Avni Aker dosyası

Güncelleme Tarihi:

Avni Aker dosyası
Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 1997 00:00

Devrim SAĞIROĞLU
Haberin Devamı

Aylardan Nisan.. Avni Aker Stadı revizyona giriyor. Bir anlamda, kapalı tribüne ‘‘sil baştan’’ yapılıyor.

Şimdi Kasım ayındayız. Tam tamına 7 ay geçmiş. Trabzon'un ‘‘değiştirilmeye çalışılan’’ tribününde, değişen pek fazla birşey yok. Gazetelerde yazı yazıyorsanız, sporla uğraşıp kart almış ya da torpilliyseniz, orada taşların veya iğreti iskemlelerin üzerinde oturabilirsiniz. Protokole dahil olup şeref tribününde arz-ı endam etmezseniz, tozdan topraktan ötürü temizleyicilere gün doğdu. Yoksa, elbiseyi bir daha zor giyersiniz. Yağmur yağarsa, ıslanmama şansınız mucizeye kalmış. Basının görev yapma şartları ise düşünülemeyecek kadar komik.

İşin başka yönlerini de unutmayalım. Buralara lig maçlarında biletli seyirci alınmadığı için, hasılatta önemli düşüş var. Futbolcu açısından da görüntü kötü. Adamlar şampiyonluk mücadelesi veriyor, bir tribün dolu, diğerinin yüzde doksanı boş.. Seyircinin, tek taraftan gelen tezahüratla konsantre olamayan futbolcuyu, olumlu yönden etkileme şansı sıfır.. Gelen takım, deplasmanda oynadığının farkında bile değil. ‘‘Avni Aker Cehennemi’’ yakıştırması, insanlarda tebessüm yaratmaktan öteye gidemiyor.

Trabzonsporlu yöneticiler bu rezalet için ne der, bilemiyoruz. Yedi aydır bu işi kotaramamak, akıl alacak şey mi ? Bu tempoyla gidildiği takdirde, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş dahil, ikinci yarı maçlarının da boş tribünler önünde oynanacağını bilmiyorlar mı ? Bilip de bir girişimde bulunmuyorlarsa, yazık. Eğer bunun farkında değillerse, o zaman durum daha da vahim..

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü yetkililerine sormak isterim.. Siz, müteahhitin hakedişlerini zamanında mı vermiyorsunuz, yoksa onun işi kaytarmasına bilerek mi seyirci kalıyorsunuz ? Eloğlu bu kadar sürede stat yapıyor, siz bir tribün işini yüzünüze gözünüze bulaştırdınız.

Böyle tribün rezaleti, İstanbul'un üç büyükleri şampiyonluğa oynarken, Fenerbahçe, Ali Sami Yen ve İnönü statlarında gerçekleşseydi, ne olurdu diye bir düşünün. O kulübün yöneticileri, bu işin sorumlularının kafasına çoktan gök kubbeyi yıkmıştı. ‘‘Biz büyük kulübüz’’ iddiası, laf değil, icraatla kanıtlanır. Trabzon yönetimi, çeşitli konularda suçu medyada değil, kendi davranışlarında aramalı.. ‘‘Kişi noksanını bilmek gibi irfan olamaz’’ diye boşuna söylememişler..

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!