Vatandaşının yaşam hakkını koruyamayan hesabını verir

Güncelleme Tarihi:

Vatandaşının yaşam hakkını koruyamayan hesabını verir
Oluşturulma Tarihi: Haziran 22, 2010 00:00

Terörün yeniden Türkiye’nin en önemli gündem maddesi haline geldiğine dikkat çeken TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, “Sabrın son noktaya vardığı bir durumdayız. Terörün gündem dışı olduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz. Vatandaşının yaşam hakkını koruyamayan devlet bunun hesabını vermekle yükümlüdür” dedi.

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), terör konusunda sert bir açıklama yaparak, ‘partilerüstü bir anlayışla hazırlanan yol haritası’ gerektiğine dikkat çekti. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) tarafından Trabzon’da bir otelde düzenlenen “Bölgesel Kalkınma ve İş Dünyasının Rolü” konulu toplantısındaki konuşmasında önceliği teröre veren TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, ‘Pensilvanya’dan yorum bekleyenlerden’, ‘İmralı’yı referans vermekten kurtulamayan partiye’ kadar her kesime değindi. “Vatandaşının yaşam hakkını koruyamayan devlet bunun hesabını vermekle yükümlüdür” diyen Boyner, terörün günden dışı olduğu bir ülkede yaşama arzusunu dile getirdi. Konuşmasına şehit askerler için duyduğu üzüntüyü ifade ederek başlayan Boyner, konuşmasında şu mesajları verdi:

Sadece kınamakla yetinemem

Terör bugün itibariyle Türkiye’nin yeniden en önemli gündem maddesi haline gelmiştir. Bugün burada artık terörü lanetlemek, şiddeti kınamakla yetinemeyeceğim. “Zaten terörün artacağının önceden bilindiğinden”, “demokratikleşmeyi istemeyen gizli güçlerin varlığından”, “iç/dış dengede hükümetin ayar problemlerinden”, “hiçbir fikrimiz olamayan istihbarat zafiyetinden”; “Silahlı Kuvvetler’in terörle mücadeledeki deneyiminden”, “Pensilvanya’dan terörle mücadele yorumu bekleyenlerden”, “sürekli ‘İmralı’ referansı vermekten kendini kurtaramayan partiden”, “henüz adımları somutlaşmadan yok olmaya yüz tutmuş açılımlardan” da sadece bahsedemeyeceğim. Artık bugün, sözün bitmekte olduğu, hepimizin sabrının son noktaya vardığı bir durumdayız.

Hesabını vermekle yükümlü

Silkinip, terörü normalleştiren, “zaten 30 yıldır var” diyerek toplumu, terörü ve terörün iniş çıkışlarını bir korku filmi gibi ürpertiyle, ancak kanıksatarak seyrettiren anlayışa hepimizin “dur” demesi gerekiyor. Terörle mücadele, tüm veçheleriyle Türkiye’yi yatay kesen bir konudur. Hepimizin konusudur. Ancak kuşkusuzdur ki, devlet, yöneticileriyle, kurumlarıyla ve oluşturduğu alt yapısıyla bu mücadelenin öncelikli sorumlusudur. Devlet vatandaşının yaşama hakkını korumak için gerekli tedbiri almakla sorumludur. Bu sorumluluğunu yerine getiremiyorsa bunun hesabını vermekle de yükümlüdür.

Şiddetten beslenen kim varsa

Bugün şiddetten beslenen, şiddetten güç bulan her kim varsa onlarla mücadele etmek şarttır. Bugün, huzur ve barış içinde, demokratik bir refah toplumu olmamızın önünde kimler duruyorsa, onlarla mücadele etmek şarttır. Türkiye’de yaşayan, bu ülke için üreten, yatırım yapan, istihdam yaratan, daha müreffeh ve yüksek standartlı bir demokrasi arayışı olan biz iş dünyası temsilcileri, tüm vatandaşlarımız gibi, gündeminin birinci maddesi terör olan bir ülkede değil, terörün gündem dışı olduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz ve huzur arıyoruz. İş dünyası olarak yalın olarak talep ettiğimiz girişime her türlü katkıyı geçmişte olduğu gibi bugün de vermeye hazır olduğumuzu, ancak sürecin çok yakın takipçisi olacağımızı da belirtmek isterim.

TİSK: Birlik ve beraberliğimizi bozamayacaklar

TÜRKİYE İşveren Sendikaları Konfederasyonu(TİSK), şehitlerin Türk Milletini derinden yaraladığını vurgularken, şu açıklamayı yaptı: “Milli bütünlüğümüzü ve kardeşlik duygularımızı zedelemeye yönelik yapılan terörist saldırılar bizleri asla yıldıramayacak; Türkiye’nin birlik ve beraberliğini bozamayacaktır. Bu hain saldırının sorumlularının derhal yakalanması, bölücü terör örgütünün sonunun getirilmesi zorunludur.”

Acıyı paylaşmak toplumun acıları önlemek devletin işi

DEVLETİN sorumluluğunun ‘sadece acıları paylaşmak’ değil, bu acıların oluşmasını önlemek için ‘gerekli tedlirleri almak’ olduğunu vurgulayan Ümit Boyner, bunu şöyle dile getirdi: “Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın, gencecik askerlerimizin yakınlarının acısını paylaşmakla sorumlu olan yapı toplumdur. Devletin sorumluluğu ise, sadece acıları paylaşmanın ötesinde, bu acıların oluşmasını önlemek için gerekli tedbirleri almak, gerekli adımları atmaktır. Bugün tek yapılacak iş, iktidar ve muhalefet partileriyle, kurumlarıyla tek söylemden oluşan, partilerüstü bir anlayış ile geri dönüşü olmayan yol haritasının kamuoyu ile paylaşılması ve uygulamaya konulmasıdır.”

Rehavete kapılmadan reformlar süratle hayata geçirilmeli

KALKINMA ajanslarının kamu ağırlıklı mevcut yapısından Yatırım Danışma Konseyi’nde ele alınan konulara kadar pek çok konuya değinen Ümit Boyner, sözlerini şöyle tamamladı: “Krizden çıkışın iyi bir şekilde yönetilmesi, rehavete kapılmadan gerekli reformların hayata süratle geçirilmesi, ülkenin en önemli gündem maddelerinden biri olarak kalmaya devam etmelidir. Geleceğe güvenle bakan Türkiye özlemimizi burada tekrar yineliyorum.”

11 şehit TÜSİAD’ı Bodrum’dan vazgeçirdi

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Bodrum’da yapmaya hazırlandığı yılın ilk Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısını, İstanbul’da yapmaya karar verdi. TÜSİAD, son günlerde artan ve en son Hakkari-Şemdinli’ye bağlı Gediktepe mevkisinde 11 askerin şehit düşmesiyle toplumsal hassasiyetin arttığı bir dönemde Bodrum’da toplantı yapmaktan vazgeçti. TÜSİAD’dan yapılan açıklamada, “24-25 Haziran tarihlerinde Bodrum’da gerçekleşmesi planlanan toplantı, ülkemizde son bir ay içinde süratle tırmanan ve büyük üzüntü veren terör olayları dolayısı ile İstanbul’da düzenlenecek” denildi. Böylece yılda 3 kez yapılan YİK toplantılardan ilkinin, her yıl yazlık bir beldede gerçekleştirilmesi ritüeli de bozulmuş oldu. Kempinski Hotel Barbaros Bay Bodrum’da yapılacak toplantının yeni yeri Kempinski’nin İstanbul’daki işletmesi Çırağan Sarayı olarak belirlendi.

Ankara’dan onay gelene kadar çivinin modeli değişiyor

ÜMİT Boyner, TÜSİAD’ın ‘ekonomik ve sosyal değişim için iş dünyasının bağımsız ve gönüllü temsil kuruluşlarının ülkede karar alma, politika ve siyaset üretme süreçlerinde yer alması gerektiği’ yönündeki görüşünü aktarırken, şunları söyledi: “Bugün teknolojinin süratle geliştiği, değiştiği hız çağında yaşıyoruz. Trabzon’da bir çivi çakmamız gerektiğinde yerel düzeyde işimizi halledemiyorsak, mutlaka Ankara’dan onay almamız gerekiyorsa, bazen Ankara’dan cevap gelene kadar çivinin yeni modeli çıkabiliyorsa, böyle bir düzen için günümüzde gelişmiş rekabet edebilir bir toplumdan söz edebiliriz.”

İş dünyası ve ajans işbirliği için Anadolu turları sürüyor

KALKINMA ajansları ile işdünyası örgütleri arasındaki ilişkileri güçlendirmeyi amaçlayan TÜSİAD ve TÜRKONFED, Gaziantep’ten sonra Trabzon’da düzenlediği toplantıda da, bölgesel kalkınmanın önemine dikkat çekti. TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel, “Kalkınma ajansları bölgesel potansiyelin harekete geçirilmesive devlet ile özel sektör arasında dinamik işbirliği açısından vazgeçilmez bir öneme sahip” dedi.

Şahenk ve Dinçer B-20’ye gidiyor

KANADA’danın Toronto kentinde haftasonu yapılacak G-20 zirvesi kapsamında toplanacak B-20 işadamları zirvesine Türkiye’den Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk ile Sabancı Holding Perakende Grubu Başkanı Haluk Dinçer davet edildi. Kanada’nın başkenti Toronto’da 25-26 Haziran’da yapılacak G-20 zirvesinde liderlerin yanısıra işadamları da küresel kriz gündemiyle toplanacak. Zirvede krizden çıkış stratejileri, finansal piyasalardaki riskler ve sürdürülebilir büyümenin koşulları da ele alınacak. İşadamları B-20 kapsamında G-20 ülkelerinin maliye ve ekonomi bakanlarıyla da bir araya gelecek.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!