olmazsa kullanılmıyor. Biz Cumhurbaşkanına, Başbakan’a çıkıyoruz, sitemlerimizi onlara da iletiyoruz ama onlar da ne yapabiliyor ki. Olimpik değiliz diye hep ikinci plandayız. Ben çok ünlü olma meraklısı bir adam değilim ama değerimizi bilsinler yeter. Dünya Şampiyonu olmak öyle kolay bir iş değil. Hem de bir kez de değil. İki kere yaşadım bu duyguyu. Yurtdışında sporculara değer veriliyor. Bazıları diziler de bile oynuyor.

 

Haberin Devamı

Avrupa’da veya Dünya’da, Türkiye’ye, Türk sporculara gereken önem veriliyor mu?

 

Ben bu güne kadar böyle bir saygısızlık görmedim. Ama eskiden oluyormuş diye duydum. elliden fazla ülke gezdim öyle bir durumla karşılaşmadım. Ancak 2000-2001 yıllarında bize karşı farklı bakılıyordu. Şimdi ise bize saygı duyuyorlar. Bizden korkuyorlar. Tereddütle çıkıyorlar karşımıza.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!