Yaşasın

Güncelleme Tarihi:

Yaşasın
Oluşturulma Tarihi: Ekim 09, 1997 00:00

Güven TANER
Haberin Devamı

Yaşasın Şampiyonlar Ligi. Bu sayede yenileniyoruz. Galatasaray, Fenerbahçe derken Beşiktaş da Şampiyonlar Ligi'ne katıldı ve Ali Sami Yen, Fenerbahçe'den sonra İnönü Stadı'nın içi de batı standardına yükseltildi.

Dahası gerekiyor ama, bu bile gönlümüzü ferahlattı. Bu makyajlardan sonra biz tribünlerdekiler de şöyle bir yenilendik.

Dahası dediğim, ilk önce stad çevresindeki otopark sorunlarının çözülmesidir. Sonra çevredeki yiyecek satanların, kalitelerinde ve satış yeri biçimlerinde standartların yükseltilmesidir. Buna da gereksinme büyük.

Stad çevrelerinde yıllardır olduğu gibi trafik ve otopark terörü sürüp gitmekte. İki yıl önce bir görevli polisin yardımı ile arabamı stat önünde basına ayrılan yere parketmiştim. Arabamın camında Bakanlığın basın plakası vardı, İstanbul Trafik Müdürlüğü'nün stad çevresi park kartı vardı.

Maçtan çıktığımda arabam yerinde yoktu! Ama benim arabanın olduğu yerde ve çevresinde başka arabalar vardı!

Bir polis müdürünün çabası ile benimkini bulduk. Parkettiğim yerden 100 metre ötede daha kötü bir yere polis çekicisi ile aktarılmıştı!

Çıldırdım. Benimkinin çekildiği yerde başka bir araba bulunmasa, hadi neyse diyeceğim. Ama onlarcası vardı! Beni oraya bir görevli polis parkettirmese, gene kendimi suçlayacaktım.

Günler geçti, gene bir maç öncesinde statta idim. Bir komiser ile söyleşi yapıyorduk. Konuyu anlattım, gülmeye başladı. ‘‘Birkaç hafta önce benim arabamı da çektiler’’dedi.

Demek ki işin düzeni yoktu.

Sonra stat çevresine yeni bir otopark düzenlemesi yapıldı, tam bir araba parçalama tuzağı. Direksiyondakinin görmesinin olanaksız olduğu demirler var yerde. Arabalar yığma sistemi ile parkettiriliyor. Tamamen kahyaların denetiminde. Giremiyorsunuz, çıkamıyorsunuz. Tam bir otopark terörü...

Statlarımızın içi gibi, çevresi, ulaşımı, çağdaş bir insanın gereksinmelerine yanıt verecek düzeyde olmalı. Bunlar büyük yatırımları gerektiren zor işler değil. Bakın yapılanlar üç beş haftada başarıldı. İstemek yeter.

Şampiyonlar Ligi'nde, yani kontrol UEFA'nın elinde olduğunda herşey düzenli, bizim elimizde olduğunda berbat! Olmaz beyler. Olmaz. Ensemizde ille de bir el tokatı aramamalıyız. Sonunda işi düzelten gene bizler olduğumuza, önümüzde neyi nasıl yapacağımızın örneği de bulunduğuna göre, dış baskıyı görmeden çağdaşlığı kendimiz yakalamalıyız.

Ve elbette yalnızca Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkını kazanan takımlarımızın statlarında değil. Onu beklersek, yandık!

Tüm Türkiye, bu ülkenin tüm insanları iyi şeylere layıktır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!