Huysuz İhtiyar: Yenisine bakalım!
Güncelleme Tarihi:
ÖNCEKİ geceki maçı Fatih Terim'e yakıştıramadım doğrusu. ‘‘İki olsun, benim olsun!’’ deyip 2-0'ın resmen üstüne yattı. Herbirkesler, ‘‘Peh!.. Peh!.. Bu Fener meğer ne canavarmış!.. İkinci yarı bir bindirdi, garip Galatasaray santradan öteye burnu uzatamadı’’ diye methiyeler düzdü. Galatasaray santradan öteye burnunu uzatamadı ama Fenerbahçe de 18'den içeriye burnunu uzatamadı.
Ben, 4-3-3'lerden 5-2-25'lerden anlamam. Zaten yeni futbol anlayışında da öyle bir hal görmüyorum. Top neredeyse herkes orada. Bir topun başına karıncalar gibi en az 5-6 kişi üşüşüyor.
Örneğin Alpay kendi dörtlüsünden çıkıp Galatasaray kalesinde gol aramaya geldiği zaman Zeman, ‘‘Çabuk yerine dön, benim 4-3-3'ümü bozma... Yoksa bacaklarını kırarım!..’’ mı diyor yani...
Futbolun değişmez tek kuralı vardır. O da, TOPA VURACAKSIN!.. Hem de iyi vuracaksın. Dün Fener'de topa vuran yoktu. Moldovan bir orta yaptı. Rüzgar da topa bir kafa attı, gol oldu. Geri kalan 2-3 şut da gökyüzüne seyrana çıktı.
***
Futbol yazarlarındaki bu Hakan hayranlığını da pek anlayamıyorum doğrusu. Neredeyse, ‘‘Hakın'ın gol kaçırması bile şahane!..’’ diye yazacaklar. Maç 0-0 bitseydi, Hakan kaçırdığı kolay gollerin hesabını nasıl verecekti?..
***
Fener yensin diye ettiğim dualar, adadığım adaklar, yaptığım büyüler tutmadı. Daha yarısına gelmeden galiba lig bitti. Şimdi yapılacak en iyi iş, Galatasaray'a kupasını verip, 1 Ocak'tan itibaren yeni bir ligi sıfırdan başlatmak olacaktır.