Frikik

Güncelleme Tarihi:

Frikik
Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 2000 00:00

Taner BATURLAR
Haberin Devamı

Peki, yarın ne olacak?

BU sezon yaşanan krizlerden Futbol Federasyonu'nun da, kulüplerin de ders alması gereken çok şey var. Herkes, ‘‘Biz nereye koşuyoruz?’’ sorusunu kendisine sormak zorunda. Futbolda çok şey değişti. Artık ne renk, ne de forma aşkı kaldı. Her şey o kadar çabuk büyüdü ki, ‘‘yarınları’’ unutup sadece ‘‘günü’’ kurtarmaya çalışan kulüpler sapır sapır dökülüyor. Doğru dürüst gelir kaynağı yok. Plan, program yok. Seyirci yok, hasılat yok. Altyapının değeri yok. Varsa yoksa şampiyonluk. Bankalardan krediler çekiliyor, çekler kesiliyor, ‘‘Ben bu parayı nasıl öderim?’’ diye düşünmeden transferde yüz milyarlar, trilyonlar akıtılıyor. Hele futbolun yanı sıra basketbol, voleybol, hentbolda da ‘‘ille de şampiyonluk’’ hedefiyle yola çıkıp, ayağını yorganına göre uzatmamamışsan vay haline...

Federasyon desen, ‘‘Kalan sağlar bizimdir’’ anlayışı içinde. Transfer süresi nasıl olsa uzun. Bastır parayı, al futbolcuyu. Beğenmedin mi, yok pahasına gönder, yenilerini getir. Yabancı oyuncu sayısı iki, üç, dört derken, 5 artı 1 oldu. ‘‘Play-Off’’ derseniz, güzel sistem. Ama, gözünü şampiyonluk bürümüş, ‘‘Süper Lig'e çıkmak için çok daha iyi kadro kurmalıyım’’ saplantısı içindeki amatör yöneticileri tahrik ettiği, kulüplerin batağa sürüklenmesinde pay sahibi olduğu da kesin. Nasıl olsa, ‘‘Senin bütçen bu, ama 100 katı para harcıyorsun’’ diye soran yok. ‘‘2.Lig kulüplerine nasıl kaynak yaratırım’’ diye düşünen yok. ‘‘Kalite artsın’’ derken, amatörlerin yönettiği profesyonel kulüpler sıfırı tüketiyor.

Altay ve KSK'nin haline bakın. Biri 86, diğeri 88 yıllık geçmişe sahip. Onlar bile kriz yaşıyorsa, diğerlerinin halini siz düşünün. Camia büyüklerinin kenetlenmesi, güçlü yönetimler kurulması kimseyi aldatmasın. Sorunlar hala sürüyor. Trilyonluk bütçelerin nasıl denkleştirileceği soru işareti. Hadi, ‘‘Bu yıl kurtuldu’’ diyelim, gelecek sezon yine her şeye sıfırdan başlanacak. O zaman ne olacak?

Porche

GÖZTEPE A.Ş. Başkanı Hamdi Türkmen'in, futbolcuları motive etmek için Karşıyaka derbisinden önce başlatıp, geleneksel hale getirmeyi düşündüğü, ‘‘Skor Toto’’ iki haftada bitti...

KSK maçının 1-0'lık skorunu tek başına bilen Ahmet, ‘‘Reno Megane’’a karşılık 9 milyarı aldı. Aydın randevusunun 2-1'lik skorunu ise kaleci Ümit, Tayfun ve Genel Kaptan Bülent Maro doğru tahmin etti. Kol saatiyle yetinen Maro, ‘‘Ahmet, 9 milyarı kaptı, siz ne aldınız?’’ diye soranlara önce ‘‘Porche’’ diyor, sonra devam ediyor:

‘‘Ama Amerikan Pazarı'ndaki oyuncakçıdan...’’

Ayağına sağlık

İZMİRSPOR liberosu İbrahim Çetin, Isparta maçının 80. dakikasında öyle bir gol attı ki, hepimiz ayakta alkışladık. Kendi ceza sahasının önünden aldığı topu 70-80 metre sürüp, herkesi ipe dizer gibi geçen İbo, kaleci Mustafa'yı da yere yatırıp sol çaprazdan meşin yuvarlağı filelere gönderdi. İbrahim'i telefonla arayıp, bizzat kutladım. Bu golün benzerini 5 yıl önce Bucaspor'da forma giyerken Aydınspor'a attığını söyleyen İbrahim, ‘‘Futbol hayatımın en güzel iki golünden biri. Topla buluşunca, (Kimseye vermeden kendim gideceğim) diye düşündüm. Önümdeki boşluğu geçtim, rakiplerin üzerine üzerine gittim ve golü attım. Allah'ıma şükürler olsun’’ dedi.

Ne diyelim: Ayağına sağlık İbrahim.

Tam 12'den

GEÇEN hafta frikikte yer alan ‘‘Foto Şaka’’ Karşıyaka'nın eski başkanlarından İskender Mesudiyeli'nin çok hoşuna gitmiş...

Altay'a 6-2 yenilen İzmirspor'un Başkanı Cemal Dönmez'i, ‘‘Üzülme Cemal... Altı gol yiyen ilk takım siz değilsiniz’’ diyerek teselli etmeye çalışan Mesudiyeli telefonla aradı. ‘‘Vallahi tam 12'den vurdun’’ dedikten sonra ekledi:

‘‘Ben Karşıyaka'nın yanı sıra Beşiktaşlıyım. Salı akşamı Leeds United'tan yediğimiz altı gol de benim içime oturdu.’’

GÜLÜMSE

Tanrı misafiri

ADAMIN biri yabancı bir şehirde, bir evin kapısını çalarak şu ricada bulundu: ‘Çok susadım. Buralarda su bulamadım. Lütfen bana bir bardak su verir misiniz?’’

Kapıyı açan çocuk adamın yüzüne baktı. Kısa bir tereddütten sonra, ‘‘İstersen ayran getireyim’’ dedi.

Adam bu teklifi teşekkür ederek kabul etti. Çocuk bir çanak ayran getirdi. Adam ayranı bir solukta kana kana içti...

Çocuk, ‘‘Bir bardak daha getireyim mi?’’ diye sordu.

Adam ezildi, büzüldü... Mahçup bir tavırla: ‘‘Zahmet olmasın yavrum...’’

Çocuk sırıtarak cevap verdi: ‘‘Hayır, zaten bu ayranın içine fare düştü. Nasıl olsa dökecektik!’’ İğrenen adam elindeki ayran çanağını hiddetle yere çarptı. Çocuk da feryat ediyordu: ‘‘Anne... Kapıdaki adam köpeğin çanağını kırdı...’’

NOSTALJI

‘‘ARMUT dibine düşer’’ diye boşuna söylememiş atalarımız... Başkan babanın, başkan oğlu o... Genç yaşta büyük bir sorumluluk üstlenmek, bütün camiaya kendini sevdirmek kolay değil elbette. Altaylılar... Fotoğraftaki sünnet çocuğuna iyi bakın. Üç yıl sonra başkanlık koltuğuna yeniden oturan Mahmut Özgener'i tanıyabildiniz mi?

Tıpış tıpış

GAZETELERDE olumsuz bir haber çıkmasın... Birçok yönetici yalanlamak için birbiriyle yarışır. ‘‘Evet, doğruyu yazmışsınız’’ diyenlerin sayısı ne yazık ki parmakla sayılacak kadar az...

Önce Pınar KSK'yle el sıkışan Ansley'in, para krizi nedeniyle İspanya'nın Ourense Kulübü'yle anlaştığı basına yansıyınca Şube Başkanı Yıldırım Aydan da feryat etmişti:

‘‘Elimizde sözleşme var. Hiçbir yere gidemez. Ansley, 1 Eylül'de İzmir'e tıpış tıpış gelecek.’’

Bugün 4 Ekim... Ansley hala ortada yok... Ama Aydan hiç üzülmesin. Ansley telefon etti. İspanya'dan ‘‘tıpış tıpış’’ geldiği için 1,5 ayda Bulgaristan'a ulaşabilmiş! İzmir'e dönmesi biraz daha zaman alacakmış...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!