Saman alevi gibi olmayız

Güncelleme Tarihi:

Saman alevi gibi olmayız
Oluşturulma Tarihi: Nisan 28, 2011 00:00

Kriz döneminde ticari müşterinin kredisini ihtiyaç duyduğu şartlara göre esnek çözümler üreterek karşıladıklarını dile getiren, Türkiye İş Bankası A.Ş. Genel Müdürü Adnan Bali, “Bu kısa gün dostluğu değil, uzun mesafe koşuculuğudur. Bizim görevimiz bir defalık kazançlar, saman alevi gibi performanslar değil” dedi.

BUGÜNE kadar müşterilerine çözümler üreten bir banka olduklarının altını çizen Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, “Biz ödeme gücü yerinde olmasa bile ödeme niyeti olanın çözümünü sonuna kadar zorlamış bir bankayız. Kriz sırasında 1.3 milyar lira civarında 12 bini aşkın ticari müşterinin kredisini ihtiyaç duyulan şartlara göre esnek çözümler üreterek karşılamış bir bankayız. Dolayısıyla, kısa gün dostluğu değil, uzun mesafe koşuculuğudur bu. Bir defalık kazançlar, saman alevi gibi performanslar değil bizim görevimiz. Biz uzun bir yol arkadaşlığıyla firmalarımıza değer yaratarak, muhataplarımızın doğrusunu daima gözeterek iş yapma anlayışındayız. Bu anlayışla devam ettiğimizi göreceksiniz” dedi.

Siyasal istikrar önemli

Türkiye İş Bankası’nın ‘İş’le Buluşmalar’ toplantısı ‘Fırsatlar Kavşağında Afyonkarahisar’ başlığı ile düzenlendi. Görevi Ersin Özince’den devraldıktan sonra ilk “İş’le Buluşmalar” toplantısına katıldığını dile getiren Adnan Bali, ekonomideki gelişmeleri şöyle değerlendirdi: “Türkiye eğer yıllık yüzde 5 büyüme hızı ile devam ederse, satın alma gücü paritesine göre hesaplanan GSMH bakımından 1 trilyon 339 milyar dolarlık Kanada’yı 2017 yılında, eğer yüzde 7 büyüme sağlarsa Kanada’yı 2015, İspanya’yı 2016 ve İtalya’yı da 2020 yılında geride bırakabilecek bir ülke. Eğer ekonomik ve siyasal anlamda istikrar bozulmamış ise çok da gerçek dışı performanslar değil. Bu potansiyel var bu ülkede ve nitekim geçen yıl 9.1 büyüme sağlanmış bir ülkeyiz ve enflasyonda 41 yıllık rekor kırılmış durumda. Sanayi üretim endeksi bu yılın ilk iki ayında yüzde 16.5 artmış durumda. Giderek baz etkisinin de azaldığını düşünürsek artık ekonomi bu raya girmiş durumda. Risklerimiz var. Otorite bu riskleri yönetmek için değişik tedbirler almakta.”

Görevimizin bilincindeyiz

Türkiye’nin 2002’den 2008’in son çeyreğine kadar düzgün ve doğrusal bir hareket yaşadıktan sonra global kriz olgusu ile karşı karşıya kaldığını belirten Adnan Bali, şöyle konuştu: “Krizlerde hep ‘Acaba bir gecede cebimizden ne kadar gidecek?’ şeklinde endişeler yaşanırken, şimdi bu krizden ‘Biz az etkilendik’ söylemi bize yetmez. İş Bankası olarak bu atılımın finans ayağında üzerimize düşen görevin, rolün, misyonun bilincindeyiz. Bu konuda son yıllarda müşterilerimizle sahada son derece yakın yürütülen çalışma temposu içerisindeyiz. Geçen yıl 250 iş gününün 136 işgününü biz sahada birebir temasla geçirmişiz. Türkiye’de 45 ili en az bir kez ziyaret etmişiz. Bunun doğal sonucu olarak çok önemli performans gösterildiğini ve sahanın da bize çok olumlu geri dönüş sağladığını görüyoruz.”

Yerel değerleri küresel pazarlara entegre edelim

KÜRESELLEŞME süreci hız kazanırken ve küresel ekonominin ekseni batıdan doğuya kayarken ulusal ekonomilerin yerini, küresel pazar ve değer zinciri içinden şehir ekonomilerinin aldığını dile getiren Boydak Holding A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Mustafa Boydak, şu değerlendirmeyi yaptı: “Dünyanın en büyük 600 şehrinde 1.5 milyar insan yaşıyor ve 30 trilyon dolarlık ekonomi yaratıyor. 2025’te bu 600 şehirde 2 milyar insan ve 60 trilyon dolar değer öngörülmekte. Bu sistem içerisinde en önemli husus, yerel değerleri küresel pazara entegre edip ön plana çıkartmak gerekir. Bilgi teknolojileri bizim dünyanın her tarafına hızla ulaşabileceğimiz bir noktaya geldi. Afyon’dan Kastamonu’ya yumurta satılamazken, bugün Angola’ya ihracat yapılabiliyor durumla gelindi. Bugün Afyon için çok değerli bir sektörün, yarın katma değeri daha düşük bir sektör haline gelmesi mümkün. Türkiye’nin şehirleri ve sürdürülebilir araştırmasında Kayseri, Eskişehir, Bursa ve Konya öne çıkmış. Sürdürülebilir, rekabet, sosyal imkanlar, çevre değerleri, sanayi bakımından Türkiye’nin öne çıkan illeri arasında olduğu belirtildi. Kayseri örneğinde kolay erişim, ulaşım, 1950’den bu yana yerel yönetimlerin örnek çalışmaları ve merkezi planlamanın düzgün gitmesi, insan sermayesi ve girişimcilik, endüstriyel altyapı, sektörlerde kümelenme, altyapı imkanlarının emsal kentlere göre ucuz olması, merkezi hükümette temsil kabiliyeti, sosyal sorumluluk ve dayanışma anlayışı, kanaat önderlerinin birlikteliği konularını dile getirdim.”

Girişimciler Türkiye’nin itibarını artırıyor

HER kentin kendi imkanlarını müteşebbislere sunabilmesi halinde Türkiye’nin gelişeceğini ve dünyada rekabet edebilecek hale geleceğini söyleyen Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu, şöyle konuştu: “Bugünkü gücümüz, son zamanlarda dünyada biraz söz sahibi olmamız, pasaportumuzun kıymetlenmesi, Türk vatandaşının, Türk devlet adamlarının bizlerin dışarıda itibar görmesi tamamen girişimcilerimizin ekonomik gücüne bağlı. Onlar başarılı oldular, dünya çapında rekabet edebilir duruma geldiler ve ekonomik açıdan Türkiye’nin önünü açtılar.”

Afyon, parlayan yıldız olacak

AFYONKARAHİSAR’ın sahip olduğu potansiyellerin değerlendirilmediğini söyleyen Afyon Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hüsnü Serteser, şunları söyledi: “Topyekün bir kalkınma seferberliği ile ilimiz devasa şantiyeye dönüşmüştür. Dünyanın tanıdığı marka şehir olma yolunda bilinçli bir şekilde ilerlemekteyiz. 2004’de yatırım ve istihdamı teşvik kapsamında çıkan kanundaki 49 il arasında Afyon yatırıma en uygun il seçilmiştir. Bugün dünyanın birçok ülkesinde Afyon doğal taş ve mermeri her zaman tercih edilen aranılan durumdadır. 600’e yakın tesiste 10 bin kişiye istihdam sağlanmaktadır. Bu sektörde Türkiye ihracatının yüzde 15’i Afyon’dan sağlanmaktadır. Gıda sektöründe de hem çeşitlilik hem de katkı bakımından ilimizde gurur tablosu var. Şekerleme, lokum, et, et ürünleri, un, unlu mamulleri üretiminde ileri teknoloji ile geleneksel değerleri birleştirerek günümüz birçok markamız oldu.”

Berksoy: İhracatla ithalatın yarısını finanse edemiyoruz

CARİ açığın ciddi devalüasyon riski oluşturduğunu söyleyen Bahçeşehir Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Taner Berksoy, “2010 ikinci yarısından başlayıp 2011’de devam eden ithalatla ihracat arasında bir kopma var. İhracat gelirimizle ithalatımızın yarısını finanse edemiyoruz” dedi.

Tavukçuluk büyüdü kişi başı tüketim 19 kiloya çıktı

KESKİNOĞLU Şirketler Grubu Pazarlama Grup Başkanı Keskin Keskinoğlu, “Türkiye’nin piliç eti tüketimi artma yolunda olsa da tüketimde Avrupa ve Arap ülkelerinin bir hayli gerisinde. Piliç üretimi, 2010’da 1 milyon 430 bin tona kişi başına tüketim 14.42 kilolardan 19 kilolara kadar yükseldi.”

Rusya’daki Bank Sofia, 40 milyon dolara ‘İş’in oldu

RUSYA’da faaliyet gösteren Closed Joint Stock Company Bank Sofia’nın yüzde 100 hissesinin İş Bankası’na devrinin tamamlandığı açıklandı. İş Bankası’nın, bölgesel banka olmak ve uluslararası piyasalarda etkinliğini artırmak üzere bir süredir çalışmalara devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi: “Bu çerçevede Rusya’da faaliyet gösteren Closed Joint Stock Company Bank Sofia’nın yüzde 100 hissesinin alımına ilişkin süreç dün tamamlandı. Hisse Alım Sözleşmesi’nin 25 Ekim 2010 tarihinde imzalanmasıyla başlayan süreç, satın alma bedelinin yüzde 90’ına tekabül eden 36 milyon dolarlık bölümünün ödenmesiyle tamamlandı. Bank Sofia’nın yüzde 100 hissesi İş Bankası tarafından 40 milyon dolar bedelle satın alındı. 4 milyon dolarlık bölümü ise takip eden bir yıl vadede ödenecek.”

Krizde de istihdamı artırdık

BANKASININ ticari kredilerde en yakın rakibinden 1 milyar dolar, daha sonra gelen iki büyük rakibinden de 7’şer milyar dolar daha yukarıda olduklarını hatırlatan Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, şöyle konuştu: “Öz kaynaklarını yüzde 26 büyüterek 17 milyar TL seviyesine çıkarttı. Karlılığımızla ilgili değişik kesim ve zamanlarda olumlu veya olumsuz değerlendirmeler yapıla gelir ama bunu yaparken bu ülkede çalışarak bir araya getirilmiş olan 17 milyar TL özkaynak suretiyle sağlandığını dikkate almanızı istiyorum. Toplam kredilerde yüzde 33 artarak 64 milyar TL’ye çıktı, toplam mevduatımızda yüzde 22 artarak 88 milyar TL’nin üzerinde. Kriz dahil istihdamı artırmaya banka olarak şube açmaya devam ederek bu ülkeye olan inancımızı olumsuz görünen konjonktürelde de koruduk.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!