Bir Finli ve bir İskoç

Güncelleme Tarihi:

Bir Finli ve bir İskoç
Oluşturulma Tarihi: Eylül 20, 1998 00:00

Haberin Devamı

Sezon başladığında Formula 1'in flaş takımı McLaren'di. Geçen sezon sonunda üst sıralara tırmanmaya başlayan Finli Mika Hakkinen ve İskoçyalı David Coulthard'ın pilot olarak görev yaptıkları McLaren, yeni sezona fırtına gibi girmişti. McLaren'in bu başarısında, pilotlarının kalitesi kadar, McLaren arabalarında kullanılan çifte pedallı fren sisteminin de payı vardı. Bu sistem sayesinde McLaren arabaları virajlara çok daha hızlı girebiliyor ve rakiplerine fark atıyorlardı. Öyle ki sezona favori olarak giren ve tartışmasız dünyanın en iyi pilotu olarak gösterilen Schumacher'e sahip olan Ferrari bir anda çok gerilerde kalıyordu. Hatta ilk beş-altı yarış sonrası kimilerine göre bu iş bitmiş, takım birinciliğini McLaren, pilot birinciliğini de Hakkinen garantilemişti. Ancak böyle düşünenlerin hesaba katmadıkları bir faktör vardı: Michael Schumacher'in inadı. Alman pilot önce arabasını daha iyi hale getirdi, sonra da bu uzun maratonda sürücülüğünü konuşturmaya başladı ve sezonun son iki yarışına girilirken Hakkinen'i yakalamayı başardı. Şimdi iki pilotun 80'er puanı var. Takım sıralamasında Mc Laren hala önde ama Ferrari İtalya'daki yarışta duble yapınca aradaki farkı epeyce kapadı ve sezon başından beri McLaren ilk kez Ferrari'nin soluğunu ensesinde hissediyor. Her şey son iki yarışta belli olacak. Schumacher dünyanın en iyi pilotu. Onun hakkında yarışlarla ilgilenen hemen herkes bir şeyler biliyor. Bu yılın flaş ekibi McLaren'in pilotları ise daha az tanınan isimler. Ama bu iki pilot da bu yıl olduğu gibi gelecek yıllarda da adlarından çok söz ettireceğe benziyorlar. İtalyan gazetecilerin bu iki pilotla yaptıkları söyleşileri yayımlıyoruz.

Paramı harcamaya zamanım yok

DavId Coulthard, üzerinde Michigan -kız arkadaşının yaşadığı yer- yazan gri gömleğiyle karşımızda duruyor. Kısacık kesilmiş saçları ve buz gibi gözleriyle etkileyici biri. Geniş çene kemiği Rocky filmlerindeki Stallone'yi anımsatıyor ve konuşurken yüzünün ifadesi hemen hemen hiç değişmiyor.

Yarış sırasında işler kötü gidince ne yapıyorsun?

- Teknik konular takım arkadaşlarım sayesinde çözülüyor. Ben de kendimle vicdan hesaplaşması yapıyorum. Örneğin Silverstone'da da bir hata yaptım, insanların bana duydukları saygıyı kaybettiğimi düşündüm ve bunu düzeltmeye çalıştım. Özel hayatım iyi gidiyor, belli bir denge tutturdum, böyle gitmeyi planlıyorum.

Hakkinen için ne söyleyebilirsin: Rakip mi, takım arkadaşı mı, dost mu?

- İyi bir iş ilişkimiz var. İş dışında birşey paylaşmıyoruz. Tek ortak noktamız McLaren.

Büyük şef Ron Dennis, Hakkinen'in kazanması için fren basmanı isterse ne yaparsın?

- Melbourne'de böyle birşey oldu ve istenileni yaptım.

Ne hissettin?

- Çok kötü bir duyguydu.

Schumacher hakkında ne düşünüyorsun?

- Yetenekli biri. Ama bazen fazla agresif oluyor ve başka pilotların hayatını tehlikeye atıyor.

Bir sürücü olarak Coulthard için ne söyleyebilirsin?

- Kötü biri değilim. Ben de agresif olmayı biliyorum. Soğuk bir kişiliğim var.Ve şu ana kadar çok az yarış kazandım.

Kariyerin sona erdiğinde ne yapacaksın?

- Yarışmaya devam edeceğim.

Ne kadar kazanıyorsun?

- Bu soruya yanıt vermiyorum.

Tasarruflarını bir yerde değerlendiriyor musun?

- Evet, ama kazandıklarımın keyfini süremiyorum.

Sebep vakitsizlik mi?

- İki haftada bir yarışıyoruz. Bu zaman zarfında en fazla 4-5 gün boş vaktim oluyor. Sinemaya gidiyorum, arkadaşlarımı, kız arkadaşımı ve İskoçya'daki ailemi görmeye çalışıyorum. Son dört yıldır istediklerimi yapabildiğim bir boş haftam olmadı. Tek lüksüm birinci sınıf otellerde kalmak, iyi restoranlarda yemek, seyahat etmek. Ama bu durumdan şikayetçi değilim.

Heidi hayranlarından biri miydi?

- Hayır, bir arkadaş partisinde tanıştık, o zaman benim pilot olduğumu bile bilmiyordu.

Annen ya da Heidi sen pistteyken kaygılanmıyorlar mı?

- Alıştılar artık.

Pistteyken sen neler hissediyorsun?

- Tehlikeyi düşünmüyorum. Benimki fantastik bir iş. Kazanılan para kadar işin verdiği heyecan da önemli.

McLaren kazanacak

DavId yerinden kalkıp Star Treak dizileriden çıkmış gri, parlak Mercedes'ine binerken, test sürüşünü bitiren Hakkinen geliyor. McLaren'in esas silahı. Finli pilotun berberden yeni çıkmış gibi bir hali var. İnsan onunla karşılaştığında ilk önce geniş elmacık kemikleri dikkatini çekiyor. Hemen laflamaya başlıyoruz.

Günün nasıl geçiyor?

- Pozitif denebilir. Lastikleri ve motoru test etmek için güzel bir gün. Diğerlerinden daha hızlı ve iyiyiz. Arabanın limitlerini zorladık.

Böyle bir şampiyonada yarışmak zok zor değil mi?

- Değişik yarışlar yaşadık. Ekibin fedakarlığı zorlukları aşmamızda önemli bir rol oynuyor. Kendimi güçlü hissediyorum ve kalan iki yarış için motive olmuş durumdayım.

McLaren'de olmak nasıl bir duygu?

- Açıklamak kolay değil. Her yerde olduğu gibi burada da bazı sorunlar var, ama böyle bir takım da olmak iyi bir duygu.

Schumacher hakkında ne düşünüyorsun?

- Geçmişte büyük işler başardı, tecrübesi çok. O ve ben birbirimizden farklıyız. Her pilot diğerinden farklıdır.

Takım arkadaşın Coulthard ile işler nasıl gidiyor?

- İş ilişkisi. Şampiyonayı kazanmalıyız, aramızda sağlıklı bir yarış var diyebiliriz.

Schumacher ya da Coulthard tarafından geçilmek seni rahatsız ediyor mu?

- Takım arkadaşım benden daha fazla puan alıyorsa üzerimdeki baskı fazlalaşıyor. Schumacher'e gelince şu kadırını söyleyebilirim, sonunda nasıl olsa McLaren kazanacak.

Ne kadar kazanıyorsun?

- Fazla değil.

Fazla olmayan bu parayla kendine bir jet almaktan başka ne yapıyorsun?

- Para o kadar da önemli değil. Parayı hayatımı kolaylaştırması için harcıyorum. Her zaman hesap yapmak zorunda kalmıyorum. Önceleri herkes gibi normal uçaklara biniyordum ama grevler, gecikmeler, beklemeler... Seni tanıyanlarla karşılaşıyorsun, durup onlarla laflaman gerekiyor. Oysa bazen ne gülmek ne de konuşmak için ne fiziksel ne de psikolojik gücün kalmamış oluyor. Jetimle hem zamandan kazanıyorum, hem de sıkıntılardan kurtuluyorum.

Kazandığın zamanla ne yapıyorsun?

- Dinlenmeye çalışıyorum. Sinemaya gidiyorum, spor yapıyorum, yemeğe gidiyorum. Çoğunlukla uyuyorum. Karım Erja ile evde oturuyoruz.

Evlendikten sonra hayatın nasıl değişti?

- Kredi kartı borçlarım çoğaldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!