Ulusoy nasıl başkan oldu?

Güncelleme Tarihi:

Ulusoy nasıl başkan oldu
Oluşturulma Tarihi: Şubat 20, 1998 00:00

Haberin Devamı

Futbol Federasyonu uygulamaları ile toplumun her kesiminden büyük tepki alıyor. İşte bu federasyonun başkanı Haluk Ulusoy’un göreve gelişinin perde arkasını yazarımız Turgay Şeren araladı.

5 BEDEN BÜYÜK

Haluk Ulusoy, rüyanda bile göremeyeceğin federasyon başkanlığı apoletli bir elbise giydin. Aynaya bak, bu elbisenin sana 5 beden büyük geldiğini göreceksin.

RİCACILAR KİMDİ

Mete Kılıç istifa ettiği zaman, ‘‘Mete Bey istifanı geri al. Haluk iki aylık geçici başkan kalsın. Genel Kurul'da seni destekleriz’’ sözü nerede verildi? Ricacılar kimdi?

ODADA NELER OLDU

Alp Yalman, Kaya Çilingiroğlu başkanlık için yarışırken Özkan Sümer, sen, Cengiz Eltutar ve İsmail Dilber, Sheraton Oteli'ndeki odanızdan niçin çıkmadınız?

TAYİNLE BAŞKAN OLMAM!

Federasyon toplantısı sırasında bas bas bağırıp, ‘‘Ben Özkan Olcay gibi tayinle federasyon başkanı olacak insan değilim’’ diyen sen değilmiydin?

Uzun zamandır Türkiye Futbol Federasyonu ile ilgili konuları gündeme getirmek istemedim. Zira, boyutlar değişikti. Konu Türk Futbolu değildi. Gereksiz ve amaçsız bir kavganın içinde olmak bana ters geldi. Ancaaak, bugünlerde Türkiye Futbol Federasyonu'nun yapısı, tavrı, futbolumuzu nereye götürür tartışması, Türkiye Futbol Federasyonu var mı yok mu diye endişeler duyulması ve büyük ölçüde silik kalışı, beni bu yazıyı yazmak mecburiyetine itti.

Biraz gerilere gitmek istiyorum. Alp Yalman ve Kaya Çilingiroğlu'nun yarıştığı bir federasyon seçimi var. Hatırlayın bu seçim 152 kişinin toplanamaması nedeniyle yapılamadı. Otel paraları, ekstralar, delegelerin geliş gidişleri, çekilen manevi eziyetler, seçim öncesi çalışmalar, hepsi sıfır oldu. Neden? Onu da anlatayım. Futbol Federasyonumuzun o günkü 4 üyesi seçim salonuna girmedi. Hepsi de Ankara'daydı. Hepsi de Sheraton otelindeydiler. Kimdi bunlar? Asbaşkan Özkan Sümer, Federasyon üyeleri Cengiz Eltutar, İsmail Dilber ve şimdiki Federasyon Başkanımız 130 küsür oy farkla başkan oldum diyerek kasılan ve bununla iftihar eden Haluk Ulusoy kardeş. O gün Türk Futboluna bu ihaneti yapan bu 4 kişi bugün Türk Futbolunu yönetiyorlar. Özkan Sümer, belki federasyonda değil. Ama federasyonunun oluşturduğu 3-4 tane kurulun içinde Özkan Sümer de var. Yani o da olayın içinde.

Bu hatırlatmayı niye yaptım, zaman zaman Türk futbolunda liderlik vasfına sahibiz diye ortaya çıkanların, o gün neler yaptığını ve Türk Futboluna maddi, manevi ne kadar zarar verdiklerini hatırlatmak için. Şimdi bu arkadaşlar ve diğerleri etraflarına harbi kazanmış kumandan gibi tepedan bakabiliyorlar. Belki de alkışlanıyorlar. Ama aklı başında Türk Futbolunu düşünenler için bir utanç tablosunu hatırlatıyorlar. Bugünkü Futbol Federasyonu Başkanımız Haluk Ulusoy bu göreve nasıl geldi? Şimdi biraz da onu deşelim.

Yapılan normal seçimde Abdullah Kiğılı kardeşimiz Alp Yalman'ı geçti. Herkes biliyor. Ben ve arkadaşlarım reylerimizi Alp Yalman'a verdik. Galatasaray da başkanlık yapmış, yıllar yılı yönetiminde bulunmuş bir Galatasaraylı'nın dışında bir isme rey vermemiz mümkün değildi. Kiğılı da kardeşimizdir. Ama Faruk Süren ve arkadaşlarının dışladığı Alp Yalman'a bizim sahip çıkmamız kadar doğal bir şey yoktu.

Kiğılı seçimi kazandı. Onu kucakladım. Türk Futbolu'na büyük şeyler verebileceğine inancım vardı. Hala da var. Ama ne oldu? Tahkim Kurulu'nun aldığı bir karar, Fenerbahçe- Kocaelispor maçında yaşanan naklen yayın olayları, Televizyon ekranının bir kararması, bir açılması, güvenlik kuvvetleri ile stad görevlilerinin adeta çatışması, Kiğılı'yı istifa noktasına getirdi.

Kiğılı dört dörtlük bir insandır ve Futbol Federasyonunda Şenes Erzik'in yanında tam 7 yıl görev yapmıştır. Hem de çok hassas bir konu olan Mali İşler Direktörü olarak. Bu süre içinde en ufak bir sorun çıkmamıştır. Hani bugün gazeteler yazıyor. Genel Kurul üyelerinin, özellikle bugünkü Federasyon Başkanımız Haluk Ulusoy'un yaptığı harcamaların federasyon tarafından ödendiğini apaçık ortaya koyuyorlar. Ben şahidim, Erzik Federasyonu devrinde 1 tek kuruş, bu tip fazla ekstra para Sheraton oteline ödenmemiştir. Ekstra yok mudur? Elbette o zaman da vardır. Ama bu ekstralar, federasyonun içindeki üyeler tarafından kapatılmıştır. Ve bu kapatma işleminde de Şenes Erzik, Abdullah Kiğılı ve Ayhan Bermek başı çekmişlerdir.

Gelelim Abdullah Kiğılı'nın istifasına. Kiğılı, Futbol Federasyonu'ndaki arkadaşlarıyla yaptığı toplantıda ‘‘Beyler, bu naklen yayın olayı ve Tahkim Kurulu kararları bizleri çok zor duruma soktu. UEFA bir taraftan, havuza dahil Anadolu Kulüpleri diğer taraftan, başka bir naklen yayın kuruluşu ile mukavele yapan Beşiktaş ve özellikle Fenerbahçe başka bir taraftan bizleri paramparça ediyor ve işin içinden çıkılmaz durumlara sokuyorlar. Ben istifa edeceğim. Biz bir grup olarak geldik. Sizleri bilmem’’ deyip Mete Kılıç'a şu soruyu sorar ‘‘Siz ne düşünüyor sunuz Mete bey?’’ Kılıç'ın cevabı kesindir ‘‘Ben de istifa ederim’’ Mete Kılıç sözünü bitirmeden diğer Asbaşkan Haluk Ulusoy atlar ve der ki, ‘‘Ben Özkan Olcay gibi tayinle Federasyon Başkanı olacak insan değilim. Siz istifa ederseniz, benim de istifam uygulanmaya geçer.’’

Abdullah Kiğılı bildiğimiz gibi istifa etti. Ama ne yazık ki, beraber geldiği arkadaşları ona ihanet ettiler. Hepsi Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu sandalyelerine sıkı sıkı yapıştı. Önemli olan o sandalyede oturmaktı. Türk Futboluna hizmet etmek ne demekti. Ve işin en acısı neydi biliyor musunuz? Abdullah Kiğılı listesinden seçilenlerin hiçbirisi aradan aylar geçmesine rağmen, Abdullah Kiğılı'yı kerhen dahi aramadılar. Şimdi bu vefasız, sevgi ve saygıdan yoksun kişiler Türkiye Futbol Federasyonu'nun yönetimindedirler. Bunu anlamak mümkün değildir.

Kiğılı'nın istifa ettiği dönemde Spor Bakanı Yücel Seçkiner Küba'dadır. Yerine eskiden Spor Bakanlığı yapmış, doğrusu benim de çok takdirimi kazanmış, çok sevdiğim, şu andaki Tarım Bakanı Ersin Taranoğlu Spor Bakanlığı'na vekalet ediyordu. Ne olduysa oldu. Kiğılı'nın istifası 1 saat içinde kabul edildi. Aynı zaman içerisinde Haluk Ulusoy'un Federasyon Başkanlığı'na atandığı Ersin Taranoğlu, imzasıyla futbol kamuoyuna duyuruldu. Şimdi ben Haluk Ulusoy'a sormak isterim. Hani sen tayinle Futbol Federasyonu Başkanı olmazdın? Kiğılı'ya bu yanlışı nasıl yaptın Ulusoy? Sen ve arkadaşların Kiğılı'nın ekibisiniz. Demek ki, sizler için Kiğılı Mığılı mühim değilmiş. Mühim olan Futbol Federasyonu Binası kapısından içeri girmekmiş. Ondan sonrası Allah Kerimmiş.

Birinci Başkan Vekili Mete Kılıç, bunu hazmedemiyor tabi istifa ediyor. Araya ricacılar giriyor. ‘‘Mete bey Allahını seversen istifanı geri al. Haluk 2 aylık geçici başkan kalsın. Yeni genel kurulda seni destekleyeceğiz’’ deniyor. Bu sözlerin bir aile meclisinde söylendiği ve Mete Kılıç'a garanti verildiği yalan mıdır Ulusoy?

Bu sözler yalan değilse neden gerçekleşmedi? Tabii aynı soruyu Mete Kılıç'a da sormak lazım. Sana verilmiş sözler yerine getirilmediği halde neden hala Asbaşkanlık koltuğunda oturuyorsun?. Neler değişti, ne gibi olaylar oldu da tam siper oldun.

Mustafa Kefeli ile birlikte çıktığı yarışta Ulusoy için tüm Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeleri yolllara düştü. Hem de Futbol Federasyonu'nun resmi ve antetli kağıtlarıyla, tüm delegelere (Ben de dahil) içlerinden biri olan Haluk Ulusoy'u başkan olarak destekledikleri ve bu uğurda çalışma yaptıklarını içeren mektup gönderdiler. Bu hiç olacak bir şey değil. Alışılmış da değil. Acaba, Ulusoy kazanmasaydı da Mustafa Kefeli başkan olsaydı da Ulusoy'un arkadaşları istifa ederler miydi? Hiç sanmıyorum. Tıpkı Abdullah Kiğılı'daki senaryo tekrarlanıyordu. Mustafa Kefeli ile birlikte el bebek gül bebek federasyon koltuklarında otururlardı. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Ulusoy devri Futbol Federasyonu'nda bir ulufe dağıtma devri olarak hatırlanacak. Seçimlerde büyük destek olan ve 150 delegeli yarım kalan seçimin yapılmamasında başrolü oynayan Özkan Sümer, Futbol Federasyonu'nun çeşitli komitelerinde var. Tabii ki, bir diyet ödenecek. İsmail Dilber ile birlikte, Yurtdışı Teşkilatlandırma Kurulu'nda isimleri var. Kendilerinin futbol bilgilerine diyeceğim yok. Benim merak ettiğim hangi lisanda konuşacaklarıdır. Abdullah Kiğılı'nın başına gelen vefasızlık örneğini Şenes Erzik de yaşamıştır. Erzik Futbol Federasyonu'ndan ayrıldıktan sonra onu bir kez aramak ne Ulusoy'un aklına gelmiştir, ne de ekibinin. Ama, UEFA söz konusu olunca UEFA'nın yayınla ilgili konuları gündeme gelince Erzik, apar topar aranmış ve destek beklenmiş. Herhalde, Ulusoy'un tercümanlığını da Erzik yapmış olmalı.

Son Trabzon - F.Bahçe olayına şöyle Ulusoy ile birlikte bir göz atalım. Federasyon başkanımız daha olaylar tetkik halindeyken ‘‘Bariç'i magnumla mı vurdular ki, 3 metre ileriye düştü’’ diyor. Bu olmadı Ulusoy. Bir Federasyon Başkanı kendisine yakışmayacak kabadayı edasıyla bu konuşmayı yapmaz. Televizyondaki o görüntün ve ses tonun gözümün önünde ve kulaklarımda hala çınlıyor. Futbol Federasyonu'nun bu konuda verdiği karara ben de uyuyorum. Fenerbahçe'nin sahadan çekilmesi yanlıştır. Bu yanlışa benim tanıdığım Ali Şen nasıl düşmüştür, doğrusu hayret.

Kulüpler Birliği'nin aldığı kararı İsmail Uyanık açıklarken de tüylerim diken diken oldu ‘‘Fenerbahçe'nin İstanbul'da yapacağı maçları 14.00'de oynarız’’ dedi. Ya aynı şeyi Fenerbahçe isterse ne olmacak. ‘‘Ben de Samsun ve diğer Anadolu kulüpleri ile yapacağım maçları 14.00'te oynamak istiyorum’’ derse ne olacak? Bu kaosu kim çözecek? Benim bildiğim kadar yayın yetki belgesi ve maç saatleri uygulaması Futbol Federasyonu'nun denetiminde değil midir Ulusoy? Sen uzaktan kumandalı bir başkan mısın yoksa?

Ulusoy, rüyanda bile göremeyeceğin Federasyon Başkanlığı apoletli bir elbise giydin. Aynaya bak, bu elbisenin sana 5 beden büyük geldiğini göreceksin. Benim sana bir ağabey olarak tavsiyem, arkadaşlarınla birlikte hemen istifa edip, Türk Futbolunu çok daha ehil ellere teslim etmendir.

Bir zamanlar genel kurula girmeyip seçim yaptırmayan ve futbolumuza ihanet eden, Özkan Sümer, Cengiz Eltutar, İsmail Dilber ve Haluk Ulusoy şimdi Türk futbolunu yönetiyorlar.

Ulusoy devri Futbol Federasyonu'nda bir ulufe dağıtma devri olarak anılacak. Seçimlerde büyük destek olan ve yarım kalan seçimin yapılmamasında başrol oynayan Sümer federasyonun çeşitli komitelerinde var.

Haluk Ulusoy, benim sana bir ağabey olarak tavsiyem, arkadaşlarınla birlikte hemen istifa edip, Türk Futbolunu çok daha ehil ellere teslim etmendir.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!