Hayatlarıyla resmen dalga geçiyorlar

Güncelleme Tarihi:

Hayatlarıyla resmen dalga geçiyorlar
Oluşturulma Tarihi: Eylül 10, 2008 00:00

Meksika, Amerika, Brezilya, İspanya, Almanya ve son olarak Polonya’da yaşayanlar bu yılın en şanslı adrenalin seyircileriydi. Çünkü Red Bull X-Fighters organizasyonu bu yıl sadece bu ülkelerde düzenlendi. Her zaman çılgın organizasyonları ile gündeme gelen ve bu şovları ülkemizde de düzenleyen Red Bull insanın aklını başından alacak işlere imza atıyor.

International Freestyle Motocross şov adı altında düzenlenen organizasyonun finali geçtiğimiz hafta Polonya’da yapıldı. Honda, KTM, Suzuki ve Yamaha’nın kros motosikletlerinin kullanıldığı bu organizasyonu yerinde izleyene kadar nasıl bir olay olduğunu açıkçası anlamamıştım. Üstelik bugüne kadar her türlü yarışı izleyen bir motorsporları gazetecisi olarak ne kadar etkilenebileceğimi de çok merak ediyordum. Ancak bu adrenalin dolu macera tamamlanıp, evime geri döndüğümde ağzımdan çıkan tek söz "bu adamlar çıldırmış olmalı" oldu. Gerçekten de bu sözü boşu boşuna etmedim. Bu adamlar motokros şovu ile birlikte hayatlarını da ortaya koyarak seyircilere unutulmaz bir heyecan yaşatıyorlar.

25 YIL SONRA EV SAHİBİ

Neredeyse dünyanın her yerinden katılımın olduğu Red Bull X-Fighters mücadelesinde 2008 sezonunun finali söylediğimiz gibi Polonya’da yapıldı. İkinci Dünya Savaşı’nın en yoğun yaşandığı ülke olan Polonya’nın savaşın ardından nasıl toplandığını görmek ilk heyecan verici olaydı. Varşova sokakları baştan aşağıya yenilenirken bazı yerlerse eski halleri ile bırakılmış ve bu bölge turistlerin hizmetine açılmış. Varşova’da düzenlenen yarış içinde 1955 yılında yapılan X-lecia isimli stadyum seçilmişti. Hatta bu organizasyonun düzenlenmesinin ardından bu stad Polonya’nın yeni ulusal stadyumlarından birisi olması için yıkıldı. 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda kullanılmak üzere bu stadyumun yerine yenisi yükselirken, stadın son organizasyonu ise böylesine çılgınların boy gösterdiği bir adrenalin şovu olmuş oldu. X şeklinde hazırlanan tribünler ve parkur büyüleyici bir atmosfere sahipken, ışık oyunları ile sergilenen görsel şov bu işin ne kadar iyi yapıldığının en önemli ispatı oldu. Devasa tepeler ve rampalar ve birbirinden zorlu dönüş alanları bizleri nasıl bir organizasyonun beklediğinin habercisiydi. 25 yıldır kullanılmayan ve bu organizasyon için hazırlanmasının ardından yıkımına başlanan stadyum 35 bin kişilik kapasitesi ve tamamının dolması ile son derece büyüleyiciydi.

15 BİN TON TOPRAK

15 bin ton toprak kullanılarak hazırlanan 500 metre uzunluğundaki pist Red Bull yetkililerinin yaptıkları açıklamalara göre bugüne kadar kullanılan en zorlu parkurdu. Fiyatları 27 ile 49 Euro arasında değişen bilet fiyatları düşünüldüğünde yarışı izlemeye gelen seyircilerin neredeyse 1.5 milyon Euro ödediği de ortaya çıkmış oluyor. Fakat
/images/100/0x0/55eaccbaf018fbb8f89778b8
organizasyonu düzenlemek için harcanan paranın bunun en azından iki katı olduğu da belirtiliyor. Sadece olmayan bir pisti yapmanın maliyeti bile milyonlarla telaffuz ediliyor. Bunları birbirlerine ekleyerek yazıyı sayfalarca uzatmak mümkün. Fakat benim için orada olanları anlatmak çok daha heyecan verici olacağı için artık buna geçmek istiyorum.

PLATFORM KORKUTTU

Bir yarışçının düşerek bacağını kırdığı sıralama turlarının ardından organizasyon yarı final mücadelesi ile devam etti. İşte bu sırada bizde tribündeki yerimizi almıştık. 35 bin kişi dev bir arenada başlayacak şöleni tezaruhatlar eşliğinde bekliyordu. Organizasyonu düzenleyenler ve şampiyonu belirleyecek olan jürinin tanıtılmasının ardından yarı final mücadelesini verecek olan 4 pilot ortaya çıktı. İşte bu sırada tribünlerde adeta yer yerinden oynadı. Devasa platformlar üzerine kurulmuş olan tribünler bende biraz olsun tedirginlik yaratsa bile aşağıya baktığımda yerden en azından 8 metre yüksekte olduğumu görmek bu heyecanımı daha da artırdı. Fakat yarı finalin ilk kapışması başladığında bulunduğum durumu tamamen unuttum. Daha önce bu yarışı izleyen tecrübeli arkadaşlardan edindiğim bilgi sayesinde birazdan ortaya çıkacak pilotların yapacaklarının en güzel bizim oturduğumuz yerden izleneceğini de bilmek etkileyiciydi.

İŞTE ŞOV BAŞLADI

Yarı final startının verilmesi ile birlikte unutulmaz şov başladı. İspanyol Dany Torres, Avusturyalı Robbie Maddison, İsviçreli Mat Rebeaud ve Amerikalı Jeremy Lusk’ın mücadelesi için söylenebilecek çok fazla bir sözüm yok. 1 dakikalık bir süre içinde motosikletleri ile defalarca takla atarak, motosikletlerini havada bırakıp tekrar yakalayarak ve motosikletlerinin gidonlarını ayaklarıyla tutup seyirciyi selamlayarak bu adamlara ne kadar saygı duyulması gerektiğini ispatladılar. Hayatları ile dalga geçerken eğlenmeyi ve eğlendirmeyi de bilen bu pilotlar keşke her yarışta var olsa. Yarışmadıkları anlarda sürekli olarak birbirleri ile şakalaşan ve seyircilerin daha çok eğlenmesini sağlayan pilotlar 10’larca metre yüksekten yere çakıldıkları anlarda bile eğlenmeyi biliyorlardı. Metrelerce yükseğe kurulan engellerin üzerinden atlayan pilotların kapışması yürekleri ağızlara getirirken, çevremdekilerin anlattıklarına göre benim bağırmaktan ses tellerimin kopacağını düşünmüşler.

İspanyol kazandı

2008 sezonunun kapanış yarışında kazanan isim İspanyol Dany Torres oldu. Hayatının en önemli yarışlarından birini ortaya koyduğu söylenen Torres seyircilerin çığlıkları arasında sezon kapanışını muhteşem bir zaferle yapmış oldu. Final yarışında Torres’e geçilen Robbie Maddison ikinci sırada sezonu kapatırken, yarı finalde elenen Mat Rebeaud üçüncü, Jeremy Lusk ise üçüncülüğü elde etti. Varşova yarışının ardından sezon sonunda ise Mat Rebeaud en iyi pilot olarak ismini zirveye yazdırmayı başardı. Final mücadelesinin ardından takımlar mücadelesinin de verildiği yarışta yarışçıların sırıkla atlama pistini hatırlatan bir alandan motosikletleri ile atlamaya çalışması da nefes kesiciydi. Bu organizasyonun superstarı olarak anılan ve artık yarışmamasına rağmen sezonun son yarışında unutulmaz şovlarını bir kez daha yapan Travis Pastrana’da Varşova’da tribünleri dolduranlara unutulmaz anlar yaşattı. Red Bull X-Fighters organizasyonunun en önemli etkenlerinden biri olan ışık şovu yarışın sona ermesi ile bir kez daha kendini gösterdi. Üstelik bu kez pistin üzerinden arka arkaya patlayan havai fişeklerde ortamın büyüsünü daha da artırdı.

Hamilton ceza aldı Massa birinci oldu

Formula 1 Dünya Şampiyonası’nda kapışma Belçika Grand Prix’si ile devam etti. Sezonun en ilginç yarışlarından birinin ortaya çıktığı Belçika’da sıralama turlarında en iyi zamanı yaparak yarışa ilk sırada başlayan McLaren Mercedes pilotu Lewis Hamilton yarışı da ilk sırada tamamladı. Ancak Hamilton yarış sona erdiğinde 25 saniye zaman cezası alınca finiş çizgisinden ikinci sırada geçen Ferrari pilotu Felipe Massa birinciliği elde etti. Yarışı üçüncü sırada tamamlayan BMW Sauber pilotu Nick Heidfeld ikinciliği elde ederken, cezalı Hamilton üçüncü sırada finiş görmüş oldu.

Raikkonen ve Hamilton arasında yaşanan birincilik mücadelesi ise yarışın nefes kesen yanı oldu. Son turlara girildiğinde iki pilotun verdiği birincilik mücadelesi seyircilerin yüreklerini ağzına getirirken, bu sırada rakibini pistin kullanılmaması gereken yerinden geçen Hamilton bunun karşılığını aldığı ceza ile ödedi. Gerçi hemen ilk sıradaki yerini Raikkonen’e bırakmış olsa bile Hamilton yaptığı bu hatanın karşılığını birinciliği kaybederek ödedi. Raikkonen’de son turlarda bastıran yağmurun etkisi ile son tura girilirken birinci olmak yerine otomobilini duvarda bularak finiş göremedi. Yaşanan bu olaylar en çok Massa’ya yaradı ve üçüncü olmayı bekleyen pilot birincilik kürsüsüne çıktı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!