BoBoncuksuz Deli Mustafa

Güncelleme Tarihi:

BoBoncuksuz Deli Mustafa
Oluşturulma Tarihi: Şubat 16, 2009 09:11

Şu tek forveti icat edeni yakalayacaksın, bir odaya kilitleyeceksin, ceza olarak bütün Çarkıfelek, Mehmet Ali Erbil’le 50 sarışın, Desti’i İzdivaç ama Semra Kaynana olanı, Yabancı Gelin, kafa formatlanana kadar ne varsa seyrettireceksin.

Haberin Devamı

Bak bir daha yapıyor mu öyle şeyler....

Tam bugün 32. yılımdan gün aldım, hala tek forvet, hala Nobre.
Yahu taktik popüler diye, takımı tek forvet oynatmak zorunda mısın?
Hadi diyelim ortadaki 4lü yetersiz, illa ki tek forvet oynatacaksın.
Görmüyor musun Alex-Güiza eleştiriliyor, hiç Yusuf-Nobre olur mu?
Hiç değilse, Alex her an ceza sahası içinde. Kafa atıyor, frikik atıyor, orta yapıyor.

Emrah Öner yazıyor


Ama Yusuf bir kere daha gösteriyor ki, kapalı defans ve son 15 dakika.
Başka kullanım alanı yok.

Lakin deniliyor ki isimlerin önemi yok, Beşiktaş takım halinde çok koşuyor.
Hayır kardeşim. Genel bir kavram yanlışı daha.
Beşiktaş çok mücadele ediyor. Koşmak farklı, mücadele etmek farklı.
Nüans işte burada.

Haberin Devamı

Maçı seyrediyoruz, Bobo ve Delgado oyuna giriyor, tempo daha da artıyor, Bobo son dakikada 2.golü de atabilir ve Beşiktaş maçı kazanabilir. Ama bir terslik var.
Beşiktaş basıyor, eziyor, fakat deviremiyor, devirip öldüremiyor.
Bunu yapacak adamlar ya yedek ya o an yok ya da transfer edilmemiş. Ekrem yok, Holosko yok, Bobo ve Delgado yedek, Cisse zayıf, Toraman bazen sağ açık, Yusuf etkisiz, Serdar Özkan her pozisyonda var ama verimli değil.
Çünkü Serdar, orta yapıyor, şut çekiyor, çalım atıyor fakat aynı oranda ofsayta düşüyor, pas hatası yapıyor. Tam alışıyor, sonra yer değiştiriyor.

Fakat Mustafa Denizli diyor ki, “Takımım böyle oynasın puan farkını kapatacak, ligi alacaktır.”
Hangi ligi hocam? 2011-2012’i mi?
Sen üstündeki hiç bir takımı yenememişsin, arandaki puan farkı toplamda 14.
Herkese 26. haftayı hatırlatıyorsun. Peki, 20 Şubat Antep’teki maçı sana hatırlatan var mı acaba?

Maçtaki bazı isimlerin altını da çizmek lazım.
Gökhan Zan fena değildi. Sadece Gökhan’ın golünde çizgi defansı bozmadı. Ernst ve Nobre de iyilerdi. Trabzon’da Cale ve Tayfun’u çok iyiydi. Ve tabi ki Egemen. Fakat Colman diye bir adam var, paslar hatalı, top süremiyor, Hüseyin de kötü, gidiyor bu ikisi birbirine çarpıyor. Ama en mühim isim, Trabzon kalecisi Sylva.
Adam nasıl biri biliyor musunuz?
Ben size tarif ediyim.
Delgado bazen 10 üzerinden 3, öbür maç 8 oynar ya.
Alex bir maç 2 alır, öbür maç 9.
Bu Sylva her maç 7.  Ne 6, ne 8. Her maç 7.
Aurelio’nun her maç 8 alması gibi.

Haberin Devamı

Sondan bir önceki söz Trabzon’un. Trabzon artık şöyle birşey olmuş;
Hani Kadıköy’e, İnönü’ye, Sami Yen’e, Avrupa takımları gelir, biz yükleniriz, pozisyona gireriz, koşarız, bir tarafımızı yırtarız, adamlar bir kere gelir, geçirir giderler...
Maçtan sonra da “Yahu çok iyi oynadık, adamları rezil ettik ama şanssızdık.” deriz.
Sonra adamların kupayı alışını TV’den takip ederiz.
Bilmem anlatabildim mi?

Son söz : Ben hiç tanımam fakat Futbol Yönetim Kurulu yedek üyesi ve Fenerbahçe kongre üyesi, ünlü şemsiye imalatçısı Celal Birsen vefat etti ve dün toprağa verildi. Celal Birsen’in websitesinde “Bırakın yağmur yağsın” diye sloganı var fakat aracı yağmurda su birikintisinde kayıp takla atmış. Bu memleket nice işaretler ve trajik olaylarla dolu olduğunu yine gösterdi. Allah gani gani rahmet eylesin.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!