Bu Türk tipi bir şampiyonluk değil

Güncelleme Tarihi:

Bu Türk tipi bir şampiyonluk değil
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 23, 2017 23:23

Fenerbahçe’nin Euroleague şampiyonluğu, Türkiye spor tarihinde ayrı bir öneme sahip. Çünkü bu şampiyonluk bizim pek alışık olmadığımız bir şekilde kazanıldı: Uzun vadeli planlama, istikrar ve teknik heyette sabır. Yani Avrupai...

Haberin Devamı

MEHMET Y. YILMAZ

PLANLAMA VE SABRIN OLMADIĞI TÜRKiYE iÇiN ÇOK ÖNEMLi
1-) Bu şampiyonluk çok önemli. Türkiye gibi uzun vadeli planlamanın ve sabrın makbul bir değer olmadığı bir ülkede, bu kupayı alma hedefini koyup, planlamayı yapıp, çok çalışmak başarının en önemli nedeni. Tarihimizdeki yeri de bundan ileri geliyor zaten. Aynı başarıyı kadınlar voleybolunda da yaşadık. Bu iki branştaki başarı, diğerlerine örnek olmalı.

OLYMPIAKOS’TA 6 YUNAN VARDI, BUNUN BiR ANLAMI OLMALI
2-) Eleştirinin önemi yok, ama unutmayalım ki Olimpiakos’da maçta süre alan oyuncular içinde 6 Yunan oyuncu vardı. Bunun bir anlamı olmalı. Bu başarıyı kutlarken bunu da düşünmeliyiz. Başarının kalıcı olması buna bağlı. Obradovic’in teknik heyetinde iki Türk var, ama yetmez. Kadrodaki Türk oyuncuların Obradovic’in elinde geliştiğini biliyoruz. Daha çok süre almaları mümkün olacak mı? Obradovic ve diğer önemli koçlar, basketbolumuza böyle katkı yapabilirler.

BASKETBOL FORMÜLÜNÜ FUTBOLA UYGULAMAK ZORDUR
3-) Basketbolda yapması kolay olan şey, futbolda o kadar kolay değil. Üst düzey bir hoca, üst düzey oyuncular bir araya gelseler bile şampiyonluk olmayabiliyor. Mourinho’nun son Chelsea macerası bir şeyler anlatıyor olmalı. Ama bu, uzun vadeli planlamanın önemini ortadan kaldırmıyor. Üst düzey bir hoca, üst düzey birkaç futbolcu ve gelişmeye, öğrenmeye açık bir gençler topluluğu ile iki-üç yıl içinde böyle bir başarı yakalanabilir. Örneğini biliyoruz: UEFA Kupası’nı alan Galatasaray böyle bir takımdı.

EĞER NBA GiBi OLAMAZSA, EUROLEAGUE’iN SONU OLUR
4-) Yerel liglerdeki yarışma esasen yerel ligi kazanmak ile ilgilidir. Sonra hangi uluslararası kupaya katıldığınız da önemlidir ama asıl olan önce kendi liginde şampiyon olmaktır. Bu açıdan sabit takımlı Euroleague yerel ligler için bir sorun teşkil etmez. Ama eğer Euroleague, NBA ayarında bir organizasyon olmayı başaramazsa, o zaman bu sabit takımlılık Euroleague’in sonu olur.

ATIBA, ABOUBAKAR iLE TALISCA’YI BIRAKMAZDIM
5-) Atiba, Aboubakar ve Talisca’yı tutardım. Gerisi yerleri kolayca doldurulabilir oyuncular. Quaresma, adı ve maliyeti kadar yararlı olamadı bu sezon. Kendisi gibi olursa yerini doldurmak zor, ama bu sezonki standardı ile oynarsa, bizim ligimizde de böyle oyuncuları bulmak mümkün.

GALATASARAY’DA BiR ‘VER MEHTERi’ DURUMU VAR
6-) UEFA Kupası şampiyonluğunu kazanmanın yıl dönümünü bayram olarak kutlamak komik bir durum. Zannetmiyorum ki Barça, Real, ManU gibi takımlar böyle yıl dönümlerini kutlasınlar. Ama zor durumda bir kulüp, başarılı olamamış bir başkan, hedefine ulaşamamış bir takım olunca geçmişe sarılmak kaçınılmaz oluyor sanırım. “Ver mehteri” durumu yani.

KURTULUŞ BOL KESEDEN HARCAMAYI BIRAKMAK
7-) İŞİ bozan giderlerin hesapsızca artması. Değmeyecek futbolculara dünya kadar para ödenmesi. Bunların ne kadarı futbolculara ne kadarı menajerlerin ve birlikte iş yaptıkları yöneticilerin cebine gitti, bilemiyoruz. Ama ortada bir yanık kokusu da var. Kulüpler, bol keseden dağıtmayı bırakırsa sorun iki-üç yıl içinde çözülür.

Haftanın olayı: Fenerbahçe’nin Euroleague şampiyonluğunu kazanması.
Haftanın takımı: Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı
Haftanın hocası: Obradovic
Haftanın oyuncusu: Ekpe Udoh
Haftanın hakemi: Yok


MEHMET ASLAN

UEFA KUPASI iÇiN ‘TESADÜF’ DiYEN YILDIRIM HAKLI ÇIKTI
1-) ‘AZİZ Yıldırım’ın haklılığı’ diye yanıt veririm. Biliyorsunuz G.Saray’ın UEFA Şampiyonluğu için “Tesadüf” dediğinde çok eleştirilmişti. Herkes G.Saray’ın başarısını küçümsediğini düşünmüştü. Ama basketboldaki yapılanma ve sonundaki şampiyonluk Yıldırım’ın haklılığını ortaya koydu. Önce planlama, bu planlamaya uygun sponsorlar, hoca ve hocanın oluşturduğu takım. Ardından 3 yıl üst üste Final Four. İlk yıl dördüncülük, ikinci yıl final ve 3. yıl şampiyonluk. Yani süreklilik. Tek sorun bunun futbola yansımaması.

FENERBAHÇE BiR TÜRK TAKIMI GERiSi TEFERRUATTIR
2-) Chelsea, İngiltere’de şampiyon oldu 24 kişilik kadroda 6 yerli var. 2’si hariç, diğer 4’ü forma bile giymiyor. Saymayacak mıyız Chelsea’nin bu şampiyonluğunu? Tarih ‘Fenerbahçe şampiyon’ diye yazıyor. Fenerbahçe bir Türk takımı. Bir Türk takımı tüm Avrupalı kulüplerden daha organize, daha planlı, daha akıllı, daha atletik, daha çevik ve daha zeki olduğu için şampiyonluğa ulaşmayı başardı. Gerisi teferruattır.

BASKETTE YAPIP, FUTBOLDA YAPAMAMAK ANLAŞILIR DEĞİL
3-) Keşke futbolla ilgili elimizde sihirli bir değnek olsa. Keşke bir Obradovic’i ve Udoh’u olsa futbolun. İşin ilginç yanı keşke bir Aziz Yıldırım’ı da olsa futbolun. Basketbolda uzun vadeli planlamayı yapan aklın futbolda bunu başaramamasını anlamak gerçekten çok güç geliyor bana. Ama reçete önünde Fenerbahçe’nin. Basketbolda yaptıklarını futbolda da yapmak.

TEHLiKELi, ANCAK ZAMANLA TAKIM SAYISI ARTACAKTIR
4-) Sene başında açıklanan yeni sisteme ben de eleştirel yaklaşmıştım. Ama en iyiler diyorsanız başka bir çareniz yok. Öte yandan Euroleague gibi önemli bir organizasyona katılamıyorsanız yerel lige yatırım yapmak da kulüpler için anlamsız hale geliyor. Bu açıdan yerel ligler bir tehlike altında. Ama ben zamanla takım sayısının artacağını düşünüyorum Euroleague’de.

BENCE DEĞERiNi BULAN HER OYUNCU SATILMALIDIR
5-) Taraftara sorarsanız, “Tümü takımda kalsın” der. Yönetime sorarsanız, “Değerini verirlerse hepsini satarım”der. Ben de yönetim gibi düşünüyorum. Hatırlayın Advocaat’ın sözlerini, ‘Türk kulüpleri menajerlik sistemi ile transfer yapıyor, oysa bir an önce scouting sistemine dönmeli’ demişti. Beşiktaş bunu kısmen başardı. Başarılı bir transfer izleme komitesi var. Her giden oyuncunun yerini dolduruyorlar. Bu bakımdan Beşiktaş her takımdan bir adım önde.

MORALSiZ CAMiAYA BiRAZ MORAL VERDi, KÖTÜ MÜ YANi?
6-) Zor günler yaşıyor G.Saray. Toplumun geneli gibi düşünmüyorum. Özbek gece gündüz çalışan bir başkan. “Gitsin” diyorlar. Gitsin de 300 milyona yakın bir nakit akışına imza attı. “Gidiyorum” dese felaket olur Galatasaray için. Özbek ile G.Saray başarısız mı? Evet. Ama bir şans verin. Moralsiz bir camiaya UEFA zaferini anımsatarak moral kazandırmak istedi. Kötü mü yaptı?

YA DEVLET KURTARACAK YA DA ÇiNLiLER...
7-) Ne zaman ki bir kulüp başkanı çıkar, “Bu sene hedefimiz şampiyonluk ama öncelikli hedefimiz sezonu kâr ederek kapatmak” der ve bir kapı açarsa işte biz de o zaman başka kurtuluş yollarından söz edebiliriz. Aksi halde sözünü ettiğiniz iki yoldan biri seçilecek. Ya devlet kurtaracak ya da Çinliler...

Haftanın olayı: Fenerbahçe Basketbol Takımı’nın Avrupa şampiyonluğu. Hatta yılın olayı.
Haftanın takımı: Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı
Haftanın hocası: Obradovic
Haftanın oyuncusu: Udoh
Haftanın hakemi: Fırat Aydınus


UĞUR MELEKE

BiZE BiR METOT DA KAZANDIRDI
1-) Bu, Türk tipi bir şampiyonluk değil. Çünkü biz Türkler, tutkuyla, motivasyonla, savaşarak, kaostan galip çıkarak kupa alırız genelde. Soğukkanlılıkla değil. İki maçta da farkı erkenden 10 sayı yapıp sonra koruyarak değil. 20 sayı öne geçeriz, sonra kapatırlar, sonra son saniye topuna kalırız filan! Alışık olduğumuz buydu düne kadar. Obradovic, bir metot da kazandırıyor bize: Sükunet metodu.

TÜRK DE FINAL FOUR OYNAMALI
2-) Var elbette. Yerel ligler, yetenekli Türkler de spor yapsın diye kuruldu. Obra’nın sıradaki hedefi, birkaç yetenekli Türk’e de Final Four oynatmak olmalı.

iYi FUTBOLCUYA KÖTÜ HOCA OLMAZ
3-) ObradovIc, F.Bahçe’de 5. sezonuna giriyor. Lucescu, G.Saray’da ya da Beşiktaş’ta, Zico F.Bahçe’de 5 yıl aralıksız kalsalardı ne olurdu sahi? Aziz Yıldırım 20 yıldır aynı şeyi yapıyor: İyi futbolcuların başına kötü hoca getiriyor. Ya da iyi bir hoca getirirse de onu itibarsızlaştırıp gönderiyor.

KARMA BiR YAPI UYGULANMALI
4-) Şampiyonlar Ligi de tartışıyor bunu. Kimse orada Leicester’ı, Leipzig’i, Nice’i görmekten hazzetmiyor. Karma bir yapıya sıcak bakıyorum, yarı kapalı/yarı açık. Tamamen giriş-çıkışa kapatılmayan, her sene düşme/çıkma düzeneği olan karma bir yapı.

AYNI HATAYA DÜŞMEMELiLER
5-) Beşiktaş’ı durdurmak istiyorsanız, atabileceğiniz yegâne kazık bu olur: Ağustos 2016’da ilk 11’inden 7 oyuncusu değişmesine rağmen bu travmayı çok iyi atlattı Güneş. Ama her yıl sıfırdan iyi takım yapamazsın. Bu yıl Beşiktaş, Mitrovic gibi menajer kazıklarıyla yollarını ayırabiliyorsa ne âlâ. Onun dışında ana iskeletini bozmayıp takviye yapmalı.

ViZYONSUZLUK DERSi VERDi
6-) Özbek yönetiminin tarihe geçecek bir fiyaskosu bu. Senden sonra CSKA’nın, Zenit’in, Shakhtar’ın kazandığı, Braga’nın, Dnipro’nun final oynadığı bir kupa bu. Avrupa’nın ikinci halka ülkelerinin dev kulüpleri için bu kupanın bayram gibi simgesel bir anlamı olmamalı, sürekli hedef sayılmalı oralar. Özbek, bir vizyonsuzluk dersi vermiş bu kararıyla.

ORTAKLIĞA KARŞI DEĞiLiM
7-) Şirketlere ortak alınmasına karşı değilim. Bu ortak Çinli de olabilir, Arap da olabilir pekala... Ancak önce kulüp yöneticilerini dönemlerindeki borçlanmadan yüzde yüz sorumlu tutacak yasayı hayata geçirmek gerek. Bir başkan bir kulübü birilerine, hatta bazen kendine 100 milyon borçlandırıp ceketini alıp gidememeli. Önce Tabata’ya 8, Tarık Çamdal’a 5 milyon Euro ödeyen adama hesap soracak düzeneği kurmak gerek.

Haftanın olayı: Fenerbahçe’nin 80 dakikada sadece 24 saniye mağlup oynayarak Euroleague şampiyonu olması
Haftanın takımı: Beşiktaş
Haftanın hocası: Hikmet Karaman
Haftanın oyuncusu: Olcan Adın
Haftanın hakemi: Ümit Öztürk


UĞUR VARDAN

Haberin Devamı

MUHTEŞEM BiR NOKTA KOYUŞ
1-) Futbola olan hastalıklı tutku ve yüklü yatırıma rağmen ‘resmi’ tek başarı var; G.Saray’ın UEFA şampiyonluğu. Basketteki macera ise Efes’in Koraç zaferinden beri birçok organizasyonda taçlandırıldı; hem kadınlar hem de erkeklerde. F.Bahçe’nin şampiyonluğu ise bu tarihe muhteşem bir nokta koyuştu. Genel olarak da doğru hamlelerin doğru limanlara açıldığı ve sonuca ulaşıldığı bir serüven. 

Haberin Devamı

BU OBRA’NIN PROBLEMi DEĞiL
2-) ObradovIc’in önceki şampiyon takımlarına bakıldığında yerlinin ağırlıkta olduğu kadrolar görülür. Ne yazık ki ‘Efe, Erman, Melih’ ya da ‘Hidayet, Mehmet Okur, İbrahim Kutluay’ kuşakları gibi özel takımlara sahip bir dönemden geçmiyoruz. Obra’nın elinde üst düzey yerli sayısı çok az. Bu onun problemi değil, bizim.

ADVOCAAT iLE BUNU DENEDi
3-) İki sezon önce basketbolda şampiyonluğu Karşıyaka kazandı, ama Obradovic’le devam edildi. Zico, F.Bahçe’yi Şampiyonlar Ligi yarı final kapısından döndürdü, ama Türkiye’de takımı şampiyon yapamadı diye gönderildi. Bu örnek bile futbol-basketbol karşılaştırması için yeterli. Yıldırım, futbol için de bir Obradovic arıyor; bunu ‘rahmetli’ Aragones ve Advocaat’ta görebiliriz, ama şampiyonluk olmayınca hüsran oluyor.

ÇOK BÜYÜK HAKSIZLIK YOK ORTADA
4-) Şimdiki sistem yüzde yüz adaletlidir denilemez, ama büyük haksızlık olsaydı Avrupa’nın tüm bileşenleri başkaldırırdı.

BENiM OYUM TALISCA’DAN YANA
5-) Ben bir futbolsever olarak öncelikli hakkımı Talisca’dan yana koyardım. Aboubakar’ın da farklı bir ruh ve hava getirdiğini söylemeliyim. Quaresma önümüzdeki sezon daha da yaşlanacak, daha da kendini göstermek isteyecek, daha da sinirlenecek; ama onun da bambaşka bir renk ve ruh olduğu da aşikâr.

BUGÜN YOKSAN GEÇMiŞE SIĞINIRSIN
6-) Şimdiki zamanda var olmazsanız elbette geçmişe sığınırsınız. Bu hayatın her alanında geçerlidir. Lakin G.Saray’ın UEFA şampiyonluğu da özel bir başarı öyküsü; kutlamak, o dönemin başkanını, teknik adamını, oyuncularını şimdiki zamanla buluşturmak da zarif ve vefalı bir davranış.

‘FEDA’YI TÜM YURDA YAYMALI
7-) ‘Feda sezonları’nı yurt sathına yaymak! Taraftarın ve medyanın sürekli yeni transfer istediği; bütün bir futbol kamuoyu aklının anı yaşamayı geleceğe tercih ettiği bir ortamda o borçlar büyümez de ne olur? Böyle bir ortama nasıl bir kurtuluş reçetesi yazabilirsiniz ki?

Haftanın Olayı: Fenerbahçe’nin Euroleague şampiyonluğu
Haftanın Takımı: Fenerbahçe Basketbol Takımı
Haftanın Hocası: Zeljko Obradovic
Haftanın OYUNCUSU: Ekpe Udoh
Haftanın Hakemi: Hierrezuelo-Ryzhyk-Litesevs üçlüsü

BAKMADAN GEÇME!