Güncelleme Tarihi:
Aldığı kararlarla piyasaları son dönemde sürekli şaşırtan Merkez Bankası, bu kez sürpriz yapamadı. Dün toplanan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz oranlarının mevcut düzeyini koruması kararı alınırken, yapılan değerlendirmede Merkez Bankası’nın çok daha ihtiyatlı bir tutuma geçtiğinin ipuçları vardı. Toplantı sonrası yaptığı açıklamada Merkez Bankası’nın küresel para politikalarına ilişkin artan belirsizliğe dikkat çekilip, Türkiye’ye yönelik
sermaye akımlarındaki oynaklığa bağlı olarak, para politikasının her iki yöne de esnek olacağı, TL likiditesinin kompozisyonunda gerekli ayarlamaların yapılacağı belirtildi.
ENFLASYON ETKİSİ
İç talebin sağlıklı bir şekilde toparlandığı, buna karşılık ihracatın küresel talep koşullarındaki zayıflığa bağlı olarak yavaşladığı belirtilen PPK değerlendirmesinde, mevcut para politikasındaki duruşun ve emtia fiyatlarındaki olumlu seyrin cari açıktaki artışı sınırlayacağı belirtildi. Merkez Bankası geçen ayki toplantı sonrası yaptığı açıklamada “küresel talepteki yavaşlama ve emtia fiyatlarındaki olumlu seyrin enflasyondaki artışı sınırlayacağı” belirtilmişti ama dünkü toplantı sonrası bu ibareye yer verilmedi. Dünkü açıklamada iç talep ve kredilerdeki gelişmeler ile döviz kuru hareketlerinin fiyatlama davranışlarına, yani enflasyona etkisinin yakından takip edileceğinin altı çizildi.
TEDİRGİNLİK ORTADA
Piyasalar için dünkü karar ve açıklamalar sürpriz olmadı. Piyasa oyuncuları satır aralarını okumaya çalışarak, bundan sonra izlenecek yolu kestirmeye çalışıyorlar. Piyasada yapılan analizlere göre; Merkez Bankası’nın açıklamasının “artık faiz indiriminde son noktaya gelindiği” biçiminde yorumlanabileceği belirtiliyor. Likidite yönetimiyle işin dengede tutulmaya çalışılacağını kaydeden piyasa uzmanları, sermaye çıkışı görülmesi halinde özellikle faiz bantının üst sınırının yükselebileceğini tahmin ediyorlar. Piyasa uzmanlarının çıkardığı ortak sonuç ise ‘Merkez Bankası’nın bundan sonra çok daha ihtiyatlı bir tutuma girmek zorunda kalacağı’ yönünde. Yani Gezi Olaylarından söz etmese bile, bu olayların küresel şartlarla birleştiğinde tedirgin ettiği ortada.