Duvarcılıktan zirveye; Joe Armas

Güncelleme Tarihi:

Duvarcılıktan zirveye; Joe Armas
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 2023 10:38

Hayata, spora ve futbola benim gibi romantik bakıp hayaller kuran insanların adeta tüm düşlerini gerçeğe dönüştürmeye çalışan bir isimden sizlere bahsedeceğim. Bu kişi bizim futbol kültürümüzden ve coğrafyamızdan binlerce kilometre uzakta Ekvador’dan olacak.

Haberin Devamı

17 yaşında gencecik bir çocukken futbolcu olma hayalini gerçekleştiremeyen ama futbol tutkusundan vazgeçmeyen ve antrenörlük eğitimi almak için Avrupa’ya gelen bu genç adam ülkesinde bir ilki başardı ve 10 sene sonunda 27 yaşındayken takımını ülkesinin en üst ligi olan Serie A’ya çıkardı.

Bahsettiğim isim ülkemizde ve Avrupa’da pek bilinmese de Ekvador ve Güney Amerika’da şu dönemde herkesin konuştuğu Joe Armas’dan başkası değil. Joe Armas belki de Avrupa basınına ilk mülakatını zoom aracılığıyla benimle yapıyordu. Bu muhteşem azim ve kararlılık hikayesini ben de sizlere tüm detaylarıyla anlatacağım.

Joe Armas antrenörlük eğitimi almak için geldiği İspanya’da maddi olarak hayatta kalabilmek için günde 12 saat inşaatlarda duvarcılık yaparken, bir yandan da eğitimlerini tamamladı. Sonrasında Real Madrid, Athletic Bilbao, Psv ve Az Alkmaar gibi büyük takımlarda staj yapmıştı.

Haberin Devamı

2021 yılında ülkesine dönen Armas, birçok kulübe CV yolluyor ama bir geri dönüş alamıyordu. Antrenörlük yapabilmek için Guatemala’ya giden Armas, burada geçirdiği kısa süre sonunda ülkesine döndü ve kaldığı yerden CV’sini kulüplere yollamaya devam etti. 2021 yılının Ağustos ayında hem talihi, hem de belki de Ekvador futbol tarihini değiştirecek teklif o günlerde Serie C’de zor günler geçiren İmbabura takımından gelmişti. Bu teklifi düşünmeden kabul eden Joe Armas, hemen işe koyulmuş ve hızla takımı toparlayıp Serie B’ye yükselmelerini sağlamıştı.

2022 yılıyla birlikte bu yükseliş artarak devam etti. Hem ligde hem de özellikle kupada başardıkları ülkenin ilgisini çekiyordu. Kupada ülkenin en başarılı takımı LD Quito’yu mağlup ederek yarı finale çıkan İmbabura, 26 Ekim tarihinde ise Seri B’nin lideri Macara’yı 4-0 yenerek 12 sene sonra yeniden en üst lig olan Serie A’ya yükselmeyi başarıyordu.

Bu bitmek bilmeyen azmin ve kararlılığın başrolündeki isim Joe Armas’a hem bu süreci, hem de gelecekten beklentilerini sordum. Sohbet ilerledikçe daha birçok konuya da geçiş yaptık.

Röportaj: Caner Yükselen

Aile hayatınız, çocukluğunuz nasıl geçti ve nasıl bir öğrencilik döneminiz oldu?

Haberin Devamı

Ekvador’un başkenti Quito’ya yakın küçük bir kasaba olan San Miguel de Los Bancos’ta dünyaya geldim, birçok futbol hikayesinde olduğu gibi çocukluktan itibaren futbola olan aşkım başladı. Maddi durumu çok iyi olmayan bir ailede büyümekle beraber oldukça mutlu ve sevgi dolu bir ortamda yetiştiğimi söyleyebilirim. Öğrencilik konusuna gelirsek de, sadece futbola olan tutkum sebebiyle liseyi zar zor bitirdiğimi söyleyebilirim. Burada tabii ki gülüşmeler devreye giriyor.

Aileniz ve çevreniz genç yaşta futbolun peşinden Avrupa’ya gitme hayalinize nasıl tepki gösterdi?

Tutkumun tamamiyle farkında olan ailem bu konuda beni fazlasıyla destekledi, fizyoterapist olan babam tüm imkanlarıyla hayallerimin peşinden koşmam için teşvik etti. Ailemden aldığım bu koşulsuz destekle birlikte tamamen kendimi bu konuya adamıştım. İdollerim olan Johan Cryuff, Marcelo Bielsa, Roberto de Zerbi, Julian Nagelsmann ve Pep Guardiola gibi olmak için her şeyi yapmaya hazırdım.

Haberin Devamı

Avrupa’daki eğitiminiz boyunca sizi en çok etkileyen spor insanları kimlerdi?

Ajax, Psv, Real Madrid, Az Alkmaar ve Athletic Bilbao gibi kulüplerde staj yaptığım dönemlerde tabii ki Avrupa’da oyuna ve gençlere nasıl önem verildiğini çok daha yakından gördüm. Burada birçok önemli ismin yanında biraz evvel değindiğim isimlerin oyuna etkilerini daha da yakından görmekle beraber, bu isimlere olan hayranlığım daha da arttı ve tam olarak nasıl bir antrenör olmak istediğime emin oldum.

Ülkenizde verdiğiniz röportajlarda Avrupa’da maddi açıdan yaşadığınız sıkıntılı süreçleri ve inşaatlarda duvarcılık dahi yaptığınızdan bahsetmiştiniz. Bana da süreci ve bu zorluklara genç yaşta nasıl dayandığınızı anlatır mısınız?

Haberin Devamı

Dediğin gibi Caner, çok zor zamanlardı özellikle İspanya’da yaşarken. Haftanın 7 günü günde 12 saat çalışıyordum ve pes edecek noktaya gelmiştim. Şimdi o günlere bakınca gülüp geçiyorum ama insanın bir tutkusu ve hedefi olunca ne olursa olsun hayalinden asla vazgeçemeyeceğini yaşayarak öğrendim. Çünkü pes etmek tek bir cümleye bakıyor gayet kolay ve basit. Kendime ve aileme bunu yapmayacağımı, hayallerime bu kadar yaklaşmışken bunu kaybetmemem gerektiğini düşünerek kendimi motive ediyordum.

Eğitimi tamamlayıp ülkenize döndükten sonra yaklaşık 300 kulübe CV yolladığınızı okudum. Bu doğru muydu ve cevap gelmedikçe neler hissettiniz?

Evet doğruydu ve inan bunu beklemiyordum, açıkçası biraz üzülmüştüm ama ailem bu süreçte bana her zaman olduğu gibi destek oldu. Kısa bir Guatemala macerası sonrası yollarımız İmbabura ile kesişti.

Haberin Devamı

İmbabura’da geçirdiğiniz süre zarfında 1. Lige çıkmakla beraber en önemli gördüğünüz olay veya maç hangisiydi?

Benim için geçen zaman içinde en önemli maç geçen sezon kupada ülke tarihinin ve kıtanın en önemli ekiplerinden biri olan LD Quito’yu çeyrek finalde elediğimiz maçı söyleyebilirim. Bu maç bizim kendimize ve oyunumuza olan güvenimizi de arttırmıştı.

Peki ülkenizden devam edersek, benim sizden önce ulaştığım ve röportaj için bekleme listesinde olduğum bir başka teknik adam Martin Anselmi ve İndependiente del Valle hakkında neler söylemek istersiniz. İndependiente del Valle, 2000 yılında Galatasaray’ın yaptığı gibi kıtasının iki numaralı kupasını (Copa Sudamericana) ve peşine de süper kupayı (Recopa Sudamaericana) kazanmıştı bir sezon önce.

Martin harika birisi başardıklarına hayranım kesinlikle. Harika işler çıkarıyorlar ve herkesi bu yönde yukarıya taşıyorlar. Onlara karşı oynamak çok keyifli olacak ve bizi de oldukça geliştirecek.

Ekvador’da en beğendiniz futbolcular kimler ve Ekvador genelinde öne çıkabilecek, başarılı olabileceğini düşündüğünüz genç oyuncular kimler?

Ülkemizde bu sene rekor bir ücretle Brighton’dan Chelsea’e geçen Moises Caicedo’yu en başta söylemem gerekir. Yine Brighton’da oynayan Pervis Estupinan ve Fenerbahçe’de gayet iyi işler yapmış olup şu an Brezilya’da İnternacional’de oynayan Enner Valencia başta gelen isimler tabii ki. Genç oyunculara gelirsek de, İmbabura’dan Belçika’ya Union St. Gilloise’ye transfer olan Kevin Rodriguez mutlaka dikkate alınmalı, takımımız için çok özel bir isimdi ve potansiyeli oldukça yüksek.

Ayrıca Frankfurt forması giyen Willian Pacho ve yine Bundesliga’da Leverkusen’de Xabi Alonso’nun öğrencisi olan Piero Hincapie’yi ve Martin’in takımı İndependiente del Valle’nin 16 yaşındaki yıldız adayı Kendry Paez’i öne çıkan gençlerin başında söyleyebilirim.

Belki klasik bir soru olacak ama Güney Amerika futbolunun Avrupa futboluna benzemeye başlaması hakkında neler söylemek istersiniz. Bu konudaki yorumunuzu çok merak ediyorum.

Güney Amerika futbolunun Avrupa’nın aksine hala bireysel yetenekleri öne çıkardığını ve daha az organizasyon içerdiğini düşünüyorum. Avrupa’nın organize takım oyunu buradan tamamen farklı. Bu sebeple oyuncuların burada bireysel yeteneklerini keskinleştirip Avrupa’ya gitmelerini daha doğru ve mantıklı bir yol olarak görüyorum.

Röportajın sonuna yaklaşırken ülkemiz futbolu hakkında neler biliyorsunuz ve neler söylemek istersiniz?

Enner Valencia sayesinde son dönemde Fenerbahçe’yi sıklıkla duyduk ve takip ettik. Ayrıca son dönemde İcardi ile birlikte Galatasaray’ın da popülaritesi yeniden arttı. Şampiyonlar Ligi’nde oldukça ilgi çekici işler yapıyorlar ve bizde İcardi’nin yaptıklarını heyecanla izliyoruz. Galatasaray böyle devam ederse gruptan da çıkacaktır.

Benden sonra İtalyan medyasıyla olan röportajınız olduğu için sizi daha fazla tutmadan son sorumu da sorayım. Gelecek hedefleriniz nelerdir bunları bize söyler misiniz?

Tabii ki her teknik direktör gibi ben de futbolun en üst noktası olan Şampiyonlar Ligi’nde takım yönetmeyi çok istiyorum. Bu ligin ortamını, marşını ve her şeyini çok seviyorum. Burada da başarılı olup kendimi ispat ettikten sonra Ekvador Milli Takımı’nın başında Dünya Kupası’nı kazanmak en büyük hayalim.

Kulağa çok çılgın gelse bile tüm kariyeri azim ve kararlılık üzerine kurulmuş, daha bu yaşında gençlere ilham olabilecek şeyler başarmış Joe Armas’ın bunu da yapabilmek için elinden geleni yapacağını herkes anlamıştır. Umarım Ekvador futbolunun Nagelsmann’ın yolu en kısa zamanda eski kıtaya düşer ve kendisini daha yakından izleriz.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!