Bu kavga nasıl bitecek?

Güncelleme Tarihi:

Bu kavga nasıl bitecek
Oluşturulma Tarihi: Mart 11, 2014 13:21

Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında 3 Temmuz süreciyle başlayan gerilim her geçen yıl tırmanarak artıyor. Bir taraf yargı kararları uygulansın diyor diğer taraf yargının kumpas kurduğunu ve bunun son gelişmelerle de ortaya çıktığını söylüyor. İki kulübün eski başkanları Ali Şen ve Özkan Sümer’e sorunun bir çözümünün olup olmayacağını sorduk.

Haberin Devamı

Türkiye futbolunun en özel rekabetlerinden biriydi Trabzonspor-Fenerbahçe rekabeti. Bir ‘şehirlerarası futbol derbisi’ydi. 70’lerde şekillenen rekabet, 80’lerin ikinci yarısından 90’ların ilk yarısına kadar, ‘modern çağ’a ayak uydurmakta güçlük çeken bordo maviyi güçten düşürünce biraz zaafa uğramıştı. Yani Karadenizliler başa görüşemeyince, sarı lacivert-bordo mavi derbilerinin şaşası biraz eksilmişti. Yine de kıymetini her zaman korudu.
1996’daki amansız şampiyonluk yarışıyla bir kez daha eski günlere döndüler. Trabzonspor, dramatik bir şekilde şampiyonluğu Fenerbahçe’ye kaybetti. Kendi evinde beraberlik bile yeterken galibiyete oynamış, sayısız fırsatlardan yararlanamamıştı. Üstelik 1-0 da öne geçtiği maçı 2-1 kaybetmiş ve böylece son düzlükte iyileşmez bir yara almıştı.

İkilinin birebir kaldığı bir diğer şampiyonluk kapışması da malum olduğu üzere 2010-11 sezonundaydı. Sezonun ilk devresini 9 puan önde kapatan Trabzonspor, ikinci devre rakibinin 17’de 16’lık performansına yenik düştü. İki takım da 82 puanla ligi bitirdi ama ikili averajda avantaj Fenerbahçe’de olduğu için şampiyonluğun rengi sarı lacivertti. Ne var ki 3 Temmuz’da başlatılan şike operasyonu sonunda yargı ve UEFA sarı lacivertlilerin şike yaptığına hükmetti. Trabzonspor ise sanık olduğu süreçten beraat etti. Türkiye Futbol Federasyonu ise “Sahaya yansıyan bir şike eylemi” olmadığını karar altına alarak, Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu tescilden vazgeçmedi. Trabzonspor, yargı ve UEFA kararları ışığında 2010-11 sezonunun kupasını istiyor. Fenerbahçe ise yargının kendisine bir operasyon yaptığını savunarak, şampiyonluğunun lekesiz olduğunu söylüyor. Fenerbahçe, son olarak siyasi iktidarın 17 Aralık operasyonundan sonra yargıda çete olduğuna dair söylemlerini de kendisine delil olarak gösteriyor. Fenerbahçe, özel yetkisi olmayan, normal mahkemelerde yeniden yargılanmayı talep ederken ve ancak oradan çıkacak kararı tanıyacağını da ilan etti.

Tüm bu olan bitenin gölgesinde dün akşam Trabzon Avni Aker Stadı’nda bir Trabzonspor-Fenerbahçe maçı oynandı. Daha doğrusu oynanamadı. Maç taraftarların çıkardığı olaylar nedeniyle tatil edildi. Bu sonuç kimin için sürpriz olabilir ki...

Peki bundan sonra bu hep böyle mi devam edecek? Ne yapılmalı da iki kulüp arasında yaşanan 3 Temmuz gerilimi sona ersin? Soruları eski Fenerbahçe Başkanı Ali Şen ile eski Trabzonspor Başkanı ve şampiyonluklar tattıran eski hocası Özkan Sümer’e yönelttik.

Ali Şen, kişisel olarak öfkelenmeye hakkı olanların söz konusu kurumlar olduğunda buna yenik düşmemesi gerektiğini söylüyor. Şen, Trabzonspor’un TFF Tahkim Kurulu kararını kabul etmesi gerektiğini çünkü bu Tahkim’in anayasal bir güvenceye sahip olduğunu dile getiriyor.

Özkan Sümer ise 3 Temmuz’un futbolda tehlikeli bir kinlenme yarattığı vurgularken özerk olsa dahi TFF’nin yargının verdiği kararları görmezden gelerek 3 Temmuz hakkında tek başına hüküm vermesinin sorunu çözmeyeceğinin altını çiziyor.

Haberin Devamı

Öfke çözüm değil

Haberin Devamı

ALİ ŞEN
Eski Fenerbahçe Başkanı

Hayatta bazen kendini çok haklı görürsün. Haksızlık yapıldı diye öfkelenirsin, üzülürsün. Şahsına karşı bunlar yapıldıysa bu bir kişisel sorundur ancak camiaların, siyasi partilerin veya ülkenin başında bulunuyor ve bu kurumları yönetiyorsan aynı düşüncelere kapılıp öfkelenme hakkına sahip değilsin. Çünkü şahsına karşı yapılana öfkeni gösterebilirsin ancak temsil ettiğin kurum ve camialar söz konusu olduğunda mecburen sabırlı olabilmelisin. Kur’an’da da yazar: Sabır, kişilere öfkeleri durdurmak için yaramaktadır.
Bu kurumlarda yönetimin dışında olan, akil adımlar diyeceğimiz kişilerin devreye girip, öfkeli insanları sakinleştirmesi gerekmektir.
Öfke kavga, kavga da kaos getirir. Kaosun ise ne getireceği belli olmaz. Trabzon’da başta Özkan Sümer, benim çok değer verdiğimi bir insandır. Sümer, Türk futbolunun hem teknik adam olarak hem de yönetici olarak sorunları bilen kişidir.
Mehmet Ali Yılmaz... büyük başkan. Fenerbahçe, şampiyon olmadığı zaman veya şampiyonluğa aday değilse Trabzonspor’a gönlünü vermiş bir Fenerbahçeliyim fakat anlattığım vasıflardan kişilerin Trabzonspor’un geleceğini hep beraber Trabzonluların bulması gerekmektedir.
Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu, kendine has bir kişi. Şimdi o insanın Trabzonspor’u yönetirken şehirden ve taraftarlardan büyük baskı gördüğünü de unutmamak lazım.
Hacıosmanoğlu’nun da öfkesini dindirebilmek için etrafından dost insanlara ihtiyaç var. Hayatımda şunu öğrendim: Sinirle, öfkeyle hiç bir netice alamıyorsunuz. Hüseyin Avni Aker’de olanlara çok üzüldüğümü belirtmeliyim.
TFF kurallara göre hareket eder ve öyle de yaptı. Onun vermiş olduğu kararı da anayasamızda tam yetkili olarak tanımlanan Tahkim Kurulu onayladı. TFF özerktir. UEFA ve FIFA yerel federasyonların işlerine karışamaz. TFF Tahkim Kurulu’nun verdiği nihai karar anayasal güvence altındadır.

Haberin Devamı

Trabzonspor sindiremez

ÖZKAN SÜMER
Eski Trabzonspor Başkanı

Bu şike olayı futbolda bir kirlenmeye değil, çok tehlikeli bir kinlenmeye sebep oldu. Her şeye rağmen o kitlesel tepkileri tolare edebilmek için futbola daha uygun bir ortam sağlayabilmek için, yöneten insanların son derece duyarlı ve tutarlı mesajlar vermesi; ilişkiler kurması gerekliliğine inanıyorum.
Trabzonspor, kendi haklı mücadelesini şüphesiz verecek ama futbolun bugünkü kuralları çerçevesinde nasıl davranması gerektiği konusunda da bir davranış sergilemesi gerekir. Her şeyi şike olayı, kupa olayı olarak görüp tüm enerjisini ona verdiği zaman bugünkü dinamizmi büyük ölçüde zaafa uğrayacak. Ve daha büyük zarar gören taraf olacaktır.
TFF’nin çözümsel yaklaşımı yok. Sorunun büyük nedeni de bu. Diğer taraftan Trabzonspor, yargıdaki bütün aşamalarda haklı görülmüş, UEFA nezdinde de haklı görülmüş. Dolayısıyla bunun TFF nezdinde kabullenilmesini ister konumda bulunuyor.
Ben de Tahkim Kurulu kararlarının anayasa güvencesi altında olduğunu biliyorum, TFF’nin özerk olduğunu ve UEFA’nın kararlarına karışmayacağını da... Ancak bu sadece yasalarla, kurallarla çözülecek bir mesele değil. TFF’nin tek başına böyle bir kararlılık göstermesi; bu yönde yanlı olduğunun göstergesidir. Trabzonspor’un tepkisi de buradan doğuyor. Trabzonspor’un TFF kararını hazmetmesi kolay iş değil. TFF, özerk olmasına karşın, bir kısım etkilerin ve farklı yönlendirmelerin sonucu bir karar almıştır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!