Abdullah Avcı: Beşiktaş teknik direktörü olmak bir tutku

Güncelleme Tarihi:

Abdullah Avcı: Beşiktaş teknik direktörü olmak bir tutku
Oluşturulma Tarihi: Kasım 26, 2019 22:21

Beşiktaş Teknik Direktörü Abdullah Avcı, DMAX'te yayınlanan Aslında? programında Fuat Akdağ ile Bağış Erten'in konuğu oldu.

Haberin Devamı

Sözlerine oynatmaya çalıştığı futbolun tanımlamasıyla başlayan Abdullah Avcı, Başakşehir’de oynatmaya başladığı pas oyununun Beşiktaş’ta geldiği durumdan bahsederken, son zamanlarda karşılaştığı eleştirileri de yanıtladı.

“Beşiktaş’ta pas oyununa geçişte sancılar yaşadık”

“Futbolda hep bir negatif yaklaşım var. Bir takım oluştururken, bir inşaata başlarken temelini sağlam atmak lazım. Bu işin temeli de savunmadır, hücum oynarken dahi savunmayı iyi yapabilmektir. Temelde hep savunma oynadık, “hep savunma oynuyor” dendi. Direkt oyun oynadık, eski tabirle “doldur boşalt oynuyor” dendi. Ben geçiş oyunu diyorum, eski dilde kontratak denen oyunu oynadık. Oyuncu kalitesinin artmasıyla birlikte, bugünkü futbolda benim de esinlendiğim pas oyununu iki senedir Başakşehir’de oynuyordum. Bu da güçlü bir oyundur. Dünyada şu an City oynuyor, Liverpool zaman zaman oynuyor. Ama o günden bugüne geldiğimizde Beşiktaş’ta da bu güçlü oyuna geçmeyi düşündüğümde, oyunculara da bu sunumu yaparak bu oyunu düşünüyoruz dediğimde bu oyuna geçişte sancılar yaşadık. İyi oynadığımızda da bazen sonuç alamadık. Ne yaparsan yap sonuç almak zorundasın. Bu nedenle pas oyununun bir kısmını kaldırdım. Bu nasıl oldu? Duran oyunda pas oyununu kaldırdım, akan oyunda devam ettiriyorum. Aslında öteki bölgeye geçtikten sonra 3-2-5 formatını yine alıyorum. Aslında tamamen bir değişiklik yok, ufak dokunuşlarla, oyuncuların da gelmesi ve katılımcı rekabetin oluşmasıyla birlikte sonuçlar da bunu biraz destekledi.”

Haberin Devamı

Beşiktaş’a geldiğiniz gün “Ben sahada kalacağım” dediniz. Bu çok zorlu bir süreç. Sahada kalmaya devam edebilecek misiniz?

“Sahada kalmaya devam edeceğim. Tabii ki bizim de duygularımızın, nabzımızın, sonuçlara odaklı inişleri ve çıkışları oluyor. Ben şu ana kadar çok büyük bir camiada olmama ve dalgalı bir süreç yaşamamıza rağmen yine sahanın içinde kaldığımı düşünüyorum ve burada kalmaya devam edeceğim. Artık insanlara yeni şeyler sunmamız lazım. Oyunun içiyle ilgili bilgilendirmeler yapmamız lazım. Ben 2014’te Başakşehir’de göreve başladığımda şunu söylemiştim, ‘Ben böyle çalıştım, oyun da böyle çıktı.” Olumlu, olumsuz bunu anlatmaya çalıştım. Medyadan da bu anlamda iyi bir dönüş aldım. Ben de bundan umutluyum. Yeni nesil medya mensupları bu konuya çok kafa yoruyorlar. Biz destek olacağız, bilgi vereceğiz, onlar bu bilgileri alacak ve aktaracaklar. Kitlelerin bu kadar seyrettiği bir oyunda da insanları bilgilendirmek lazım. Ben ‘bek ile stoper arası’ dediğimde, insanların ne demek istediğimi anlaması lazım.”

Haberin Devamı

“Takım savunması futbolun temelidir”

“Dünya futbolu değişti artık. Bugün oyunun iki yönünü oynamak, savunmayı doğru yapabilmek önemli. Bugün marka değeri en yüksek oyuncu bile olsa, bir oyuncuyu taşıyabiliyorsun sadece. Takım savunmasının bu işin temeli olduğu kesinlikle ortaya çıkmıştır. Oyunu iki yönlü oynayabilmek, topun dışarıda olduğu bölüm, topun havada olduğu bölümü de doğru oynayabilmek çok önemlidir. Hücumda iken de savunmayı nasıl yapabileceğini çok doğru bir şekilde çalışman gerekiyor.”

“Oyun kalitesi ve görselliği için zeminlerin standardı olmalı”

“Bugün Premier Lig’i seyrettiğinizde zeminler arasında bir farklılık görebiliyor musunuz? Onun için dünyanın en önemli ligi, onun için görseli en iyi ligi. Işığı bile farklı... Ben de uluslararası seviyede çalıştım, yurtdışına çok gittim geldim. Futbol oynamak istemeyen bir takım, çimi uzatıp sahayı ıslatmıyor. Ben bu yüzden iki kere de ceza yedim. Diyor ki “ıslatamazsın”. “Islatacaksın” dedim. İki kere Futbol Federasyonu’ndan ceza yedik. Tek elden, yani tek firma üzerinden bütün zeminlerin standart hale gelmesi lazım. Bu bir ‘show business’ oyunuysa sanatçıları bir tiyatro sahnesine çıkartmadan oynatabilir misin? Oynatamazsın. Sahneyi doğru hazırlaman lazım. Sahanın zeminini de doğru hazırlaman lazım. Bugün Antalya’ya gidiyorsun, her yerde golf sahası var. Antalya’nın zemini daha düzülmedi. Aynı şekilde bizim Vodafone, 10. haftada yeni düzeldi. Dorukhan’ın Alanya maçında geçirdiği sakatlığı büyük ölçüde zeminden kaynaklanmıştır. Sporcu sağlığından bahsediyoruz. Ankara’da bunu Alparslan diye bir oyuncum vardı onunla yaşadım. Neden? Puan alacağım diye. Ama sporcu sağlığı gitti. Oyunun kalitesi gitti, görselliği gitti.”

Haberin Devamı

“Yerli oyuncu yabancı oyuncuyla rekabet halinde olsun, tercihini kulüpler ve teknik adamlar yapsın.”

“2012’de A Milli Takım’da çalıştığım dönemde, Almanya’yı örnek alarak eğitim dairesiyle birlikte konuya baktığımda, yerli yabancı rekabetini sağlayacak ortamı oluştururken ele alınan ilk konu başlığı eğitimdi. Okul eğitimi, öncelikle birinci kriter. Kişilik eğitimi, kariyer planlaması, antrenör eğitimi, kulüplerin denetlenmesi. Bunun üç tane ayağı var. Millli Eğitim Bakanlığı eğitimle ilgili, Gençlik ve Spor Bakanlığı sporcu yetiştirme ile ilgili ve tabii ki Futbol Federasyonu... Bu üçgenin içinde sen kendi insan kaynağına yatırımı yapacaksın, yerli havuzunu genişleteceksin, yerli yabancı rekabetini sağlayacaksın. Bunu konuşmayalım; 5+3, 10-4, 11-2, 8, düştü, kalktı. Konu bu değil. Konu, yerli oyuncuyla yabancı oyuncunun rekabetini sağlayın, tercihini kulüpler ve teknik adamlar yapsın. Bu kadar.”

Haberin Devamı

“Beşiktaş teknik direktörü olmak bir tutku”

“Beşiktaş takımının teknik direktörü olmak hakikaten bir tutku... Metin Tekin söylemişti bunu. Ben kararımı vermeden fikir alışverişi yapmıştım. ‘Beşiktaş’ın duygusu ve tutkusu başkadır’ dedi. ‘Kararını ona göre verirsen, daha doğru bir karar vermiş olursun’ dedi. Hakikaten tutkusu, duygusu başka bir şey. Bunu olumlu olumsuz yaşadım. İlk imza attıktan sonra caddede arabaya binemedim. Geçen gün bir köydeydim, ‘Abim gelmiş gibi sevindik’ dedi oradaki köylüler. Güzel tarafları da var, zorlukları da var.”

“Bugünün futbol ekonomisinde kulüplerin doğru planlamayla çok rahat hareket edecek alanları var.”

Sosyal medya, medya, taraftarın mali konularda çok baskısı oluyor... Sonra da şöyle bir şeye dönüyor, UEFA’da bütün dosyalar Türk dosyaları. Kulüpler oyunculara yükümlülüklerini yerine getiremiyor, geç getirmek zorunda kalıyor veya borç bulmak durumunda kalıyor. Medya da bu sefer ‘Bu kadar borcun var niye transfer yaptın?’ diyor. Yapmak için destek veriyor, ‘yapılması lazım, taraftar istiyor...’ şeklinde. Aslında kulüp politikası, devlet politikası ile bir şekilde insanlara bu projeleri doğru açıklayıp, onları doğru şekilde bilgilendirmek ve yönlendirmek lazım. Yoksa büyük takımların hakikaten çok büyük zorlukları da var, güzellikleri de var. Ama bugünün futbol ekonomisinde bu kulüplerin aslında doğru planlamayla çok rahat hareketler edecek alanları var. Çok geriye dönmüşüz. Önümüzü, senelerimizi tıkamışız. Onun için doğru bir planlama yapmak lazım.”

Haberin Devamı

“Kaybederken kazanabilmeyi öğrenmek”

Son üç senesinde bence çok harika başarılı bir teknik ekip ve kulüp vardı bundan evvelki süreçte. Evet, içinde detayları var. Şampiyon olsaydım başkası yapmış olacaktı. Kaybedince Abdullah Avcı kaybetti. Doğru mu? Çok içine girmiyorum. Bu ligde hakemlerimizin maçları kusurlu ilan edildi. Ama diğer taraftan başka bir şey değişmedi. Geçen gün bir yemekteydik, Giovanni Guidetti’ye sordum. ‘Ne hissettin ikinci olunca?’ dedim. Çünkü fotoğrafta mutsuz görünüyordu. Aslında çok önemli bir ikincilik. Son sayıya kadar getirmiş. Dedi ki işte, ‘Hollanda’da şöyle kaybettim, burada kaybettim…’ ‘Bende de aynı dert, üç ikincilik, iki kupa finalim var’ dedim, penaltılarla kaybettim. ‘Ama benim Şampiyonlar Ligi’m var’ dedi. Kaybederken kazanabilmeyi öğrenmek, neler geliştirebiliyorsun öğrenmek... Bu kaybetmek mi kazanmak mı aslında? Bütününde baktığında ligde üç tane ikincilik yaşamış bir teknik adam olarak, aslında bu kadar büyük tarihinde, genetiğinde olan takımlarla yarışabilmek, bu saygıyı görebilmek bence çok önemli.”

“Performansımı sorgulayabilirsiniz ama beş maçla antrenörlüğümü sorgulayamazsınız.”

“Hakikaten çok büyük bir takıma geldim ve ben buraya gelene kadar 20 sene çok önemli sınavlardan geçtim. Yani ben Türk futbolunun bütün kademelerinde çalıştım. Altyapıda çalıştım, yardımcı antrenörlük yaptım, uluslararası genç milli takımlarda çalıştım, A Milli takımda çalıştım. 2. Lig’de bir takım aldım lige çıktım ve devamlı bir sınav verdim ben. Bunun içinde çok detaylar var. Ve ben buraya geldiğimde beş maçla benim antrenörlüğümü sorgulayamazsınız. Performansı sorgula, ben de sorguluyorum kendimi çünkü.”

“Sıra takımı Wolverhampton’ı yenemedik o gün, öyle bir ifade vardı. 93. dakikada tek pozisyonla maçı kaybettik. Üç gün sonra City’i yendiler onlar. Oyunun içinde de 3 tane değişik opsiyonları var, hem karşıdayken hem hücum ederken. Buna ders çalışıyoruz, işte bu o gün de boşlukta olduğumuz bir dönemdi, kulübün de boşlukta olduğu bir dönemdi. Benim de kendimi iyi hissetmediğim, daha doğrusu yani bu sorgulamadan dolayı. Sorgulamak mı veya çok eleştiri mi diyeyim iyi hissetmediğim bir durumda yaptığım bir açıklama.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!