HÜLYALI YANILGILAR Hülya[AvÅŸar] için 'Hiç de güzel deÄŸil!' demiÅŸtim arkadaÅŸlara. Demez olaydım. Neredeyse hepsi üzerime yürüdü. 'Aman, ne oluyor' dememe

Güncelleme Tarihi:

HÜLYALI YANILGILAR Hülya[Avşar] için Hiç de güzel değil demiştim arkadaşlara. Demez olaydım. Neredeyse hepsi üzerime yürüdü. Aman, ne oluyor dememe
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 07, 2000 00:00

HÃœLYALI YANILGILAR Hülya[AvÅŸar] için 'Hiç de güzel deÄŸil!' demiÅŸtim arkadaÅŸlara. Demez olaydım. Neredeyse hepsi üzerime yürüdü. 'Aman, ne oluyor' dememe kalmadan benim ne "kadından anlamaz"lığım kaldı ne de avilliÄŸim...Sonunda bir arkadaÅŸ "tıpkı kıskanç kadınlar gibi konuÅŸtun" deyince iyice tepem attı. "Yetti ulan beni bir dinleyin hele" diye bir bağırış bağırdım ki, sesimi yine ancak ben duyabildim!..Nedir bu, acaba arkadaÅŸlarım orta yaÅŸ krizine girmiÅŸ; 'orta yaşı geçkince erkek, neredeyse yarı yaşındaki kızlara, kadınlara sarkar' ÅŸeması mıydı, bilemiyorum. Bu kadar itiraz ettiklerine bakılırsa kendileri bir put -veya putlar- yaratmış ona mı tapıyorlardı?..'Sesi ve nefesi' dedi bir arkadaÅŸ. 'O da ne?' dedim, ÅŸaÅŸkınlıkla yüzüne bakarak. 'Bu da amma hıyar yahu' gibi bir iç geçiriÅŸ, muzip bir ifade de sezinlemedim deÄŸil ama, cevap bekledim. Cevap gelmedi. Lanetliler çöplüğüne itilivermiÅŸtim. Nasıl adamdım ben yahu? Hayallerim bile yoktu 'eriÅŸilemez veya eriÅŸilemez sanılan güzellere' eÄŸilim göstermiyor muydum? Fanteziler ne olmuÅŸtu?Oysa tüm amacım Hülya'nın hiç de sanıldığı gibi güzel olmadığını, okuduklarım ve izlediklerim ışığında anlatmaya çalışmaktı. Ä°yi de, geçkince, doÄŸru dürüst bir ÅŸey okumayan, her ÅŸeyin parayla alınıp satıldığına itibar etmiÅŸ arkadaÅŸlarım ne anlar insan felsefesinden, estetikten, etikten... (Nasıl arkadaÅŸlar seçmiÅŸim ben? Bu da baÅŸka bir handikap!)Bir yazar [Ahmet Kahraman- Ä°nsanlar Ä°nsancıklar/Boyut Yayınları, Ä°stanbul, Nisan 1990] 'nefis' bir röportaj yapmıştı Hülya[AvÅŸar]'yla. Önce izlenimlerini aktarıyordu yazar. "Yıldızımızın beli yoktu. Sırtından kalçasına varan kısım dümdüzdü. Belinin kalınlığıyla kalçalarının geniÅŸliÄŸi bir bakıma eÅŸitti birbirine..." Evet, böyle diyordu yazar. 'Yontulmamışlığı' sadece vucudunda deÄŸildi elbette. Evine giden yazarın önünde saÄŸa sola bağırıyordu:"Neden bu kadar bağırıyorsunuz diye soramadım. Nedeni belliydi. Kraliçemiz evde egemendi. Herkese hükmeden oydu. Ne de olsa süper lüks ev, onun 'emeÄŸinin' karşılığıydı... Bunca lükse karşılık, yıldızımız annesine, hizmetçiye bağırma hakkını görüyordu kendinde. 'Türk gibi' hükmetme duygularını tatmin ediyordu. İçinden geldiÄŸi dünya, kültür yapısı göz önüne alındığında, bu kabalığı yontulmamışlığı hoÅŸ görülmeliydi.' Ä°nsanlara, 'yontulmamış' kadınlara ne ilgi duyuyorsunuz diye seslenmek istedim. Ama olmadı. Sesim, 'derin' arkadaÅŸlardan gelen ÅŸehvet taklidi aÄŸdalı kelimelerle boÄŸuldu. Bunlar ÅŸehveti de bilmiyordu pek. Tek ÅŸey 'ele geçirme' arzusuydu. Oysa ele geçirilen ÅŸeyin önemi onunla bütünleÅŸebilmektir. 'Bir gün barda, bir gün cazda, gönlüm hovarda' nereye kadar gidebilirdi ki? Seni ahmak yerine koyan bir cins-i lâtif ile veya senin ahmak yerine koyduÄŸunla hangi paylaşımların doruklarına çıkabilirdin? Haydar Dümen'in dediÄŸi gibi [www.e-kolay.net] 'Size 'herif'diyen biriyle' birlikte olmayın. Hiçbir iliÅŸki bu kadar ucuz deÄŸildir! "Siz diyordu, kadın arkadaÅŸlarınıza armaÄŸanlar almaz mısınız?" Hülya'nın sorduÄŸu süper lüks bir dairedir. Gönlün deminden koparılmış bir demet çiçek falan deÄŸil. 'O tarihe dek, hiçbir sinema yıldızı Hülya[AvÅŸar] gibi, paralı aÅŸkı "legalize" etmedi." (Yazar 'son derece kibar' davranıyor. Biz de kibar davranalım.)Ancak kibar davranmayanlar da var: Bir arkadaşımla konuÅŸuyorduk. Toplumsal histeri durumunda bir sporcuyla takibinin yapıldığı, dışarda tezahüratların yapıldığı, sporcu Tans[j]u'nun eÅŸinin 'aldatılan kadın-bekleyen kadın' rolünü üstlendiÄŸi, çocuklarının babalarına ne olduÄŸunu anlamaya çalıştığı, herkesin parmağını, burnunu ve dahi baÅŸka ÅŸeyini soktuÄŸu bu toplumsal çıldırma zamanında mevzu dönüp dolaşıp oraya geldi. Arkadaşım tüm durumu veciz bir ÅŸekilde özetledi:'Tans[j]u'nun performansının düşmesi doÄŸal. O her akÅŸam Hülya'yı bir yere götürmezse, baÅŸka biri Hülya'yı götürür.' Ä°liÅŸkiye bakın! Kurt gibi olacaksınız ve elinizdekini 'kaptırmayacaksınız'. Balonlar mı eskidi yoksa bizler mi yaÅŸlandık, Ä°bo?..Gel zaman git zaman, artık kimse hatırlamaz oldu. Evlenildi. Evlenilen adamın zamanında babasıyla gazeteci dövdürmekten sabıkalı olduÄŸu da unutuldu. Hülya'nın yaptıkları da. EvliliÄŸini, kızını, annesini vs vs hemen her ÅŸeyini medyatik malzeme yaptığı da unutuldu. Tuttular bir de 'güzelliÄŸini' övdüler. Altın nokta, yüz güzelliÄŸi vb. konularda ahkam kestiler medyaya hasret hocalar ve medya salatasına maydanoz oldular. Önemli olan konuÅŸulmaktır. Öyle ya, bilimsel araÅŸtırmalar öldü, magazinin en düşük düzeyine itildi, iÅŸ bitti. Hocalar da "konuÅŸulmaktan" memnun. Ancak bir kez ağızdan çıkan ya da yazılan ehil olmayan ellerde lâf salatasına dönüştü. Hocalardan biri 'Ben sadece çene kemiÄŸi açısından mükemmel olduÄŸunu belirtmiÅŸtim' dedi. Ne o Hocam, 'kafatasçılar'dan sonra bir de 'çene kemikçileri' mi çıktı. Ä°stemez kalsın.Bakın bir makyöz kadıncağız nasıl sesleniyor: "Burdan tüm Hülya AvÅŸar hayranlarına sesleniyorum. Ben bir güzellik uzmanıyım. Lütfen ciddiye alın. Abi kadının cıngıl cıngıl reklamı yapılıyor güzel diye. Siz o kadını hiç yakından gördünüz mü? Bir kere yaşına göre çok çabuk yaÅŸlanmış biri. O televizyon makyajı ile ninem de farklı görünür." [www.itiraf.com]Ne o kadıncağızı ciddiye almadınız mı? 'Kıskançlıktan' mı öyle yazıyor. Peki öyleyse size Çetin Altan üstadın o ölümsüz sözünü hatırlatalım: Sadece 'bedensel ÅŸehvetin doruklarında deÄŸil, beyinsel ÅŸehvetin doruklarında da gezinmek gerekir'. Bu lafı cinselliÄŸin hazzını bile algılamaktan uzak 'sevgili arkadaÅŸlarıma' bir de 'beyinsel uyumun, beyinsel ÅŸehvetin, muhabbetin' olması gerektiÄŸini nasıl anlatabilirim ki?..Senih KAVLAK - 7 AÄŸustos 2000, Pazartesi Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!