Beşiktaş Meselesi...
Güncelleme Tarihi:
Fikret Orman…
Beşiktaş’ın gelmiş geçmiş en bahtsız başkanı…
Alacaklıların kapıda beklediği, uluslararası davaların ciltlendiği ve itibarın taban yaptığı bir dönemde geldi direksiyona geçti…
Geldiği günden itibaren iki temel problemin arasından gidip geliyor…
Birincisi… Borçların büyüklüğü gelirlerin temlik altında kalmasıyla daha da büyüyor. Engel olmak zorlaşıyor…
İkincisi… Yıllarca idari başarısızlık ile tahammül sınırları zorlanmış bir taraftar topluluğunu memnun etmeye çalışıyor…
Bütün kararları pamuk ipliğine bağlı…
Üç kritik hata yaptı…
Quaresma problemini çözemedi…
Geçmişin hesabını belirttiği zamanda soramadı…
Fiyat politikasıyla en ateşli taraftarını kapalı tribünden asimile etti…
**
Quaresma ile kamuoyunda yaşanan soğuk savaş kulübe yara verdi…
İçerde neler konuştular bilemem ama medyaya yapılan söylemlerde daha uzlaşmacı bir tutum sergilenmeliydi...
Kulübün en kolay nakde dönüşen gelir kalemi futbolcusudur, eldeki en değerli ürün itibarsızlaştırıldı…
Marifet kusurlarını gizleyip, allayıp, pullayıp satabilmekteydi…
Yapılamadı…
Kangren olana kadar beklemeye gerek yoktu…
Şimdi kesip atması daha da zorlaştı…
Taraftarın önemli bir kısmı ister istemez cephe aldı…
Kan kaybedildi…
**
Geçmişin hesabını sorma hamlesi çok aceleci bir söylemdi…
Dünya’nın diğer ülkelerinde bu iş daha basit olabilir ama burası Türkiye, hesap sorulacak kişi futbolun patronu oldu…
Yani, Beşiktaş gibi bir kulübü uçurumun dibine iten başarısız bir başkan, ödüllendirildi…
Nasıl hesap sorulacak?
Buyurun hadi sorun bakalım…
Doğal olarak o söylem havada kaldı, zaten hava kaldır…
Hesaplar şaştı…
Haliyle de taraftar şimdi hesabı Fikret Orman’a soruyor…
**
Kapalı tribün için uygulanan fiyat politikası ise tüm bunların üzerine tuz biber ekti…
Taraftardan maddi anlamda beklenti olması çok doğal...
Ancak Kapalı Tribün için belirlenen hedef yanlış…
Ailelerin gelmesi isteniyor ama atlanıyor, Beşiktaş taraftarı zaten o tribünde bir aileydi…
Kimi zaman ailenin babası, kimi zaman çocuğu, kimi zaman ise ailenin isyankar delikanlısı…
Milyonlarca Beşiktaşlı’nın nabzı o tribünden atardı…
Sadece ürünlerini Kartal Yuvalarında satmak istemekle olmaz…
Beşiktaş’ın dünyaya nam salmış değerini Kapalı Tribünden çıkarmak ihanettir…
Planlananların gerçekleşmesi için daha modern bir stadyuma ihtiyaç var…
Bu hamle de o zaman yapılmalıydı…
**
Çözüm…
Quaresma belli oldu ki oynamayacak, oynatılmayacak. İki tarafında hatalarının bedelini bu kulüp kutuplaşmalarla bölünerek ödemek zorunda değil. Düz koşu yaparak değil, son sürat göndermelisiniz. Çünkü kaldıkça bu yara daha da derinleşecek…
Hesap sorma olayının üstünü artık kapatamazsınız. Raporları kamuoyuyla paylaşmak zorundasınız. Takdir kamuoyuna, hesap kesme zamana bırakılmalı…
Tribüne uygulanan agresif fiyat politikası yönteminden vazgeçilmeli, fiyatlar normalleştirilmeli herkes yerine geçmeli…
**
Tabi bunları söylerken Sayın Orman’ın hakkını teslim etmek gerekir…
Serdal Adalı, büyük desteğe rağmen TJK’ya başkan olmayı tercih ederken, Fikret Orman öyle ya da böyle kulübü sahipsiz bırakmadı…
Başkanlık için öne çıkmasaydı en fazla “Beşiktaş’ın önde gelenlerine” sitem edilirken adı dördüncü veya beşinci sırada yazılırdı…
Sonrası malum bu kadar nefret edeni hiç olmazdı…
Gönlümden geçen, günahıyla, sevabıyla bu işin altından kalkması ona güveniyorum ancak tekrar yineliyorum bazı hamlelerini gözden geçirmeli…
Yoksa kendi başına çorap örecek…
Taraftarı karşısına değil yanına almalı…
En büyük darbeyi medyadan yediğini asla unutmamalı, taraftar-başkan polemiğine zaman geçmeden engel olmalı…
Şimdilik kartopu gibi görünen bu sorunların önüne geçemez ise kartopu çığa dönüşür ve ne kadar olumlu yaptığı iş varsa hiç birisinden eser kalmaz...