İsmail Balaban kimdir, nereli, kaç yaşında? Elmalı güreşlerinde dikkatleri üzerine çekiyor

Güncelleme Tarihi:

İsmail Balaban kimdir, nereli, kaç yaşında Elmalı güreşlerinde dikkatleri üzerine çekiyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 05, 2021 15:25

İsmail Balaban Elmalı Yağlı Güreşleri kapsamında çayıra çıkmasının ardından kariyeri ile merak edilen isim oldu. Kırkpınar Yağlı Güreşlerinde iki kez başpehlivan unvanına sahip olan İsmail Balaban, 2020'de ise dünya şampiyonluğu unvanını elde etmişti. Survivor yarışmasına katılan ve orada birinciliği elde eden İsmail Balaban'ın kardeşi de kendisi gibi güreşle ilgilenmektedir. Peki, İsmail Balaban kimdir, nereli, kaç yaşında? İşte, Hürriyet'e vermiş olduğu röportaj ve detaylı bilgiler

Haberin Devamı

İsmail Balaban, 3 Eylül 1987 tarihinde Antalya'da dünyaya geldi. Kendisi gibi yağlı güreşçi olan Turan Balaban'ın ikizidir. 652 ve 655. Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde birinci gelerek iki kez başpehlivan unvanını kazandı. 2013 yılında Ali Gürbüz'ün doping testi pozitif çıktığı için kaybettiği başpehlivanlık finalinin 1.si ilan edilmiştir. Antalya'nın, Cengiz Elbeye'nin ardından son yıllarda çıkardığı Mehmet Yeşil Yeşil, Orhan Okulu ve Ali Gürbüz gibi önde gelen başpehlivanları arasında yer alan İsmail Balaban, er meydanının yıldızları arasına sayılıyor. İşte, İsmail Balaban'ın Hürriyet'e verdiği röportajdan detaylar

Seni altı aydır ekranda izliyoruz. Ama hikâyenin detaylarını pek bilmiyoruz. En başa sararsak...

1987’de Antalya’nın Elmalı ilçesine bağlı Akçay köyünde dünyaya geldim. Ailem çiftçilikle geçiniyor. Dört kardeşiz. İkizim ve iki ablam var.

Haberin Devamı

Sen de çalışma hayatına çiftçilikle mi başladın?

Evet. Maddi imkânımız olmadığı için ortaokuldan sonra liseye gitmedim. Bağ bahçe işlerinde çalıştım.

İsmail Balaban kimdir, nereli, kaç yaşında Elmalı güreşlerinde dikkatleri üzerine çekiyor

HEDEFİM AKADEMİSYENLİK

Güreşle nasıl tanıştın? Ailede sporla ilgilenen var mıydı?

Hayır, ailede güreşçi, sporcu yoktu. İkizimle (Turan Balaban) güreşe başlamamız da tesadüfen oldu. 18 yaşlarındaydım. Köyümüzde güreşle ilgilenen birkaç kişi vardı. Kardeşimle bana “Sizin fiziğiniz iyi, güreşçi olun” dediler. Köyde daha önce güreşmiş eski bir pehlivan vardı, ilk ustamız Bekir Meriç “Ben sizi çalıştırırım” dedi. Heveslenip hemen lisans çıkardık. Bir anda kendimizi güreşin içinde bulduk.

Neler değişti hayatınızda?

Köyde antrenmanlar yaptık ama orada fazla imkânımız yoktu. İkinci çıktığımız organizasyonda, daha teknik bilmezken, dayanıklılığımız ve hırsımızla finale kaldık. İnsanlar şaşırdı. O dönemde Antalya’da antrenörlük yapan Ziya Atalan bizde bir ışık gördüğünü söyledi.

Bir yandan çalışıyor muydun?

Hafta sonları köyde bağ bahçe işlerinde çalışıp para kazanıyor, hafta içi Antalya’da antrenman yapıyordum. Büyük şehre adapte olmak kolay değildi. Yurtlarda kalıyorduk. 18 yaşın bu spor için geç olduğu düşünülüyordu, “Bu yaştan sonra senden olmaz, köyüne dön” diyenler vardı. Ama ikizimle birbirimize dayanak olduk. Rakiplerimizden çok daha fazla çalıştık. Ardından dereceler geldi. Sonra Ziya Usta’yı trafik kazasında kaybettik. Çok üzüldüm. Oğlu Ufuk Abi bizi bırakmayacağını söyledi. Zorlu sınavlardan geçtik ama yılmadık.

Haberin Devamı

Ve başpehlivan oldun...

Kırkpınar’da iki kez başpehlivan, 2020’de dünya şampiyonu oldum.

Peki eğitimin ortaokulla mı sınırlı kaldı?

Hayır, açıköğretimden liseyi bitirdim. Ardından Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde beden eğitimi okudum. Sonra Trakya Üniversitesi’nde yüksek lisansımı tamamladım. Güreş sayesinde bir yerlere geldik. Aileme, kendime imkânlar sundum. Köyden çıktım ama elimden geldiğince hep kendimi geliştirmeye çalıştım. Hedefim de ileride akademisyenlik.

İkizinle çok benziyorsunuz. Tek yumurta ikizi misiniz?

Evet, aşırı benziyoruz. Güreşte de rakipler bizi kilo farkımızdan ayırt ediyorlardı.

Sana neden ‘Sarı Fırtına’ diyorlar?

Küçük yaştan beri er meydanlarında böyle söylüyorlar. Sarışın ve güreşte hızlı, seri olduğum için bu lakabı aldım.

Haberin Devamı

Seni Kıvanç Tatlıtuğ’a da benzetiyorlar...

Eskiden de söylüyorlardı bunu (gülümsüyor).

Güreş nasıl bir tempo gerektiriyor?

Emek, disiplin, sabır ve fedakârlık isteyen bir spor. Haftanın altı günü sabah 8’de kahvaltı, sonra antrenman... Sezon sonunda bir ay boşumuz var, o bile antrenmanla geçiyor. Zor bir spor. Sahada saatlerce güreşmek, o efor, o tempo gerçekten kolay değil.

Güreş dendiğinde akla maçoluk ve çok sert karakterler geliyor...

O eskiden kalan bir algı. İnsanların kafasında güreşle ilgilenenlerin bıyıklı, iri, göbekli olduğuna dair bir algı vardı. Biz, yeni nesil bu algıyı yıktık. Bilimden faydalanıp yaptığımız antrenmanlarla ortaya daha düzgün fizikler çıkıyor. Yeni nesil daha eğitimli ve bilinçli de...

Haberin Devamı

Sen zaten daha sakin ve nahif görünüyordun. Gerçekten öyle misin?

Güreşte de sempatiğimdir. Güreşirken rakibim sert bir hamle yaptığında bile gülen biriyim. Seyirciler de sempatik olduğumu, iletişimimin iyi olduğunu söylüyorlar. Ama bu sert bir spor, yeri geldiğinde agresif olmanız gerek, er meydanında modum değişebiliyor.

Bundan sonra güreş devam edecek mi? Ya oyunculuk teklifi falan gelirse...

Hedefim er meydanlarına, yeşil sahalara dönmek. Seyircilerin isteği de bu yönde. Aşırı bir özlem var içimde. Antalya’ya dönünce antrenmanlara başlayacağım. Tabii ki bu arada farklı teklifler gelebilir. Bunları da değerlendirebilirim diye düşünüyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!