Vergiyle, halkın sırtına...

Güncelleme Tarihi:

Vergiyle, halkın sırtına...
Oluşturulma Tarihi: Ekim 24, 2003 00:00

İKİ rakam, AKP'nin attığı halk nutuklarının karavana olduğunu göstermeye yetiyor. İki rakam, bütçenin rengini belli ediyor. İki rakam, AKP'nin bütçeyi kimin sırtına yüklediğini kendi belgesinde açıklıyor.İki rakam, biri Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), diğeri Katma Değer Vergisi (KDV). İkisi de, dolaylı vergi. Yani, geliri ve varlığı ne olursa olsun, herkesin ödemek zorunda olduğu vergi. Tüm maliye kitaplarında adaletsiz olarak tanımlanan vergi türü.2004 Bütçe tasarısı hafta başında açıklanıyor. Bütçe 160.9 katrilyon lira. Bütçe gelirlerinin 99.173 katrilyon lirası vergi gelirlerinden oluşuyor.ASIL YÜKİşte, kritik nokta burası. Vergi gelirlerinden, ama hangi vergi gelirlerinden?.. Vergi gelirlerinin sadece 18.7 katrilyon lirası gelir vergisinden alınması öngörülüyor. Kurumlar Vergisi ise, 9.4 katrilyon lira olarak tahmin ediliyor. Buna ufak tefek rakamlardan oluşan mülkiyet üzerinden alınan, mali sermaye işlemlerinden alınan, diğer mal ve hizmetlerden alınan vergiler ile veraset ve intikal vergileri de ekleniyor.Bunlar bir yana, vergi gelirleri içinde en büyük iki rakamı ÖTV ile KDV oluşturuyor.2004 yılında Özel Tüketim Vergisi'nden 26 katrilyon 898 trilyon, Katma Değer Vergisi'nden ise, 19 katrilyon 800 trilyon lira bekleniyor.İki verginin toplamı 46 katrilyon 698 trilyon lira. Yani, toplam vergi gelirlerinin yarıya yakın bölümü!.. 2003'e göre, ÖTV'deki artış oranı yüzde 20.5, KDV'deki artış oranı yüzde 23.4.ZAMLAR KAPIDABunun halkın dilinde tercümesi var: Zam!.. Zam özellikle, doğalgazda, petrol ürünlerinde, tekel ürünleri ile dayanıklı tüketim mallarında.Ancak, iş bununla bitmiyor. Bütçe tasarısında yer alan diğer dolaylı vergiler de eklendiğinde, 99.1 katrilyon liralık vergi gelirlerinin toplam 66 katrilyon lirası dolaylı vergilerden alınıyor. Bu vergi gelirlerinin yüzde 67'sine denk düşüyor. Çok net, vergi gelirlerinin yarısından fazlası, dolaylı vergilerden alınıyor.Adaletsizlik diz boyu!.. Servet ve gelirden ve de kurumlardan alınamayan vergi, çalışan geniş halk yığınlarından alınıyor!..Halk CHP ile meşgul değilTEK muhteşem dönüşümün altındaki imza Bülent Ecevit'e ait. 80 yılda halkla bütünleşen tek hareket, 1972'deki Ortanın Solu. O da, ürününü vermekte gecikmiyor, 1974'te yüzde 42'lik tarihinin en yüksek oy oranı ile CHP'yi iktidara taşıyor.CHP devlet partisi olarak doğuyor. Gelişmesini hep devlete borçlu. 1936'da İçişleri Bakanı aynı zamanda CHP'nin genel sekreteri. Ama, daha vahimi var. Aynı yıl, devletin valileri il başkanı oluyor!.. Devlet-parti tam içiçe!..Yetmiyor, partinin bölge müfettişleri, hem devletin organlarını, hem de partinin taşra ögrütlerini denetliyor!..Yetmiyor, 1937'de Anayasa değişikliğine gidiliyor, CHP'nin altı oku, parti amblemi Anayasa maddesine dönüştürülüyor!..İktidar için, siyasal muhalefetin tasfiyesi gerek. Oysa, halk muhalefette!.. CHP, kendi dışındaki muhalefeti tasfiye ederken, aslında halkı tasfiye ediyor. Bu da, halkı CHP'den uzaklaştırıyor. Halk CHP'den uzaklaştıkça, CHP kendi içine dönüyor. Dönüş diktatoryal ağırlıklı.Parti dışındaki muhalefeti tasfiye geleneği, parti içindeki muhalefeti tasfiye ile bütünleşiyor. Bu kısır döngü, CHP'nin kuruluşundan gelen, ama son otuz yıldır artık bıkkınlık veren temel niteliğe dönüşüyor. Dünyada hiç bir sosyal demokrat partide olmayan, düzeni savunmak, CHP'nin ana politikası.CHP'de asıl değişmesi gereken bu. Oysa, CHP bugün hala hem devlet partisi, hem de kendi iç kavgalarıyla meşgul. O nedenle de, halk CHP ile meşgul değil!..Dünkü kurultayda bu gibi sözler Çince gibi!..
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!