Pembe zafer

Ter, acı, sabır ve müthiş bir dirâyet... 95. Giro D’Italia geçtiğimiz pazar günü sona erdi. Garmin-Barracuda takımının Kanadalı bisikletçisi Ryder Hesjedal, Milano’daki zamana karşı etabı sonrası turda genel klasman birinciliğini elde edip, pembe mayoyu kapan isim oldu. 22 takım ve 198 bisikletçinin katıldığı İtalya Bisiklet Turu’nda tam 3514 kilometre geçilirken, sporcular 21 etaptan oluşan yarışı ortalama 38.342 kilometre hızla bitirdi. İtalyan bisikletçilerin toplamda altı etap kazandığı turda, son etaplarda müthiş bir ivme yakayalan, pembe mayoyu Milano’ya dek koruyan ancak zamana karşıda Hesjedal’e cevap veremeyen Joaquin Rodriguez 16 saniye farkla podyumun ikinci sırasında kaldı. 20. etapta herkesi şaşırtan ve efsanevi bir performansla müthiş bir zaman kazanan Thomas De Gendt ise genel klasmanda üçüncü olmayı başardı.

1- Giro’nun sürprizi: Andrea Guardini

18. etapta herkes sprintin en büyük yeteneği Mark Cavendish’in zafere ulaşacağını düşünüyordu. Ancak son düzlükte Cavendish’ten bir saniye önce pedala asılan Guardini müthiş bir eforla etabı kazandı ve herkesi şaşırttı.

2- Giro’nun sprinti: Mark Cavendish

Cavendish efsanevi performanslarından birini 13. etapta sergiledi. Engellendi, rakipleri tarafından önüne set çekildi. Ancak o bitiş çizgisine herkesten önce varmayı başardı. Büyük tartışma yaşadığı Ferrari ve Guardini’ye son düzlükte geçildi, kırmızı mayoyu kaptırdı ancak yeteneklerini bisikletseverlerden mahrum bırakmadı.

3- Giro’nun kahramanı: Matteo Rabottini

15. etabı yaklaşık 80 kilometre tek başına geçti. Peloton ona yetişti yetişecek derken o asla pes etmedi. 10 kilometre kala düştü, toparlandı. Son viraja girilirken müthiş bir gayret gösterdi ve İtalyanları sevince boğdu.

4- Giro’nun en iyi sürüşü Thomas De Gendt

Thomas De Gendt’in Passo dello Stelvio’daki unutulmaz sürüşü olacak. Giro’nun belki de en zorlu etabını tek başına omuzlayan De Gendt, bisiklet tarihinin en özel gösterilerinden birini sundu.

5- Giro’nun hayalkırıklığı: Ivan Basso

Herkes onu bekledi. Ivan Basso’yu izleyenler “Bu etap onun etabı”, “hâlâ bir şansı var”, “artık pedallara asılmalı” şeklinde konuştu. Tur başladı ve bitti ancak Basso yarışı bitirmekten öteye geçemedi. Hiçbir atağa cevap veremedi.

SÖZLÜK

Peloton: Yol bisikletinde ‘grup’ anlamına gelmektedir. Bisikletçiler daha az enerji harcamak için bir arada giderken bu grubu oluştururlar. Peloton’un önündekiler rüzgârı göğüslediği için arka taraftakiler normalden yüzde 40 daha az enerji harcar.

Domestik: Takım lideri için çalışan bisikletçilerdir. Takımda bu görevdekilere ‘hizmetçi’ de denir. Takım liderini çeker, arkadaşları için takım arabasından su ve yiyecek getirir hatta yeri geldiğinde onlara bisikletini dahi verir.

Tırmanışçı: Genellikle zorlu dağ etaplarında ustalaşmış, yokuşlarda zorlanmayan bisikletçilere verilen isim.
Bireysel zamana karşı: Bisikletçi etap boyunca başlangıçtan bitiş noktasına kadar tek başına gider ve etabı en kısa sürede bitirmeye çalışır. Başka bir bisikletçi ya da aracın arkasına saklanıp draft yapmak yasaktır.

Sprinter: Turlarda bir anda patlama yapabilen ve düz yolda çok yüksek hızlara ulaşan bisikletçi profiline bu isim verilir. Genellikle yarışın ve son düzlükte hızlanır.

Hangi mayo ne anlama geliyor
Her bisikletçi takımının mayosunu giyer. Her turun kendine has mayosu vardır. Genel klasman lideri ‘pembe mayo’ giyer. Genel klasman dışında da mayo giyilmesi gereken özel durumlar vardır. Sprint puanları en iyi toplayanlar ve dağlarda bulunan kapıları ilk geçenler için özel mayolar vardır. Bununla birlikte 25 yaşından küçük bisikletçiler de ‘beyaz’ mayo için ter döker.