Benden enayisi zor bulunur

Güncelleme Tarihi:

Benden enayisi zor bulunur
Oluşturulma Tarihi: Ocak 07, 2001 00:00

Haberin Devamı

Trabzonspor'un değişmez başkanı Mehmet Ali Yılmaz yenilgisini anlattı.

Trabzonspor'un 18 yıllık yöneticisi, tek adamı Mehmet Ali Yılmaz, yeni yıla yenik girdi. Holdingdeki makam odasında sergilediği ödülleri işaret ediyor: ‘‘Hepsi de eski unvanlarımla dolu. Eski Bakan, eski politikacı, eski patron... Şimdi de eski kulüpçü olduk!’’ Trabzonspor'un son kongresinde yerini Özkan Sümer'e bırakmak zorunda kaldı. Bunun ANAP'tan kaynaklanan siyasi bir operasyon olduğunu öne sürüyor. Kulüp başkanlığı sırasında hem hiç para kazanamadığı için vergi veremediğini söylüyordu, hem de kulüp için cebinden harcadığı 31 milyon doların 11 milyonunu bağışladığını açıklıyordu. Bu perhiz-lahana turşusu çelişkisini kendisine sormadan edemedik. Cevap olarak ‘‘ben demek ki enayiymişim’’ dedi!

Yeni parti kuracağım

Politikaya döneceğim. Biraz daha emekli hissedip rahatlayayım ondan sonra başlayacağım. Yeni bir parti kurulacak. Çünkü Türkiye'de anket yapsanız, iktidar ve muhalefet partilerinden barajı aşan parti bulamazsınız. Bu yeni partiye sol da denilemez, sağ da. Yeni bir düşünce denilebilir. Bazı politikacılarla biraraya geliyoruz zaman zaman. Yeni bir oluşumun başlangıcını yapıyoruz. Kimlerle biraraya geldiğimiz sır.

18 yıldan sonra Trabzonspor'suz bir hayata hazır mıydınız?

- Benim hayatım zaten devam ediyor. Siyaset adamı, spor adamı ve işadamıyım. İşlerimdeki başarımdan dolayı beni yıllar önce keşfedip memleketimin kulübüne başkan seçmişlerdi. Küçük bir şehrin takımını, dört büyükler kulübüne taşıdık. Trabzonspor'un genel kurulu, bu kongresinde, şimdi seçilen arkadaşları tercih etti. Başarılar diliyoruz. Çünkü kolay taşınacak yük değil. Eğer büyüklük taşınacaksa zor bir iş.

Kongre sonucu sizin için tam bir sürpriz olmalı?

- Şöyle sürpriz oldu: Biz, aday yok gibi plan ve projelerimizi yapmıştık. Kongreden üç dört gün önce yeni hoca getirmiştik. Hiç aklımızda yoktu. Ama arife günü birden sürpriz aday çıktı. Yılbaşı tatili filan derken, kongre hazırlığı yapmak mümkün değildi. Ben de kulübe 1991'de onursal başkan seçilmiştim. Sandım ki onursal başkanlarına rağmen aday olmazlar, en azından gelip konuşurlar sonra aday olurlar. Onursal başkan ciddiye alınmadı. Hayırlı olsun dedim. Ben Trabzon'da kimseyle yarışmam. Beni öyle alıştırdılar.

Bir telgraf çekip katılamayacağınızı söylemenizin bile seçilmenize yeteceği söyleniyor?

- Ama benim alınganlığım oldu. Arkadaşlar, yeni liste yapmak istediler ama reddettim. Bu, birileriyle aramızın bozulacağı anlamına gelirdi. Kendimi Trabzon'da herkesin üstünde gördüm. Bana rakip sunmuyorlardı ki.

ALİ ŞEN GİBİ OLMAM

Şimdi Ali Şen gibi mi olacaksınız; kaos olsun, bana ihtiyaç duyulsun gibi?

- Ali Şen gibi olmak hiç tarzım olmadı ki. Kulübün delegesine güvenmemek akılsızlık olur. Çoğunluk onu tercih ettiğine göre, yapabileceğim bir şey yok.

Yeni kongreye kadar, defteri geçici kapattınız öyleyse?

- Hayır, ben defteri tamamen kapattım.

Zaman Gazetesi'nde Taha Batum, 'Mehmet Ali Yılmaz'ın efsane olduğu palavra. Sezon ortasında başkan seçildiği yıl dışında şampiyonluğu yok. Başarısız efsane olmaz' diyor?

- Yanlış yazıyor. Zaman zaten bizim gazetemiz değil. Hangi kesimi ilgilendiriyorsa okusun. Ben sezon ortasında başkan seçilmedim. 1982 sezonunun yeni başladığı eylül ayının sonunda başkan seçildim. O yıl Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Kupalarını kazandık. İkinci yıl da şampiyon olduk. Ara verdim, Bakanlık yaptım. Dört yıl alamadık, doğru. Ama şu an Trabzonspor, Türkiye'nin en güçlü kadrolardan biri.

Trabzon'un, futbolcunun havasını bozduğuna inandığınız doğru mu?

- Bu şehrin havası futbolcuyu bozuyor demedim. Futbolcunun havası şehri bozuyor diyebilirim. Çünkü Trabzon'da milli gelir düşük. Kulübün bütçesi ondan fazla. Eskiden anne-babalar amatör ruhla Trabzonspor formasını giymeleri için çocukları teşvik ederdi. Şimdi parayı getir diye teşvik ediyorlar. Trabzonspor formasını bir saat parasız giyecek bir adam, Trabzonlu da bulamazsınız. Onun için dışarıdan futbolcu getiriyoruz.

Çok transfer yaptınız, çok teknik direktör değiştirdiniz ama Trabzonspor başarılı olamadı?

- Bu sefer başarıyı yakalamak üzere olduğumuzu gördü ki herkes bize karşı çıktı. Yepyeni bir kadromuz vardı. Bunu görenler, şampiyon olduğumuzda karşı çıkarsak millet bizi lanetler düşüncesiyle şimdi davranmayı uygun gördüler.

Bundan sonra üçüncü beş yıllık kalkınma planınızda neler var?

- Turizmciliğe başladım. Antalya'da tatil köyü inşa ettim. Oğlum mühendis olup Amerika'dan dönünce yeniden inşaat işine başladık.

Epeyce çocuğunuz vardı. Yedi miydi?

- (Gülüyor) Bilinenler beş tane! Para kazanmıyorlar ama çalışıyorlar. Daha çok vergi vermek, daha çok insan çalıştırabilmek için, Türkiyemiz'e daha çok faydalar sağlamak için projeler hazırlamaktayız.

Vergi dediniz de... En son ne kadar vergi ödediniz?

- 10 yıl vergi rekortmeni oldum. 1978-1988 arasında. Ondan sonra politikacı oldum, vergi veremedim. 1996'da tekrar başladım. Bunun da dört yılını Trabzon'da geçirdiğim için vergi verecek iş yapamadım.

OPERASYONU ANAP YAPTI

Ama kongre sonrası 11 milyon dolar, 30 milyon dolar gibi kulubün size borçlu olduğunu söylediğiniz rakamları o kadar kolay telaffuz ettiniz ki?

- Bir kulüpte 20 yıl başkanlık yapacak benden başka enayi bulmak çok zor. Bu kadar uzun süre kalıyorsanız, yanınızda antrenörlük yapan kişi de (yeni başkanı kastediyor) bunu yaparsa, tabii ki enayisiniz.

Bir günde çıkan rakibiniz, Süleyman Seba'nın vaktiyle BJK'da yönetimi ele almasına benzetiliyor. Size karşı bir devlet operasyonu mu yoksa?

- Siyasi operasyon olabilir ama devlet operasyonu olmaz. Seba devletin içindeki memurdu. Benim yerime seçilen vatandaş ise dört ay öncesine kadar altyapı koordinatörüydü. Konya'dan döndü, başkan oldu. Trabzonlu siyasetçi, genel başkanı doğrultusunda davranır. ANAP'tan bir siyasetçi olduğunu söyledi arkadaşlar. Yeni seçilen kişi de ANAP'lı oldu mu bilmiyorum.

TRABZON’DA OLAY OLMAZ

Hayat felsefenizi de etkiledi mi bu yenilgi?

- Kulüp bir iş değildir, gönüldür. Para kazanmazsınız, cebinizden verirsiniz hep. Yaptığımız iş, ülkeyi iyi yönetemeyen siyasetçilerimizin hafta sonlarında rahatlamalarını sağlamaktır. Millet üç gün deşarj olur.

Trabzonsporlular'ın deşarjı da çok agresif oluyor!

- Hiç de değil. Türkiye'de en mazbut taraftar Trabzon'da. Agresifliği basın yazar. Buradan ekip getirir, kendilerini yaralayıp dönerler. Trabzon'da kimse yaralanmaz. Hiç olay vaki değil. Öyle palalarla süngülerle gelen yok. Çünkü Trabzon bir beladır. Trabzon'un güçlü olması, İstanbul kulüplerinin işine gelmez.

Canım ciğerim Çakıcı

Alaattin Çakıcı yakalandığında 'canım ciğerimdir' demiştiniz. İyi dostsunuz.

- Sadece onunla değil, Sedat Peker'le de.

Politikacı, bakan, Trabzonspor Başkanı unvanlarınız ve bu şahıslarla göstere göstere dostluğunuz?

- Ben doğru olanı söylerim. Bu çocukları tanıyorum. Benim yanımda hiçbir yasadışı iş yapmamışlardır. Bu, benim değil devletin işidir. Devlet ne zaman resmileştirirse o zaman suçludur. Cezasını da çekiyordur. Çıkınca gene ahbap oluruz. Bunu söylediğimde kaçaktı. Hiçbir cinayeti yoktu. Geldiler, Ankara Oteli'nin lobisinde buluştuk. O zaman bakandım. Elimi öptüler, oturduk. Bu soru geç soruldu. Gündeme geldiklerinde soruldu. İnkar etmedim.

NE YAPSIN ZAVALLI

Şimdi?

- Şimdi suçları varsa, cezalarını çekiyorlar. Biri dışarıda zaten.

Her ikisinin avukatı Ömer Yeşilyurt da sizin başkanlığınızdaki Trabzonspor Yönetim Kurulu Üyesiydi?

- Evet yanımızdaydı. Son kongrede de listedeydi ama çok rey alamadı. Ne yapsın zavallı.

Özellikle Çakıcı'yla olan dostluğunuzu anlamaya çalışıyorum?

- Çakıcı işlediği suçlarda haklı mı haksız mı, ona ben karar veremem. Ama bana münasebetsizliği olmadığı sürece dostuz.

Politikacı geçmişiniz, kulüpçülüğünüz ve mafyosolarla dostluklar?

- Toplumda suçlu zannedilen insanlarla konuşmayalım mı? Herkes itsin mi onları? İyi ahbabız, başına bir hal geldi. Tanımıyorum mu diyeyim?

DERİN DEVLET MAFYADIR

Ama Türkiye mafya-devlet-siyaset üçgeniyle bugünlere geldi?

- Türkiye'de ne mafya var ne de bildiğiniz devlet var. Türkiye'de olan derin devlet, mafyadır. Devletin dışında birini mafya kabul etmek, devletin dışına çıkarmak çok yanlış. Durup dururken biri kimsenin canına kıymaz. Meslek haline gelirse, iyi irdelemek lazım. Türkiye'de çözülemeyen böyle çok olay var. Çözümüne de kimse yanaşamaz. Susurluk niye çözülmüyor? Araştırsınlar bakalım? Araba kazası mı olur, bilmem. Çakıcı'nın mafya olduğunu düşünmüyorum. Pırıl pırıl bir gençken alınıp da bu hale sokulmuşsa, bu hale getirenler suçlu.

Çok arabesk oldu. İlahlara kurban edilmiş pirüpak delikanlıymış gibi?

- Alıştırdıktan sonra kalmaz. PKK'yla mücadele etsin diye Güneydoğu'ya gönderilen özel timcilerin, 1974'te Kıbrıs'a gidenlerin çoğu hálá kendine gelemedi. Şimdi bu çocuk hakkında nasıl yargıya varabilirsiniz?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!