Azer Bülbül ile Kader Keita arasındaki 5 fark

Azer Bülbül titreyerek şarkı söylüyor...
Kader Keita titreyerek yere düşüyor...

Azer Bülbül titreyerek para kazanıyor...
Kader Keita titreyerek hem haksız yere rakibini attırıyor hem de para kazanmasına engel oluyor...

Azer Bülbül titreyerek izleyenleri eğlendiriyor...
Kader Keita titreyerek izleyenleri "aha(!) kesin bir şey oldu" dedirterek korkutuyor!
 
Azer Bülbül titreyerek mesleğini yapıyor...
Kader Keita titreyerek mesleğini baltalıyor ve karizmasını çiziyor!

**

Sayın Adnan Polat, "yıldız(!) futbolcuların korunması lazım" dediği kadar, titreyerek rakibini attıran yıldız(!) futbolcusuna bir kaç kelâm etse iyi olacak...

Yoksa Nasrettin Hoca gibi fıkralara konu olur…

Nasrettin Hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkarken, yoldan geçen arkadaşı Hoca’ya seslenir:
-"Hocam kediyi yıkamayın ölür”...
Hoca aldırış etmez ve yıkamaya devam eder. Arkadaşı geri dönüşte Hoca’yı tekrar yolun kenarında görür. Kedi ölmüş. Dayanamaz.
-"Hocam ben size kediyi yıkamayın ölür demedim mi?"...
Hoca cevap verir:
-"Ben kediyi yıkarken ölmedi ki, sıkarken öldü"...

Biz çoook yıldız(!) gördük…
Lincoln, Nonda, Linderoth, Barusso, Inamoto, Carrusca, Heinz, Ilic, Conceicao, Ribery, Frank de Boer, Prates ve daha aklıma gelmeyen birçok isim…
Sonuç?
Tek tek kaybolup gittiler…
Koruyalım derken eldekilerden de olmak var…
Şımartmamak gerekiyor…
Yoksa işte böyle Antalyaspor’a eleniveriyorlar…

##

6'da 6 olur mu?

Beşiktaş için Şubat ayının çok kritik olduğunu bundan önceki yazımda belirtmiştim...
Ve en zor maçların içinde seçtiğim Gençlerbirliği mücadelesi beni yanıltmadı...
Maçın sonlarına kadar Beşiktaş zorlansa da orkestra şeflerinin ortaya çıkmasıyla kazanmayı bildi...
Skorun 4–1 gibi farklı olması futbolcularda ilerisi için umut ve güven tazeledi...
Kara kartal Antalya’da aldığı galibiyetle birlikle seriyi 2’ye çıkardı…
Sonuçta serüven devam ediyor...
Şimdi geriye kaldı 4 kritik mücadele...
Asıl soru Beşiktaş’ın 4 karşılaşmayı da kazanacak gücü var mı?
Beşiktaş'ı geçen sezon Şampiyon yapan Ernst ve Yusuf transferiydi...
Bu sezon tek fark, Beşiktaş'ın transfersiz bir devre arası kapatması oldu...
Ancak, atlanmaması gereken, verimsiz oyuncuların performansının yukarıya doğru çıkması...
Son Gençlerbirliği maçında Tabata, Yusuf ve Holosko'nun katkısına bakarsak Beşiktaş'ın transfersiz geçirdiği dönemi elindeki oyuncularla kapatabileceğini görebiliriz...
Nihat ve Tello'nun da bu üçlü arasına katılımı Beşiktaş'ı daha da rahatlatacaktır...
Tabii Mustafa Denizli'nin hamlelerindeki tercihler ivmenin yukarı yönde ilerlemesi için çok önemli...

**

Son Gençlerbirliği karşılaşmasında Beşiktaş'ın attığı 4 gole dikkat edin...

Birinci gol...
Kapılan topun devamında, savunmanın içine doğru derinlemesine ayağa paslar ve gol...
İkinci gol...
Yine savunmanın tam ortasından ayağa kısa paslar ve gol...
Üçüncü gol...
Derinlemesine savunmanın göbeğine yükleniş, kısa paslaşmalar ve gol...
Dördüncü gol...
Kornerden kısa paslaşma yine derinlemesine pas ve gol...

Neticede 4 gol de yerden kısa paslar ve savunmanın tam ortasına yapılan baskıyla oldu...
Oyunu sadece kanatlara sıkıştırmak yerine, savunmanın ortasından rakibi açmak Beşiktaş adına daha hayırlı olacak gibi görünüyor...
Demek oluyor ki Yusuf ilk on birde oynamalı...
Fakat sol kenarda değil! Verimli olması mevcut taktiksel düzende çok zor...
Neden mi?
Diri bir savunmada fiziksel olarak çabuk oyundan düşer...
Modern futbolda Beşiktaş'ın sol kanadında Nani, Valencia veya Craig Bellamy gibi kuvvetli, süratli ve çabuk oyuncular yer almalı...
Tabii isimleri örnek olarak veriyorum...
Yusuf'la kıyaslarsak, Yusuf tam tersi kuvvetli, süratli ve çabuk değil(!)...
Ama Yusuf'un da yaratıcı yetenekleri var...
Savunmanın arkasına iyi paslar atabiliyor ve çalım yeteneği yüksek...
Şimdi 4–2–3–1 düzeninde Yusuf'u sol çizgiye hapsetmek ve yeteneklerini törpülemenin hiç bir mantıklı tarafı yok...
Fakat Beşiktaş'ın kazanması için Yusuf ve Tabata'nın birlikte oynaması gerekiyor!
Denizli de farkında...
Peki, çözüm nasıl olacak?
Orta alanda Necip, Ernst, Fink önlerinde Yusuf ve Tabata, santrafor Bobo...
Kanatlarda İbrahim ile Ekrem'in de oyuna dahil olmasıyla, Beşiktaş 3 yönlü hücum gücüne sahip olur...
Taktiksel değişimle birlikte Yusuf ve Tabata'nın birbirine yakın oluşu pas trafiğini rahatlatacak ve ikilinin oyunu daha iyi görmesini sağlayacaktır...
Mesaj Gençlerbirliği mücadelesinin son yarım saatinde verildi...
Etken mi?
Evet!
Haftalardır, verimsiz futbollarıyla üretkenlikten uzak Nihat ve Tello'nun bir şeyler yapmasını beklemektense, ufak bir diziliş değişikliğiyle uyumu sürdürmek gerekir...
Aksi olur ve Denizli ısrarında devam ederse, Beşiktaş gol yollarında sıkıntı çekmeye devam eder...
Tabi o şartlarda 6'da 6 olur mu?
Belirsiz...
Sonuçta top yuvarlak...
Ancak kazanmanın da bir formülü olduğunu unutmamak ve denemek gerekiyor...
Koskoca 1592 dakikada 19 gol...
Ve 28 dakikada 3 gol...

* Not: Hükmen kazanılan Ankaraspor karşılaşması istatistiklere dahil değil...