Bizden puan alamazlar

Güncelleme Tarihi:

Bizden puan alamazlar
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 25, 1998 00:00

Haberin Devamı

Milli Takımlar Teknik Direktörü Mustafa Denizli, ay yıldızlı ekibin Avrupa Şampiyonası elemelerinde Türkiye'de oynayacağı maçlar için oldukça iddialı. Ligi de değerlendiren Denizli'nin gözdeleri, genç futbolcular.

Sevgili Denizli'yi yakalamışken, cebimden çıkardığım bir tomar soru kağıdını önüne yığdım...

- İşte hocam, bunlar senin günahın. Her birini yanıtlayacaksın...

‘‘Günahım mı... Yapma yahu, oysa ben, Türk futboluna iyi şeyler verdiğimi düşünüyordum’’

Hocamız pek de alıngandır. Türk futbolunu daha sonraya bırakıp, hemen güncel konulara daldım ve sordum...

EN İYİSİ GALATASARAY'DI

- Ligin en iyisi kimdi?

‘Tartışmasız G.Saray.''

- Neden hocam ?

‘‘Önce yüksek tempo oynayabilen bir takım. Gol yollarında becerikli. Bireysel adamları sonucu değiştirecek nitelikler taşıyor...''

- Başka hocam?

‘Gol yemekten korkmuyor. Yese de üretebiliyor''

- Bu takım Avrupa'da iş yapar mı?

Hoca biraz durdu, düşündü. Ağzına bakıyorum neler söyleyecek diye...

‘Türkiye liginde gol yemekten korkmaması bir avantaj. Ama Avrupa'ya çıktın mı...''

- Evet hocam, Avrupa'ya çıkarsa neler olur?

‘Orada golden korkmamak dezavantaja dönüşür. Yani, Avrupa'ya çıkarken savunma anlayışını değiştirmek gerekir. Çünkü, Türkiye'de gol yollarında yaşadığı üretkenliği Avrupa'da bulmayabilir.''

- Peki hocam, Fenerbahçe'ye geçelim. Neler yaptı da 9 puanlık avantajı kaçırdı?

‘F.Bahçe, çok az takımın bulabileceği bir avantaj yakaladı.''

- Öyleyse, nasıl kaçtı bu avantaj?

‘Biraz önce, G.Saray gol yemekten korkmuyor demiştim. F.Bahçe de tam tersini yaptı. Gol yemekten korktu. Çünkü, biliyorlardı ki, G.Saray kadar üretken değiller. Gol yollarında sancı çekiyorlar. Ve G.Saray kadar tempolu oynayamıyorlar...''

FENER'DE HERKES SORUMLU

- Kaybedilen puanlarda Otto Bariç'in suç oranı nedir hocam?

‘Vallahi, ben her gün onlarla birlikte değilim. Buradan konuşmak yanlış olur. Ancak, F.Bahçe 9 puan öndeyken de hep birlikteydiler, avantajı kaptırdıkları gün de hep beraberdiler. Bu bir ekip işidir.''

Anladım ki, hoca bu soruya pek sıcak bakmadı, kaçmak istiyor... Hemen devreye giriyorum. Demek istiyor ki Denizli, bu işlerde suç tek değildir. Hoca kadar futbolcu, futbolcu kadar da hoca suçludur.

- Hocam biraz dinlenmek ister misin. Bir kahveye ne dersiniz...

‘Ne çabuk yoruldun...''

Peki, devam edelim?

- Bir ara Kocaelispor'a gidip geldiniz. Sonra arkası gelmedi. Bir şeyler mi vardı?

‘Evet, İzmit'e ayda bir kaç kez gider gelirim. Kocaeli her zaman kalbimdedir.''

- Öyle değil hocam. Kocaelispor seni istemiş. Sonra ne oldu?

‘Allahaşkına bir kahve söyleyebilir misin. Biraz mola verelim''

- Anladım hocam, bu soru seni yordu. Gelsin kahveler...

Hagi tartışılmaz Sergen sorunlu

Milli Takımlar Teknik Direktörü, Galatasaraylı Hagi ile geçtiğimiz sezon başında Beşiktaş'tan İstanbulspor'a transfer olan Sergen'i şöyle değerlendiriyor: ‘‘Hagi tartışılmaz bir futbolcu. Oynadığı takımda hem virtüöz, hem orkestra şefi. Sergen Beşiktaş'tan kafası rahat ayrılmadı. Bir yığın takıntıları vardı. Bunları kafasından atsaydı, İstanbulspor'a daha yararlı olurdu...''

Moshoeu dört dörtlük

Mustafa Denizli, ligimizdeki yabancıları değerlendirirken, şu anda Fenerbahçe forması giyen Moshoeu'yi bambaşka bir yere koyuyor. Kocaelispor'da teknik direktörlük yaptığı dönemde Güney Afrikalı futbolcuyla çalışan Denizli şöyle konuşuyor: ‘‘Moshoeu gibi futbolcuya rastlamadım. Hem kişiliği hem de mesleğine duyduğu saygı dört dörtlük...''

Sevgili Denizli, Beşiktaş ligde kötü bir sezon geçirdi. Neler söylersin?

‘Evet, önce sezona problemli başladı. Yeni bir arayış içine girdiler. Bu arayış, bir tespitin sonucu muydu, yoksa, ön değerlendirmeler mi işleme konuldu...''

- Biraz daha açar mısın bu konuyu?

‘Yani diyorum ki, çok oyuncu değiştirildi. Oysa, Beşiktaş'ın belirli bir kadrosu vardı. Takımda bazı rötuşlar yeterliydi.''

- Daha neler oldu Beşiktaş'ta?

‘Bir Recep ve Ertuğrul olayı yaşandı. Daha sonra Oktay'ın başına gelenler Beşiktaş'ı psikolojik olarak etkiledi. ''

- Oktay olayı da Beşiktaş'ı etkiledi mi?

-‘‘Elbette, Oktay olayını Beşiktaş'tan ayrı tutmak, insafsızlık olur. Oktay, ekibin içindeki bir birey. Onun durumu, elbette Beşiktaş'ı da etkileyecekti. Ve dediğim gibi oldu.'' - Hocam, artık milli takıma geçelim mi?

'' Hiç durma. Hemen sor...''

Denizli'nin gözleri parlıyordu. Milli takımın geleceğine umutla bakıyordu...

- Hocam, samimi konuşalım. Bizim grupta Almanya, Finlandiya, K.İrlanda ve Moldova gibi takımlar var. Kuralar çekildikten sonra hangi takımı gözüne kestirdin?

‘Hepsini kestirdim. Samimi bir yanıt istiyorsun değil mi. Türkiye'de oynayacağımız maçlarda hiç bir takım bizden puan alıp gidemez. ''

- Buna Almanya da dahil mi? ‘‘Tabii, tabii...''

- Son Rusya maçında çıkardığın (aslardan yoksun) kadro ile ne gibi bir mesaj vermek istedin?

‘Gelecek günlerde takımda şans vereceğim futbolcuların bu fırsatlarını nasıl kullanacağını görmek istedim.''

- Olumlu mesajlar verdiler mi?

‘Evet, Rusya maçına çıkardığım kadrodan 5-6 futbolcu, Avrupa Şampiyonası elemelerinde direkt oynayacak. Okan, Ayhan, Tayfun, Tayfur, Saffet Akbaş, Mert, K.Hakan... Hepsini izlediniz. Fena mı oynadılar. Bu kadroya bir de B.Hakan, Abdullah, Sergen gibi futbolcuların girdiğini düşünün...''

- Hocam, göreve başladığın günden bugüne hiç moralman çöktüğün dönemler oldu mu?

‘‘Hayır, hiç olmadı. Sadece isyan ettiğim günler oldu!'' - Ne gibi hocam?

‘Oynadığımız futbolun karşılığını alamadığımız maçlarda, şansızlığımıza isyan ettim. Hepsi bu...''

- İnşallah, gelecek günlerde böyle isyanlarınız olmaz hocam.

‘Hayır, Dünya Kupası elemelerinde gruplarında bizden daha az puan toplayan takımlar, hiç olmazsa play-off şansı yakaladı. İşte bu kez bu şansızlığı da yenip, hep birlikte ülke olarak Avrupa şampiyonasını gideceğiz. Hazır olun.''

- Başarılar hocam

‘Hepimize...’’






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!