Zihnin haritasını çiziyor

Güncelleme Tarihi:

Zihnin haritasını çiziyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 28, 1998 00:00

Haberin Devamı

Baltaş-Baltaş Eğitim Danışmanlık Merkezi 4 yıldır iş dünyasının belli başlı kuruluşlarına ‘‘Ekip oluşturma ve geliştirme’’ seminerleri veriyor. Müşterileri arasında IBM, Philip Morris, Unilever, Ericsson, Başarı, Yaşar Holding, Eczacıbaşı Holding, Borusan ve Sabancı kuruluşları var. Prof. Dr. Acar Baltaş aynı programı iki yıldır Milli Takım'a da uyguluyor. Baltaş iş ve spor dünyasının benzerlikler gösterdiğini söylüyor. Seminerin de ‘‘ekiplerin, insanların tek tek yapacaklarının toplamından daha fazlasını yapmasına imkan tanıyan bir anlayışı’’ geliştirdiğini söylüyor. Yaptığı işi ‘‘insanların zihin haritalarını yeniden yapılandırmak’’ olarak tanımlıyor. Baltaş'la Türk futbolunun psikolojik boyutunu konuştuk.

Milli Takım'la nasıl çalışıyorsunuz?

- Onlarla beraber kampa giriyoruz. Nasıl futbolcunun oyunla ilgili becerilerini antrenman yaparak geliştirmesi söz konusuysa, psikolojik becerilerinin de geliştirilmesi söz konusudur. Bunun da antrenmanları var. Üç ayağı var yaptığımız çalışmanın. Bir, futbolcunun zihin haritasının yeniden yapılandırılması. İki, psikolojik beceri geliştirme antrenmanları ve son olarak varsa kişisel sorunlarında danışmanlık. Önemli olan bireysel danışmanlıktan çok ekip çalışmasına dönük taraflardır.

Sporcunun maça zihinsel hazırlık süreci nasıl olmalı?

- Öncelikle işin teknik ve taktik yönü tamamlanmalı. ‘‘Rakibin zayıf yönlerini nasıl değerlendiririz? Rakibin bize üstünlük sağlayabileceği yerlerde nasıl önlemler alınmalı?’’ gibi sorular tam olarak yanıtlanmalı. İşin psikolojik tarafı ondan sonra geliyor. Üç anahtarı var bunun. Bir, kendimizi iyi kontrol etmek, iki, ekip olarak hareket etmek; saha içinde birbirimize olumsuz söz söylememek, destekleyici ve teşfik edici olmak, üç, rakip oyunculardan bazıların özel provokatif tavırları varsa ona yakın oynayacak sporcu özel olarak uyarılmalı.

Türk futbolcusu zaaflarının farkında mı, sorunlarını açıkça dile getiriyor mu?

- Hazırladığımız güven ortamında büyük çoğunluğu anlatıyor. Bir oyuncu tribüne çağrıldığında, arkadaşlarıyla el ele tutuşup öyle selamlar seyirciyi. Hiçbiri kendi gitmez. Mili Marşı dinlerken el ele tutuşurlar. Bunlar o düzeydeki insanlara yap dediğiniz zaman yapacakları işler değildir.

Karşılaşma öncesi neler hissediyorlar?

- İnsanların iki tür kaygısı vardır. Vasıf ve durum kaygısı. Vasıf olarak kaygı düzeyi yüksek, heyecanlı dediğimiz insanların, durum kaygısı gerektiren anlarda kaygı düzeyleri daha da yükselir. Futbolcuların ellerini tutarım maç öncesi. Ellerinin soğukluk ve nem derecesinden heyecanlarını farkedersiniz. Milli Takım futbolcularımızın büyük çoğunluğu, hem kişilik, hem profesyonellik anlayışı olarak Türkiye ortalamasının çok üzerinde olan insanlar.

İŞİMİZ HAKEMLE DEĞİL

Ortalamayı aşmak için ne yapıyorsunuz?

- Biz sporcularımıza bir tek şeyi anlatıyoruz. Bizim işimiz hakemle değil. Çünkü hakeme döndüğünüz zaman enerjiniz kontrol edemeyeceğiniz ve size zarar verebilecek bir noktaya gidiyor. Başarılı insanların özelliği enerjilerini kontrol edebilecekleri alanlara yönlendirmeleridir.

Futbolcuların hakemle uğraşmayı bırakması zor görünüyor.

- Hakemi de kontrol edebiliriz. Milli maçlardan önce fırsatını bulduğumuzda hakemlere ‘‘oyuncularımız size yardımcı olacaklar ve sportmenlik kuralları içinde mücadele edecekler, bu yönde tenbihlendiler’’ diyoruz. Çok yararını gördük bunun. Finladiya maçı hariç bütün maçlarımızda hakemlerden son derece adil bir yönetim gördük. O maçtan önce hakemle konuşma şansımız olmamıştı.

Hakemin kötü yönetiminin sebebi bu muydu?

- Hayır, konuşsaydık bile bir şey değişmezdi galiba!

Milli Takım oyuncuları kendi takımlarında nasıl davranıyor peki?

- Milli maçlar sonrası hakemlere en az itiraz edenler milli futbolculardır.

HİDDİNK ZOR KAÇTI

Neden itiraz ediliyor hakeme? Bilinçli olarak mı yapılıyor bu?

- Evet. İtiraz veya ben bir şey yapmadım manasına gelen hareketler tribünlerin hakemi baskı altına alması için yapılıyor.

Löw, Almanya'da hata yapan futbolcuyu kenardan bağırarak uyardığı zaman futbolcunun daha iyi motive olduğunu, Türkiye'de ise tam tersine moralinin bozulduğunu söylüyor.

- Milli Takım oyuncuları bu konuda biraz daha iyi duruma geldi. Yabancı yöneticiler, Türk kültürünün özelliklerini farketmezlerse, kaliteleri ne olursa olsun başarısız oluyorlar. Türkçe konuşan insanların değer sistemini ayarlayamadığınız zaman ekip çalışması çıkartamıyorsunuz ortaya. Türkiye'ye gelen en iyi hocalardan Hiddink zor kaçtı. İdari sistem olarak ne kadar doğru şey varsa yapan Piontek en bşarısız dönemini yaşadı Türkiye'de. Avrupa'da başarısı kanıtlanmış Bariç kendini de Fenerbahçe'yi de rezil etti.

Neden?

- Almanya'ya kampa gidiyorlar. Takım otobüste, Bariç önde Mercedes'te. Olur mu? İkinci gün spor bir BMW otomobili sporculardan biri inceliyor. Bariç ona ‘‘Çalışırsan senin de olur’’ diyor. Futbolcu ‘‘bende bundan iki tane var’’ diye karşılık veriyor. Bariç nereye geldiğinin farkında değil. ‘‘Ben taktiği veririm, herkes çıkar yapar’’ demekle bitmiyor iş. Löw başarılı olabilecek bir hoca. Çünkü Türk kültürünün özelliklerini biliyor.

Türkiye'deki yabancı sporcuların düşünme şekilleri değişiyor mu?

- Futbolcunun başarısı işini, antrenmanı sevmesine ve ahlakının iyi olmasına bağlı. Yabancı transfer ederken bunlara bakılmıyor. Antrenmanı sevmeyen, kolay sakatlanan sporcular da geliyor.

Hakan İtalya'da neden başarısız oldu?

- Hakan, sportif yetenekleri dışında istisnai insani meziyetleri olan bir insan. Ekip çalışmasına inanan, kendini öne çıkartmayan birisi. Hakan yurtdışında başarısız oldu, çünkü hazır değildi.

Zihinsel hazırlığını en üst düzeyde yapan futbolcular kimler?

- Zihinsel hazırlığı bütün futbolcular yapıyor. Ama bu konuya çok özen gösterenlerin başında Oğuz'u sayabililirm. Aynı şekilde Hakan, Rüştü, Tayfun, Tayfur bu özelliklere sahip. Bu benim farkettiklerim.

Takımını psikolojik yönden en iyi hazırlayan teknik direktörler kim peki?

- Fatih Terim bu konuda çok başarılı. Güvenç Kurtar, iyi bir çizgide. Hocanın takımını kontrol edebilmesinin en önemli şartlarından biri, oyuncusunu kamuoyuna şikayet etmemesidir.

Toshak'ı mı kastediyorsunuz?

- Evet. Oyuncu kendini küçük düşüren birinin ardından gitmez. Toshak muhakkak kaliteli bir insan. Davranışlarının ardında bütün kartlarını oynamış olması yatıyor. Bu sene ne istediyse yaptı, yaptırdı. Dolayısıyla başarısızlık için mazereti yok. Bu durum onu da biraz zorluyor. Bu yüzden biraz hırçınlaşıyor. Kendi kişiliğine ve kalitesine uymuyor bazı konuşmaları.

Hocanın önemi

Mustafa Denizli nasıl bir hoca?

- Mustafa Denizli'nin takım üzerinde çok büyük bir hakimiyeti, kontrolü var. Bu Türkiye adına bir şans. O kadar çok yetenekli futbolcuyu birarada tutabilecek çok az sayıda insan vardır. Mustafa'nın zeka puanı Türkiye'de futbolla uğraşanların neredeyse iki katı. Bu önemli bir fark.

Hocalar için işin anahtarı ne?

- Eğitmek, doğru tepki vermektir. Bir eğiticinin olumsuz duygularını, öfkesini, kaygılarını iyi kontrol etmesi gerekir. Takımı gol kaçırınca kendini kulübede yerden yere atan bir hocaya futbolcular saygı duymaz. Her alandaki yöneticilerin üç temel özelliğe ihtiyacı var: İnsan ilişkilerinde sıcak ve ulaşılabilir olmak, ortalamanın üzerinde zeka ve kararlılık.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!