Tezgahtarlıkla başladı fabrikatör oldu
Güncelleme Tarihi:
Mardin Midyat doğumlu Halil El, idil Yatılı Bölge Okulu’ndan mezun olduğunda ailesinin geçimini sağlamak için çalışmak zorundaydı. O yüzden eğitimine devam edemedi ama liseyi dışarıdan bitirmeyi başardı. Şu anda da İşletme Fakültesi 3. Sınıf öğrencisi olan El, yıllar önce tezgahtar olarak başladığı iş hayatında, şimdi bin kişi kapasiteli bir tekstil fabrikasının patronu.
Moda ve Hazır Giyim Federasyonu (MHGF) tarafından düzenlenen “Mardin ve Dicle Bölgesi Tekstil-Hazır Giyimde Yatırım Fırsatları ve Tanıtım Günleri”
etkinliğine katılan işadamlarından biri olan El’in hikayesi, teröre inat Güneydoğu’nun kalkınması için neler yapılabileceğinin bir cesaret öyküsü.
DEVLETTEN ARSA VE SGK PİRİMİ DESTEĞİ
Hayata tezgahtarlıkla başlayıp, daha sonra Midyat merkezde giyim, konfeksiyon ve ev tekstili alanında mağaza açan Halil El, mal almak için yıllarca her ay düzenli olarak İstanbul’a gidip gelirken, tekstille haşır neşir oldu. Devletten aldığı teşviklerle 2014 yılında, Midyat’a 5 milyon liraya mal olan tekstil fabrikasını kurdu. Hemera Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Halil El, işletmesini kurarken, imkanları en fazla olan 6. Bölge teşvikleri kapsamında, devletten 29 yıllığına, 15 dönümlük arsa tahsisi aldı. Çalıştırdığı her elemanın SGK priminin yüzde 90’ını devlet, yüzde 10’ün ise işveren olarak kendisi ödüyor. 4 yılda 12 milyon giysi imal ederek ihraç eden El, şu anda 200 kişinin çalıştığı şirketine, daha fazla üretim ve hızlı ihracat için ortak arıyor.
İSTİHDAM TERÖR BATAKLIĞINI KURUTUYOR
Kendi ifadesiyle elini değil, gövdesini taşın altına koyan El, gelecek yatırımcılara, bölgenin zorluğunu şöyle anlattı: “Bu bölgede yatırımları yaparken aslında bataklık kurutuluyor. Köyünde evi kira olmayan bir ailenin iki çocuğu çalıştığı zaman hanesine 3 bin 200 lira para girer. Çalışan kişi asla, terörist olmaz. Buralardan istihdam yaratmak silahtan daha etkili ve tesirli olur. İstihdam her şeyin ilacıdır. 90’larda batıya göç eden 8 -10 çocuklu aileler oralarda geçinebilmek için mesleği öğrendiler. Geri dönüşler başlayınca, bu bizim için avantaj olarak ortaya çıktı.
GELMEYEN GEÇ KALIR
Buraya gelmeyen yatırımcı çok geç kalır. Ülkemizi çabuk büyütmemiz lazım, fazla zamanımız yok. Sizi baş tacı etmeye hazırız. Avrupalı dostlarımız, ‘Türkiye’yi güvenli bulmuyorlar’ dediklerinde onlara nasıl kırılıyorsak, ‘Güvenli değil’ diyerek buraya gelmek istemeyene biz de öyle kırılıyoruz.”