Huzur Himalayalar’da mı?

Güncelleme Tarihi:

Huzur Himalayalar’da mı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2001 00:00

-Namasteee.Nepal'de en çok duyacağınız kelime. ‘‘N'aber, nasılsın ya da eyvallah’’ anlamına geliyor. Yanıtın da, ‘‘Namasteeee’’ olarak verilmesi gerekiyor. Mümkünse gülerek, son derece doğal ve içten bir biçimde. ‘‘Ben iyiyim canım. Sen nasılsın? Aman iyi ol’’ şeklinde.Çünkü son derece alıngan ve kırılganlar.Fakirim ama gururluyum durumları.Bu öyle bir milli gurur ki, insanlar sizi üzmemek için ‘‘hayır’’ bile diyemiyor. Ayıp olur diye. Bilmemeyi, tanrı gibi gördükleri misafire yardımcı olmamayı zul sayıyorlar. Bu zaafları yüzünden başımıza abuk sabuk şeyler gelmedi değil, yanlış adreslere gittik, yanlış otobüslere bindik. Ama nedense hayatta ‘‘hayır’’ demeyi beceremeyen biri olarak, onları anladığımı düşünüyorum.Kimilerine göre az gelişmişliğin göstergesi bu; benim hayırsızlığım böyle değerlendirilebilir ama bu ülkenin insanlarını tenzih ederim.Tüm fakirliğine ve sefaletine (Etiyopya'yla karşılaştırılabilir, düşünün durum o kadar vahim!) rağmen, Nepal kesinlikle görülmesi, hissedilmesi gereken bir ülke.Öyle başka bir zenginlik var ki.Beyniniz uyuşuyor.Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum oluyorsunuz.Hayatta başka şeylerin peşine düşüyorsunuz.*Itiraf ediyorum.Bu yazıyı başka türlü yazmak isterdim.Çoğunluğun hemfikir olduğu bir konuda çıkıntılık yapmak prim yapar ya; turistik bir gezi yapmış olsaydım, ‘‘Son derece ilginç bir kültür’’ der meseleyi geçiştirirdim.Böylelikle Nepal'den etkilenmemiş olmanın havasını da, çaktırmadan atardım.Ama etkilendim anasını satayım.‘‘Çiçek Kızlar’’ gibi salak salak Katmandu nostaljisi yapmak istemiyorum.Ama ben çarpıldım.Belki, boktan otobüslerle şehirlerarası yolculuklar yapmamış olsaydık, sadece 5 yıldızlı otelleri soluyarak Katmandu sınırlarında hapis kalsaydık, böyle hissetmezdim. 5 manastır, 8 tapınak, biraz filler, biraz kaplanlar, çok çok alışveriş (çünkü deli gibi ucuz herşey), iş biterdi.Ama öyle olmadı.Yanımdaki adamla (o benim kocam oluyor) zaten can ciğer kuzu sarması değildik.Birbirlerinden uzaklaşmış 2 insan, tamamen kendilerine yabancı olan bir yerde.Ve hiçbir plan yok.Kalacak yer, taşınacak bavul yok.Her an herşey olabilir, kaçıp gidilebilir.Nepal'e vardığımızda, kanburunu çıkarmış kediler gibiydik. Hazırdık yani en ufak bir şeyde birbirimize saldırmaya. Sonra ne olduysa oldu, zaman durdu. Katmandu'da kendimizi bir festivalin ortasında bulduk: Dasain. Bu ülke insanlarının Noel'i. Kötülükleri kışkışlıyorlar. Huzuru çağırıyorlar. Bizim gibi insanlar için zor olsa da, geçici olarak nasibimizi aldık. Ve ardından yıllardır yapmadiığımız birşeye kalkıştık. Yol yaptık. Otobüslere atladık. Keşfe çıktık. ‘‘Burasi kokuyor. Orası pis!’’ demeden. Çok çok genç insanlar gibi.Biz, zannettiğimiz kadar yaşlı değilmişiz de haberimiz yokmuş!*Şimdi Pokhara'dayiz.Ve az sonra bir başka manyaklığa kalkışmak üzereyiz.Yeryüzünde 8000 metrenin üzerindeki 14 dağın 10'u bu ülkenin sınırlarında.Merak etmeyin. istesek de Nasuh Mahruki'cilik oynayamayız. Haşa! Ama trekking yapabiliriz. Bir rehberimiz var (Robi) ve birazdan Himalayalar'daki dağ köylerine (Annapurna bölgesi) gidiyoruz. 7 gün yokuz. 4000 metreye kadar çıkacakmışız. Ve tahmin edin, her gün 5.5 ile 7.5 saat arasında yürümemiz icap ediyor! Zafer'e şüpheyle baktım tabii, biz bu işin altından kalkabilir miyiz diye. ‘‘Ne var canım, Bebek-Hisar arasında 45 dakika yürümüyor muyduk hergün!’’ dedi.Hadi bakalım hayırlısı.Artık gitmem gerekiyor.Bacağımı filan kırmazsam Cumartesi görüşürüz, tamam mı?Namasteee.TÜKÜREN İNSANLARIN ÜLKESİ22 milyonluk Nepal'de 40 etnik grup yaşıyor ve 70 farkli dil konuşuluyor.Dünyanın en fukara 5 ülkesinden biri.Çokta teki aramak, bizden farklı yanları. Burada tanrıdan bol bir şey yok! Siz deyin 1500, ben diyeyim 2000. Inekler ve köpekler bile tanrı. İnekler kafalarını dükkanlardan içeri sokuyor ya da ana caddenin ortasına yayılıp insanları seyrediyor. Allah için hayvanlara iyi davranılıyor.Ve ve ve Nepal, tüküren insanların ülkesi! Ben böyle bir şey görmedim. Erkek, kadın herkes şehvetle tükürüyor. O derinden gelen sese ve yerlerdeki eski demir beş lira büyüklüğündeki beyazlıklara alışmak da kolay olmuyor!Tabii pislik had safhada. Nasıl söyleyeyim, bizim tuvaletler bile mis kalır bunlarınkinin yanında!Yemeklerine de alışmak kolay olmuyor. Elleriyle pilav yiyen insanlarına da. Ikinci gün yatağa düştüğümü söylemiş miydim? Hala haslanmış patates dışında fazla bir şey yemiyorum. Zayıflamak için Kuşhan'a gitmeyin Nepal'e gelin!Batılı turistin yüzde 55'i trekking için geliyor. Trekking yapmadan giderseniz Nepal'i görmüş sayılmıyorsunuz.Ve insan aklını oynatır! Çünkü Nepal, bir alışveriş cenneti. Olağanüstü taşlar, bilezikler, kolyeler, aksesuarlar, halılar, kilimler var. Kazaklara bayıldım. Yün kazaklar 13 milyon. Işi gücü bırakıp bavul ticaretine mi başlasam?Himalayalar'daki (Hima, dağ; Himalayalar, dağlar anlamına geliyor) köylerde konaklama gecelik 2 dolar. Katmandu'da ise 10 ile 50 dolar arasında değişiyor. Tabii 50 ile 150 dolar arasında değişen oteller de var. Neresinden bakarsanz bakın, inanılmaz ucuz bir ülke.Neredeyse herkes Ingilizce biliyor. ‘‘Don't worry’’ en çok duyduğunuz Ingilizce cümle!Katmandu, mobiletten geçilmiyor. Çinliler gibi bu ülkenin insanları da klaksonlara yapışmaya bayılıyor.Hintlileri sevmiyorlar. Japon turistlerin de hiç bahşiş vermemesinden şikayet ediyorlar. Almanlar çok bankörmüş. Biz de Türkleri utandırmadık tabii.Çoğu yerde ilk kez bir Türk gördüklerini söylediler. Ama 4 sene önce 2 Türk kızı Nepal'de nam salmış. Kim onlar hala merak ediyorum.Alışverişte pazarlık adet değil. Iki tarafın da mutlu olması icap ediyor. Çok da abartmamak gerekiyor. Bir türlü anlatamıyorum Zafer'e. Beni hep utandırıyor.Balayı için ideal yer. Gerçi biz balayında değiliz. Ama festival ya, evliyiz ya, hediyelere boğdular. Alnımıza da kırmızı kırmızı pirinçler (Tika) yapıştırdılar. Hemen söktüm tabii!Bu arada eklemeden edemeyecegim: Eski kralin oğlunun aşk yüzünden bütün ailesini katlettiğine kimse inanmıyor. Yeni kral da hiç sevilmiyor! Bilmem anlatabiliyor muyum?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!