Türkiye'de sürdürülebilir yatırım yok

Güncelleme Tarihi:

Türkiyede sürdürülebilir yatırım yok
Oluşturulma Tarihi: Mart 25, 2011 16:15

Dünya Bankası kuruluşu IFC Türkiye’nin desteğiyle hazırlanan rapora göre, uluslararası kriterler baz alındığında Türkiye’de sürdürülebilir yatırımlar yok denecek bir noktada, ancak küresel kriz sonrasında yükselen piyasalara yönelen kurumsal sermaye için Türkiye'nin bu alanda büyük bir potansiyeli bulunuyor.

Ancak, küresel kriz sonrasında yükselen piyasalara yönelen kurumsal sermaye için Türkiye bu alanda büyük bir potansiyel vaad ediyor. Araştırma şirketi Illac'ın kurucu ortağı ve Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Melsa Ararat’ın başkanlığında bir ekibin IFC için yaptığı araştırmada, şirketlerin halka açıklık oranlarının düşüklüğü, iç tasarrufların yetersizliği ve hisse senetleri piyasasının küçüklüğünün kurumsal yabancı yatırımların Türkiye’ye gelmesini engellediği vurgulandı.

Rapor sonuçlarıyla ilgili basın toplantısına IFC Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Güney Avrupa Direktörü Dimitris Tsitsiragos ve raporu hazırlayan Illac şirketi kurucu ortağı Prof. Dr. Melsa Ararat katıldı. Melsa Ararat, kurumsal yabancı sermayenin uzun vadeli yatırım perspektifiyle Türkiye’ye gelebilmesinin yolunun şirketler dünyasında sürdürülebilirlik kriterlerinin yerine getirilmesinden geçtiğini söyledi. Ararat, "Türkiye uluslararası dereceleme kuruluşları tarafından riskli bölgeden çıkarılıp yatırım yapılabilir ülkeler kategorisine alınırsa kurumsal yatırımcılar uzun vadeli fonlarını Türkiye'ye getirirler" diye konuştu.

“KURUMSAL YATIRIMCI İÇİN TÜRKİYE YATIRIM YAPILABİLİR ÜLKELER ARASINA GİREBİLİR”

Prof.Dr. Ararat, Türkiye’nin sürdürülebilir yatırımlar açısından kurumsal yabancı sermaye için hala riskli ülkeler arasında olduğunu belirterek “Kurumsal yabancı sermaye ve emeklilik fonları yatırım yapılabilir ülke kategorisinde yer alan ülkelere gidiyor. Ciddi yatırımlar ve büyük emeklilik fonları bu nedenle Türkiye’ye gelmiyor. Kurumsal yabancı yatırımcılarda, küresel kriz sonrasında yükselen piyasalara doğru bir kayış var. Türkiye şu an bir geçiş döneminde. Seçimler dolayısıyla bu süreç yavaş işliyor. Dereceleme şirketleri çok uzak olmayan bir gelecekte Türkiye’yi riskli bölgeden çıkarıp, yatırım yapılabilir ülke kategorisine alabilir. Bu durumda şirketler dünyasında sürdürülebilirlik kriterlerine uygun daha hızlı bir gelişme de başlarsa kurumsal yabancı sermaye Türkiye’ye yönelecektir. Türkiye güçlü bankacılık sistemi ile büyük avantaja sahip. Dolayısıyla sürdürülebilir yatırımlar konusunda bankalara büyük iş düşüyor” dedi.

"KOBİ'LERİN FİNANSA ULAŞMALARI ÇOK GÜÇ"

Prof.Dr. Ararat, şirketlerin hisse senetlerine ve performanslarına ilişkin bağımsız araştırmalar bulunmamasının kurumsal yabancı yatırımlar için engel oluşturduğunu ifade ederek “Türkiye’deki raporlar ve araştırmalar daha çok aracı kurumlar tarafından hazırlanıyor. Ya da al-sat şeklinde tavsiyelerden oluşuyor. Şirket performanslarının sürdürülebilirlik kriterleriyle değerlendirilmesini sağlayacak bağımsız araştırmalara ihtiyaç var” diye konuştu. Ararat, KOBİ'lerin uzun vadede sürdürülebilir yatırımlar için önemli bir potansiyel oluşturduğunu vurgulayarak "KOBİ'lerin şu an finans kaynaklarına ulaşımı çok sınırlı. Ancak büyümeleri için de sermaye ihtiyaçları çok yüksek. Bu bilanço yapıları ile halka arz yapmaları da mümkün değil. Sürdürülebilir kalkınma açısından KOBİ'lerin finansmana ulaşmalarını kolaylaştırmak gerekiyor. Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun sürdürülebilirlik konusunda olumlu bir etki yapacağına inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

SICAK PARANIN HAKİMİYETİ

Melsa Ararat, iç tasarrufların yetersizliği bir yana mevcut tasarrufların da kamu kağıtlarına ya da mevduata yöneldiğini, İMKB’de kurumsal sermaye oranının yüzde 10’un altında kaldığını, yüzde 10’lar civarında da bireysel yatırımcı olduğunu belirterek “Cari açık var ve iç tasarruflar da yetersiz olduğu için Türkiye dış sermayeye bağımlı. İMKB’deki işlem hacminin önemli kısmı kısa vadeli yatırımcılar tarafından oluşturuluyor. Ayrıca kurumsal yabancı yatırımcı payı BRIC ülkelerine kıyasla çok düşük düzeyde. Hedge fonların yönettiği kısa vadeli yatırımların yani sıcak paranın egemen olduğu bir piyasa söz konusu. Sıcak para da politik risklere karşı da çok duyarlı. Her an çıkabilir” dedi. Kurumsal yabancı sermaye için sürdürülebilirlik kriterlerin çok önemli olduğunu vurgulayan Ararat “Ciddi kurumsal sermaye ve emeklilik fonları karlarını realize edebilmeleri için uzun vadeli yatırım yapmak durumunda. O yüzden İMKB’nin kısa vadeli fonların kontrolünde olması kurumsal yatırımcılar için memnuniyet verici bir durum değil. Onlar uzun vadeli bir piyasa olmasını her zaman arzu ederler. Mevcut risk algısı kurumsal yabancı yatırım için uygun görünmüyor. Türkiye sahip olduğu avantajları iyi kullanarak kurumsal sermaye için cazip hale gelmek durumunda. Bunun için sürdürülebilirlik kriterlerini mali sonuçlar dışındaki alanlara da yaygınlaştırması gerekiyor. Bu da yapısal değişiklikler ve biraz daha fazla çaba istiyor” diye konuştu.

IFC: “BU RAPORU DÜNYADA DA PAYLAŞACAĞIZ”

IFC Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Güney Avrupa Direktörü Dimitris Tsitsiragos ise hazırlanan raporun IFC’nin sürdürülebilir yatırımları teşvik etme amaçlı çalışmalarının bir parçası olduğunu söyledi. “Araştırma Türkiye’de sürdürülebilir yatırımların henüz olgunlaşmamış bir seviyede olduğunu gösteriyor. Ancak Türkiye, iyi düzenlenmiş bir bankacılık sektörü, emeklilik fon sistemi, sürdürülebilir büyüme öngörüleri ve rekabetçi bir pazar gibi güçlü yönlere sahip. Sürdürülebilir yatırımlar konusunda büyük bir potansiyel var. Bu avantajların Türkiye’de sürdürülebilir yatırımların artmasına destek olacağına inanıyoruz” diyen Dimitris Tsitsiragos, raporun sonuçlarını sadece Türkiye’de paylaşmayıp, tüm dünyada yabancı yatırımcıların da bilgisine sunulacağını söyledi.

İYİMSER TAHMİNLE 4 MİLYAR TL

IFC, Önsöz'ü Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı tarafından hazırlanan raporun hazırlanması için araştırma şirketi Illac ile işbirliği yaptı. Melisa Ararat’ın rapor kapsamında aktardığı bazı bulgular da şöyle:

-Türkiye’de hızla uluslararası hale gelen kurumsal sektörün büyümesi, sürdürülebilir yatırımları ve uluslararası kaynaklardan gelen uzun vadeli fonları çekebilmesine bağlı. Ancak ülkedeki düşük tasarruf oranları ve devlet borçlanmasının özel sektör borçlanmasına olumsuz etkisi, sürdürülebilir yatırımların gelişimini engelleyen yapısal engeller arasında yer alıyor.

-Mevcut durumda Türkiye’de çevresel, sosyal ve yönetişim konularını göz önüne alan sürdürülebilir yatırımların miktarı, iyimser bir tahminle ve girişim sermayesi yatırımları da dâhil edildiği takdirde, yaklaşık 4 milyar TL civarında bulunuyor.

Toplantıda verilen bilgiye göre IFC daha önce küresel portföy yatırımlarını çeken en büyük gelişmekte olan ülkeler Brezilya, Çin ve Hindistan’ı kapsayan sürdürülebilir yatırım araştırmaları yayınladı. Son dönemde bu raporlar dizisine Sahraaltı Afrika, Orta Doğu ve Türkiye eklendi. Türkiye raporunun tamamına www.ifc.org/ifcext/sustainability.nsf/Content/Publications_Report_SIinTurkey adresinden ulaşılabileceği bildirildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!