Yüksek sigorta bedelinden böyle kurtuluyorlar

Habertürk'ten Deniz Çiçek'in haberine göre trafik sigorta bedellerindeki yüksek artış, vatandaşları farklı arayışlara yöneltti. Zorunlu trafik sigorta primleri kazalardan dolayı aşırı yükselen vatandaşlar, araçlarını kaza geçmişi olmayan yakınlarının ya da akrabalarının üzerine yapmaya başladı.

Hazine Müsteşarlığı yetkilileri, yükselen primler nedeniyle vatandaşlardan gelen tepkileri değerlendirerek “Ücretler serbest piyasada belirleniyor. Primi yüksek bulan vatandaş, başka sigorta şirketini seçebilir. Vatandaş, kendisinden istenen prime baksın, sonra da farklı sigorta şirketlerini araştırsın” dedi.

Hazine yetkilileri, vatandaşların yükselen primlere de çeşitli çözümler geliştirdiğini belirterek “Kişinin kaza geçmişi varsa elbetteki primi yüksek geliyor. Bu nedenle kaza geçmişi olan kişiler, aracını kaza geçmişi olmayan bir yakınının üzerine geçiriyor. Ancak aracını kendisi kullanmaya devam ediyor. Böylece, düşük primle sigorta yaptırmış oluyor” diye konuştu. Yetkililer, Türkiye’de çok yüksek sigortasız araç sorunu olmadığını belirtirken, sigortasız araçların büyük bölümünün traktör ve motosiklet olduğunu ve yine onların da büyük bölümünün kırsalda olduğunu kaydetti.

"KASKO İLE BİRLEŞME YÜKÜ ARTIRIR"

Hazine yetkilileri, trafik sigortası ve kaskonun birleştirilmesi ve böylece sigorta maliyetlerinin düşürülmesi önemini de değerlendirerek “Böyle bir birleşme, sürücülerin sigorta yükünü daha fazla artırır. Örnek olarak diyelim ki zorunlu sigorta yükü 3 bin lira, kasko yükü bin lira ise, 4 bin lira ödemek zorunda kalacak. İki sigortanın birleşiminin yükü de yükselecek. Zorunlu sigorta karşıdaki kişinin hasarlarını, kasko ise kendindeki hasarlarını ödemek için. Yani uygulama amaçları farklı” diye konuştu.

AV. AKBULUT: BAŞINIZ DERDE GİREBİLİR
Ankara Barosu'na üye avukat Serdar Akbulut ise, Hurriyet.com.tr'ye yaptığı açıklamada, geliştirilen yeni 'yöntem'in sakıncılarına işaret etti. Av. Akbulut "Aracı

başkasına iyilik yapmak için kendi üzerine alan kişiler hem mali hem de hukuki ve cezai problemler yaşayabilir. Şöyle ki; üzerine aldığı aracın asıl sahibi aracı kısa sürede satmaya karar verir, sonra yenisini alır ve sonra yine satarsa (bir mali yılda 1 defadan fazla) Vergi İdaresi ruhsat sahibinin araç alım-satım işi yaptığı kanaatiyle inceleme yapabilir. Ancak asıl risk aracın gerçek sahibinin yapacağı ölümlü ya da yaralamalı kazada ortaya çıkacaktır. Araç işletenin yani araç ruhsat sahibinin meydana gelecek kazada ölüme yahut yaralanmaya bağlı tazminat sorumluluğunun yanı sıra cezai anlamda da gerekli tedbirleri alıp almadığına göre sorumluluğu olur.

Aracın gerçek sahibi açısından ise özellikle mülkiyete ilişkin ciddi risk doğacaktır: Akrabası ya da yakın arkadaşı olan ve aracı üzerine yaptığı kişinin ölümü halinde kendi aracı miras malı haline gelecek, kişinin iflası ya da mali sıkıntıya girmesi halinde de parasını kendisinin verdiği araç üzerine hacizler gelebilecektir" dedi.