Yeşilyurt gerçeğini bilmek yetmiyor. Mutlaka Yeşilyurt Salonu'na giderek yaşamak gerekiyor. Yapılan organizasyonlarla, gelen seyirciye değer verildiğini görmek çok güzel... Yeşilyurt, istendiği taktirde nelerin başarılabileceğini (hem de küçük bütçelerle) bir kez daha gösterdi.
Bugüne kadar Yeşilyurt denince aklımıza,
Adnan Kıstak ve
Neslihan geliyordu. Ancak bu, Yeşilyurt gerçeğinin mimarlarına yani 12 oyuncu ve tüm kulüp çalışanlarına haksızlıkmış. Evet
Neslihan gerçekten süper bir smaçör,
Adnan da bu mucizenin tartışmasız en büyük mimarı... Ancak bir
Ebru'nun gerek hücum, gerekse bloktaki başarısına,
Esra'nın cesaretine, takımın beyni pasör
Pelin'in yeteneklerine, bana göre şu anda Türkiye'nin en iyi çabuk topa giren ve blokta yer kapatan oyuncusu
Tülin'e ve de
Müge'ye hakettikleri övgüyü vermek gerekiyor. Bu arada şanssızlık eseri sakatlanan
Banu'nun yerine oynayan
Ayça'ya ayrıca tebrikler.
RUSLAR’I DA YENEBİLİRİZ
Böylesine atmosferli maçlarda haydi sahaya dediğimiz oyuncunun yapacakları kocaman bir soru işaretidir. Ama
Ayça bu görevi kolaylıkla yerine getirdi.
Galatasaray ve Belediyespor hüzünlerinden Yeşilyurt coşkusuna geçtik. Bugünkü final maçında Ruslar'ı da yenerse, (ki bence mucize olmaz) beklenen ve büyük bir emeğin ürünü olan zaferin gururu Yeşilyurt camiasının olacaktır. Emeği geçenlere yürek dolusu tebrikler.