Her maçı 100-0 kazanmak isterim

Güncelleme Tarihi:

Her maçı 100-0 kazanmak isterim
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2013 01:49

Galatasaray’dan ayrılarak yuvası Anadolu Efes’e dönen ve Final Four için mücadele veren Oktay Mahmuti, basketbola nasıl başladığından, Türkiye’ye gelişine; ailesinden, kulübün yeni reklamına dair her şeyi açıkladı.

Haberin Devamı

OKTAY Mahmuti’nin Türkiye’deki basketbol kariyerinin yükselişe geçmesi, 1992’de Efes Pilsen’e yardımcı koç olarak gelmesiyle başladı. Aydın Örs ve Ergin Ataman’la muhteşem bir üçlü oldular. 2007’ye kadar takımda kaldı, Efes’in efsane dönemini yaşadı. Ayrıldığında, Ergin Ataman’ın ardından baş antrenördü artık. Sonraki iki sezon İtalya’ya gitti Benetton Traviso’yu çalıştırdı, küçük kızı burada dünyaya geldi. 2010 sezonunda Galatasaray’la anlaştı. 2011-12 sezonunda Galatasaray ile Euroleague’e katılma hakkı kazandı. Sezonu lider olarak tamamlamasına karşın play off’larda Beşiktaş’a yenildi ve yarı finalde turnuvaya veda etti. Ne olduysa bundan sonra oldu ve kimsenin tam olarak ne olduğunu öğrenemediği biçimde Galatasaray’dan ayrıldı. Şimdi Anadolu Efes ile Final Four için mücadele ediyor. Bugün, THY Avrupa Ligi dokuzuncu hafta karşılaşmasında Yunanistan’ın Panathinaikos takımı ile deplasmanda karşılaşacaklar. Mahmuti ile antrenman sonrası salonda görüştük. Gerçekten karizmatik, maç dışında sakin bir adam. Sohbet ederken, karşısındakini ağzından çıkmadan önce sözlerini ölçüp biçmeye davet eden bir hali de var.

Haberin Devamı

ÖNCE ABLAM DAHA SONRA BEN GELDİM

Hayatınızın Türkiye’ye geldikten sonraki bölümünü iyi biliyoruz ama öncesi hakkında çok konuşmadınız. Yugoslavya’da geçen çocukluğunuzdan ve gençliğinizden başlayalım mı konuşmaya?
- Annemle babam eğitimci. Babam pedagog, annem ise İngilizce öğretmeni. İki kardeşiz, bir ablam var. Benimki çok güzel bir çocukluktu. Güzel yaşıyorduk Yugoslavya’da, huzurumuz vardı. Bu huzur tabii, ülkeden ayrılmadan önceki son iki yıl pek kalmamıştı. Hepimiz o zamanlar eğitimin bizi her yere taşıyabileceğine inandığımız için eğitime çok önem veren bir aileydik. Yugoslavya bir spor ülkesiydi, çocukluğumda futbola meraklıydım. Orta sonlara doğru spor sevgim basketbola yöneldi. Sonrasında ülkede yaşanan olaylar önce ablamı, sonra beni Türkiye’ye getirdi.
- Aksi biri misiniz?
- O ne demek?
- Zor biri misiniz yani, ya da huysuz…
- Zor biri olduğumu söylerler. Ama ben bunun da farkında değilim. Mükemmeliyetçiyim. Böyle söyleniyorsa hak vermek lazım.
- Türk basketbolunun en büyük sorunu nedir diye sorsam?
- İstikrar olmaması. Bir sonraki senenin bize ne getireceğini bilemiyoruz. Uzun vadeli planlar yapamıyorsunuz.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55ea9da0f018fbb8f88b9c58

SPOR DÜNYASI ACIMASIZ

20 yaşındayken, iyi bir basketbol oyuncusu olamayacağınızı anlayınca antrenör olmaya karar vermişsiniz. O yaştaki bir insan için hayli olgun bir karar. İnsan o yaşlarda olmayanı oldurmaya çalışır çünkü…
- Gördükten sonra durumu kabul etmek lazım. Çok fazla zorlamanın bir anlamı yok diye düşünüyorum. Bu kararı verdikten sonra çok iyi bir antrenör olacağım diye de başlamadım. Neticede çok emek verebilirsiniz ama iyi bir antrenör olamayabilirsiniz. Yapabileceğime inandığım için böyle bir karar aldım ve tuttu. Veya, tuttuğunu söylüyorlar, diyeyim. Bir kumardı. Spor dünyası çok acımasız bir ortam. Çok çalışmanız yetmez. 24 saat çalışsanız bile hiçbir şey olamayabilirsiniz.
- Niye eczacılık okudunuz?
- Rahmetli amcam benim için çok önemliydi. Yugoslavya Eczacılar Birliği’nin başındaydı. Ailede eczacılar, doktorlar vardı.

Haberin Devamı

Yarış atı gibi olmasınlar

- Kızlarınızla ilgili planlarınız var mı?
- Sağlıklı, şanslı, huzurlu olmalarını, iyi insan olmalarını isterim. Bunun için çaba harcıyorum. Bir eve bir yarış atı yeter. Hırslı ve başarılı olsunlar ama illa ki bir şey olmak zorunda değiller. Spor anlamında söylüyorum bunu. Hayatlarını keyifle yaşasınlar.
- Kendinizi neden yarış atına benzetiyorsunuz?
- Benim hayatım hep sonuç üzerine kurulu. Bütün antrenörlerin hayatı böyle. Her gün bir sınav var. Bundan bahsediyorum. Ben bundan şikayetçi değilim ama kolay da değil. Yıpratıcı bir şey.
- Kaç dil biliyorsunuz?
- Türkçe, Arnavutça, Sırpça, İngilizce, İtalyanca.

Türkiye’de gençlik artık özgüvenli

Haberin Devamı

Türkiye’de gençlik, dünyanın her yerinde herkesle yarışabilecek bilgiye sahip artık.

Yugoslavya’da büyümüş olmanızın bugün kim olduğunuza, nasıl bir antrenör olduğunuza ne kadar etkisi vardır sizce?
- Onu bilmek kolay değil. Ama şunu söyleyebilirim, 20-25 sene önceki Türkiye’nin insanında, gençliğinde bir özgüven eksikliği vardı. Bizde o hiçbir zaman olmadı. Her şeyle baş edebileceğimize inanıyorduk. Bugün Türkiye’de gençlik, dünyanın heryerinde herkesle yarışabilecek bilgiye ve birikime sahip artık. Özgüvenli.
- Türkiye’de basketbol camiasına girmeniz nasıl oldu?
- Ben Yugoslavya’da çalışırken Aydın Abi (Örs), genç takım antrenörüydü Efes Pilsen’de. Önceden bir tanışıklığımız vardı. Buraya geldikten sonra da o dostluk içinde görüşmeye devam ettik.
- Aydın Örs sizin için ne ifade ediyor?
- Benim için bazı insanlar vardır, onlar büyük değerlerdir. Hayatta ne olursa olsun hiç kimse küstüremez beni o insanlara. Aydın Abi benim için çok önemli. Belki çok iyi bir konuşmacı değilim, benim için önemini dile çok iyi dökemeyebilirim ama ne hissettiğimi çok iyi biliyorum.

Haberin Devamı

GÖRDÜĞÜM EN ETKİLEYİCİ REKLAM

- Şu anda yayınlanmakta olan Anadolu Efes reklamını nasıl buldunuz?
- Çok iyi, mükemmel. Bugüne kadar gördüğüm en etkileyici reklam.
- Sizin de reklamda olmanız konuşuldu mu?
- Evet ama takımın olmasının daha doğru olduğuna karar verdik.
- Gerçekten sürpriz miydi onlara?
- Evet. Boş bir günlerinde gitmek zorunda kaldıkları bir konser. Genelde bu tip konserlere gitmekten hoşlanmazlar. Oflaya poflaya gittiler işte.
Siz gider misiniz klasik müzik konserine?
- Hayır çok gitmem.

TÜM ÇABAMIZ FINAL FOUR İÇİN

- Ekşi Sözlük’te sizin için ‘her maçı 100 - 0 kazanmak isteyen yönetici’ denmiş. Böyle mi hakikaten?
- Evet, böyle bir şeyin olmayacağını biliyorum ama istiyorum.
- Final Four’a kalır mısınız?
- Şu anda ilk 8’e girmeyi bile garantilemiş bir takım değiliz. 7 galibiyet almış, 6 maçı daha olan bir takımız. Ama bütün çabamız final four’a kalmak üzere.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!