TİM'in yeni başkanı Oğuz Satıcı

Güncelleme Tarihi:

TİMin yeni başkanı Oğuz Satıcı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 18, 2001 12:39

Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin Genel Kurulu'nda başkanlık yarışını Oğuz Satıcı kazandı. Eski başkan Okan Oğuz İcra Kurulu'na seçilemeyerek yeniden adayı olma şansını kaybetti

Haberin Devamı

Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin bugün yapılan 8. Olağan Genel Kurulu'nda, başkanlık seçimlerini İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği başkanı Oğuz Satıcı kazandı.

Eski başkan Okan Oğuz'ın TİM İcra Kurulu'na sektör temsilcisi olarak girememesi nedeniyle aday olamadığı başkanlık seçimlerinde, Oğuz Satıcı ile Metin Altuğ yarıştı.

Toplam 240 delegeden 222'sinin oy kullandığı seçimlerde, Oğuz Satıcı 128 oyla başkanlığı kazandı. Diğer aday Metin Altuğ ise 94 oy aldı. Oğuz Satıcı teşekkür konuşmasında, Okan Oğuz'u "ezeli ve ebedi başkan" olarak niteledi.

OKAN OĞUZ DÖNEMİ KAPANDI

Genel Kurul'un öğleden sonraki bölümünde 20 sektörün temsilcisinden oluşan İcra Komitesi seçimlerine geçildi. Seçimlerde konfeksiyon sektörünü temsilen İcra Komitesi üyeliğine, Damat-Tween markalarının sahibi Orka Tekstil'in sahibi Süleyman Orakçıoğlu seçildi. Okan Oğuz İcra Komitesi üyeliğine seçilemediği için aday olma hakkını kaybetti.

OKAN OĞUZ'DAN VEDA KONUŞMASI

İcra Komitesi seçimlerinin sonuçlarının belli olmasından sonra Okan Oğuz, bir veda konuşması yaptı.

Kurulduğu günden bu yana TİM'i var etmek için çalıştıklarını belirten Oğuz, seçim sonuçlarını demokratik bir durum olarak değerlendirerek, ihracatçılara "hakkınızı helal edin" dedi.

Yeni seçilecek arkadaşının yanında olduğunu, bunun bir bayrak yarışı niteliğinde olduğunu kaydeden Oğuz, "Hepinize iyi bir Türkiye ihracat ile dolu bir Türkiye diliyorum" diye konuştu.

Oğuz, TİM üyeleri tarafından uzun süre alkışlandı.

8. OLAĞAN GENEL KURUL

TİM'in Ankara Hilton otelinde yapılan 8. Olağan Genel Kurulu, Devlet Bakanı Tunca Toskay, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ve çok sayıda üst düzey bürokratın katılımı ile başladı.

Genel Kurul'un açılışında konuşan Okan Oğuz, Türkiye'de yaşanan güven bunalımının aşılması yönünde ciddi adımlar atılmadığını, isteksizce ya da zorlama ile atılan adımların ise ödenen bedelin yükünün her geçen gün daha da ağırlaştırdığını söyledi.

Türkiye'nin, ekonomik parametrelerin seyrinden öte güven eksiklikliğinin bedelini ödediğine dikkati çeken Oğuz, "ülkemiz kriz yorgunu, çalışanımız, üretenimiz, ihracatçımız, tüm insanımız kriz yorgunu. Dahası, umutlar tükenme noktasına gelmiş ve yarının ne olacağını kimse bilmiyor. Bilemiyor. Acı ama gerçek bu" diye konuştu.

Yeni bir başlangıç için yeni umutlara, morale ihtiyaç bulunduğunu kaydeden Oğuz, "para pul değil. İhtiyacımız olan şey: Niyet, kararlılık, şeffaflık ve siyasi sorumluluk bilincinin egemen kılınması ile uygulamada ortaya konulacak samimiyettir" dedi.

"TEK BAŞINA DEVALÜASYON YETERLİ DEĞİL"

Yeni ekonomik programda hedeflenen büyümenin, ihracat ve diğer döviz kazandırıcı hizmetlere dayandırılmasına karşın, ihracat için bir politika oluşturulmadığına dikkati çeken Oğuz, ihracatta beklenen artışın sağlanabilmesinin tek başına devalüasyon ile mümkün olmadığını vurguladı.

Dün, doların 1 milyon 600 bin liraya çıkması üzerine ihracatçıların büyük panik yaşadığını kaydeden Oğuz, ithalatın pahalanması, iç piyasa fiyatlarının artması nedeniyle, devalüasyonun tek başına rekabet unsuru olamayacağını kaydetti.

İhracatçının artık kredi imkanı bulamadığını, Türk bankalarının akreditiflerinin kabul edilmediğini anlatan Oğuz, KOBİ'lerin krize terkedildiğini belirterek, "KOBİ'lere sahip çıkın dedik. Sahip olun demedik. KOBİ'ler bankaların icra takibinde. Ya da bankalara geçti. Kalan yatırıcımlarda başka ülkelere iltica etti" diye konuştu.

Konuşmasında daha önce uygulanan programın başarısızlığa uğramasının nedenlerine değinen Oğuz, yapısal reformlara ayak direnmesi nedeniyle, yaşanan şokların ekonomiyi bugünkü bunalımın ortasına ittiğini, yapılan fedekarlıklara karşın daha büyük yıkımla ve daha büyük bir faturayla tekrar başa dönüldüğünü kaydetti.

Ülkenin bu noktaya gelmesinde birinci derecede sorumlu olanların, aynı oyunu oynamak için sürekli fırsat kolladığını anlatan Oğuz, son olarak IMF ve Dünya Bankası'nın kredi dilimlerini askıya alınması neden olan gelişmeleri, "vahamet" olanak nitelendirdi.

SİYASETÇİLERE ELEŞTRİ

Ülkenin bıçak sırtında olduğunu, hastalığın tüm bünyeye yayıldığını kaydeden Oğuz, şöyle devam etti:

"Hastanın dışardan kan almaya ihtiyacı varken, nasıl olup da birilerinin hala yeni yaralar açarak kan akıtmaya çalışmasını anlamak da zorlanıyoruz. Hükümet edenlerin, özellikle böylesine bir hassas dönemde, popülist ve sığ siyasi çıkarları gözetme hakkı, yapma lüksü yoktur.

Hiçbir kurumun kendisini bütün bunların dışında tutmaya, bildiğimi yaparım demeye, belli kesimlere ince mesajlar göndermeye hakkı yoktur. Sonuç ne olursa olsun, politik manevralar ile elde edilebilecek popülist veya siyasi kazançlar, bu ülkeyle verilecek zarardan daha büyük olmayacaktır"

TİM Başkanı Oğuz, krizinden çıkışın ayaklarından biri olarak görülen ihracatın desteklenmesi için, Eximbank kaynaklarının artırılması, KDV iadelerinde sorunun çözülmesini isterken, ihracatçının ayağına çelme takılmamasını istedi.

DT MÜSTEŞARI TÜZMEN

Dış Ticaret Müsteşarı Kürşad Tüzmen de, ülkede hem ihracatçının Türkiye'ye olan güvenini hem de Türkiye'nin ihracatçıya olan güvenini kaybetmeye başladığını, bunun yanlış olduğunu söyledi

Türkiye'nin çıkışının en ucuz finansman yolunun ihracatta olduğunu anlatan Tüzmen, ihracata dönük işlemlerde yaşanan sorunlara dikkat çekerek, "kamu kuruluşlarının kutsal engizisyon anlayışını bırakıp ihracatçıyı alkışlaması, sırtına alıp koşması lazım" dedi.

Son dönemlerde yürütülen politikalar sonucu, komşu ülkeler ile çevre ülkelere önemli ihracat artışları gerçekleştirdiklerini hatırlatan Tüzmen, Türkiye'nin iç dinamiklerini izleyen komşu ülkelerin Türk ihracatçısının fiyat baskısı yaptığına dikkat çekerek, ihracatçıları fiyat kırmamaları yönünde uyardı.

Tüzmen" aramızda anlaşarak fiyat indirerek değil. Kaliteyi artırarak, rekabet etmemiz lazım" dedi.

"İHRACATTA 30 MİLYAR DOLAR SINIRI AŞILACAK"

İhracatta 30 milyar dolar sınırını aşmanın, yapısal sorunların aşıldığını göstermesi bakımından önemli olduğunu vurgulayan Tüzmen, bu yıl bu sınırın aşılacağını belirtirken, devalüasyonun ihracata etkisinin de çok fazla olmadığını kaydetti.

Tüzmen. Ocak- Mart dönemine yüzde 11 olan ihracat artışının şu anda yüzde 13.6'e yükseldiğini kaydederken. "devalüasyonun etkisi o kadar önemli değil. Bir iki puan" dedi.

Bu arada toplantının açılışında, "sözler vardır" başlıklı 10 dakikalık bir sinevizyon gösterisi yapıldı.

Filmde "sözler vardır. Kriz yaratır. Bir ulusu harekete geçirir. Kesintilidir" gibi bölümler altında, siyasilerin sözlerine yer verilirken, "yenilikçi bir" bölümünde sunulan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal alkışlandı.

Siyasilerin ihracatçılara yönelik vaadlerinin yer aldığı "sözde kalır" bölümünde de, ihracatçılar tepkilerini alkışlarla gösterdiler

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!