Avrupa’da bunlardan çok var

Fenerbahçe bu sezonun ilk maçını oynadı sonunda. PerÅŸembe gecesi rahat bir Avrupa akÅŸamında formaları ‘ecel terleri’ ile ıslatan sarı lacivertliler, bu sezon ilk defa ‘diÅŸlerine göre’ bir rakip buldular karşılarında. Manisaspor da bu sezonun çok yavan geçeceÄŸini düşünmeye baÅŸlayan Süper Lig seyircisine bir taze nefes oldu. Nefis bir futbol oynadılar, ayaÄŸa pas yaptılar, pozisyonlar buldular, Fenerbahçe’yi kendi evinde bolca terlettiler ama hem ÅŸansları yanlarında deÄŸildi, hem de Kadıköy’ün büyüsüne yenik düştüler.Â

Edip Uras yazıyor

Galibiyet Fenerbahçe’nin gibi gözükmedi ilk on-onbeş dakika hariç. Maça hızlı başlayan Fenerbahçe, girdiği pozisyonlarda ilk sayıyı bulabilseler, maç daha rahat geçebilirdi. Manisaspor devreye girip, ayağa paslar yapmaya başlayınca işler değişti, Fenerbahçe top görememeye, daha da ciddi bir problem olarak baskı karşısında çok fazla pas hatası yapmaya başladı. Madalyonun diğer yüzünde bu kez Manisaspor yakaladıklarını kullanamadı, maçı farklı yerlere taşıyamadı. 

Bu sezon, daha öncekilere göre çok daha fazla hakemle oynayan bir Fenerbahçe var sahada. Emre hırsını her zaman doğru yerlere kanalize edemiyor. Oyuncu değişiklikleri ile yüklenen takımını on kişi bıraktı ve belki de maçın kaderini değiştirdi. Sarı lacivertliler daha çok koşmak zorunda kalınca, temposu sürekli yukarıda seyreden maçın Manisaspor üzerindeki ağırlığı hissedilmeye başlandı. Sahada pek gözükmeyen Alex’in asisti ile Guiza’nın forma çıkartan golü maçı kilitlemiş gözükse de Manisa daha bitmemişti. Lugano’nun kötü pasını kaptıran Christian’ın, kanadını boş bırakan Roberto Carlos’un hataları beraberliği Ege’lilere geri getirdi.  Fenerbahçe’nin şansı tek top güle oynaya maçı bitirmek üzereyken orta alanda kaptırılan bir top sonucunda gelen klasik bir Semih golü ile maç yeniden Kadıköy’e dönüverdi. 

Sonunda Premiervari bir lig maçı seyretmenin keyfi, Manisaspor’un devam etmesi için duacısı olacağımız futbolu ve Fenerbahçe’nin karşıdaki rakipler zorlaştıkça gözükmeye başlayan keli gecenin sonunda bize kalanlar oldu. 

Sağ bekte Gökhan Gönül’ün yerine yabancı kontenjanı yüzünden oynayan Bekir, bırakın Gökhan’ı Ali Bilgin’i bile arattı. Roberto Carlos dönüş planlarını yaparken geçen sezon oynadığı oyuna dönmüş gözüküyor. Lugano bütün uyarılara rağmen artık gittikçe antipatikleşen hareketleriyle her an takımı zora sokabilir görüntüde. Bazı maçlarda yürüyecek hali kalmayacak kadar kötü kondisyonlu Dos Santos, maçın son yarım saatinde seyirci baskısı altında o dakikaya kadar iyi götürdüğü maçta sürekli saçmayalan Christian bugünün eksileriydi. Maçın başında takımın en iyisi görüntüsündeki Kazım dakikalar geçtikçe eriyerek son düdüğü yedek kulübesinde duydu. Atılana kadar Emre, maçın sonuna kadar Guiza, düz oyununa rağmen Önder ve sadece varlığıyla Alex Fenerbahçe’de ayakta kalanlardandı. 

Manisaspor çok iyi bir takım futbolu oynadı. Şimdiye kadar topladıkları puan sayısı bu futbola yakışmıyor. Maç içinde kullanamadıkları pozisyonlar bunun en büyük nedeni gibi gözüküyor. Kanada’lı Simpson talihsiz bir gece yaşamasına rağmen bu sezon adını duyuracak gibi gözüküyor. Nizamettin ve kaleci İlker de Manisa’nin başarılıları arasındaydı. 

Avrupa Ligi kuralarında ‘dişimize göre’ takımlar çıktığını düşünenler çoğunlukta. Oysa Avrupa’da oynanacak her maç en az Manisaspor gibi bir ekibi seyrettirecek bize. Bakınız geçen Perşembe oynanan Sion maçı. Avrupa’da Manisa’dan çok var, orta alanda baskılı, defans bölgesinde Fenerbahçe top çıkartırken o bölgede pres yapan ve orta alandaki pas bağlantılarını rahatsız eden her takım, sarı lacivertlileri en az bu gece kadar zorlayacaktır.