Incins ve Moran

Güncelleme Tarihi:

Incins ve Moran
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2000 00:00

Süleyman ALASYAMONACO Prensi Albert... World Sport Academy Awards (Dünya Spor Akademisi Ödülleri) dağıtım töreninde çok anlamlı bir konuşma yapıyor. Prensin ağzından dökülen cümleler şöyle:‘‘Sizlere Bayan Kenedy Incins'ı tanıtmak istiyorum. Kendisi 40 yıldır, özürlüler için inanılmaz spor programları gerçekleştirdi. Uyuşturucu ve savaş kurbanı çocuklar için sporla rehabilitasyon programları yaptı. Engelliler için olimpiyat düzenledi. Bayan Incins, 1960 yılında bu spor programlarının temelini kendi evinin bahçesinde düzenlediği yarışmalarla atarak ödüle layık görüldü...’’66 yaşında ve dimdik ayakta bayan Incins... Savaşların sakat bıraktığı çocuklar için, uyuşturucu mafiasının tuzaklarında yok olmaya mahkum çocuklar için, zihinsel-bedensel engelli çocuklar için mücadele eden ve olimpiyat düzenleyecek kadar müthiş bir enerjiyi önce beyninde biriktiren Bayan Incins... Şöyle haykırdı mikrofonlardan:‘‘Size daha iyi yaşam koşulları sağlayamayanların ayıbıyla sesleniyorum. Evlerinize gidin ve (Ben şampiyonum) diye bağırın. Çünkü, spor alanlarında gerçekleştirdiğiniz bu mucizeyle hepiniz birer şampiyonsunuz...’’Ve her türlü engele rağmen insanlara yaşama azmini aşılamaya çalışan bu kadının, o insanlar adına geliştirdiği ilke; ‘‘Denememe izin ver, yarışmama izin ver, kazanmama izin ver’’...Bayan Incins'in bire bir karşılığı var ülkemizde. Benim için her zaman eli öpülecek bir kadın olan Tulya Moran. Atletizmin abide ismi Ali Naili Moran'ın eşi. O da geleceğin atletleri için vakıf kurdu, yarışmalar düzenledi, ödüller verdi, burslu öğrenci okuttu. Mücadelesini yardımsız, desteksiz, ama yıkılmadan sürdürüyor. Onu bıktırsalar, yalnız bıraksalar, hatta köstek olsalar da atletizm sevgisi sürüyor. Bayan Kenedy Incins için prensler, prensesler uluslararası platformda destek veriyor, biz de Tulya Moran'ın kapısını çalan yok. Elalem, özürlüleri için olimpiyat düzenliyor, ezilmiş insanlarını sporla yaşama dördürmek için Monaco'da törenler yapıyor, soylular işin ucundan tutmuş... Bizim ülkemizde ise iyi nesiller yetiştirmek için yola çıkanlara köstek olunuyor. 2000'de çuvalladık, 2004'te çuvallayacağız, 2008'de de akıbet aynı. ‘‘Olimpiyatları biz yapalım, ekonomimiz düzelsin’’ zihniyeti var, ama ‘‘Olimpiyatlara sporcu hazırlayalım’’ deyince maçamız sıkmıyor.Küçük bir örnek; on milyonluk Portekiz'de 2 milyon sporcu varmış, 70 milyonluk Türkiye'de ancak 400 bin sporcu yetiştirmişiz. Ülke olarak seyirciyiz anlayacağınız. Sadece seyrediyoruz. Adamlar, 14-16 yaş grubu sporcularını şimdiden 2008 olimpiyatlarına hazırlarken, biz komşudan kız ister gibi Bulgaristan'dan atlet dileniyoruz.Ne günlere kaldık?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!