OECD, Türkiye'de Ekim ayı sonunda geçen 12 ay itibariyle yüzde 66.5 olan tüketici fiyatlarındaki artış oranının 2002 yılı sonunda yüzde 37'ye, 2003 yılı sonunda da yüzde 22'ye düşebileceğini tahmin ediyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), Türkiye'nin ikiz krizlerin sebep olduğu ekonomik daralmadan ancak yavaş canlanma beklenebileceğini, bunun da borca dayandığını bildirdi. OECD'nin Türkiye hakkındaki yarıyıl raporunda, hükümetin, maliyetleri kısıp ağır borç yükünün idare etme becerisine olan güveni tesis etmek zorunda olduğu vurgulandı. ABD'de 11 Eylül'de girişilen terörist saldırıların Türkiye'nin turizm gelirlerini etkileyeceği öne sürülen raporda, Uluslararası Para Fonu (IMF) kredilerinin bu çerçevede çok önemli olacağı belirtildi. "KOALİSYON HÜKÜMETİ, SERT KARARLAR ALMAK ZORUNDA KALACAK"Raporda, bununla birlikte, ''Türkiye'deki üçlü koalisyon hükümetinin ekonomik durgunlukta harcamaları kısmak için sert, sıkı kararlar almak zorunda kalacağına'' dikkat çekildi. OECD, Türkiye'nin gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYİH) bu yıl yüzde 7.3 azalacağını, gayrisafi milli hasıla (GSMH) oranını 2002 yılı için yüzde 2.6, 2003 yılı için de yüzde 5.4 düzeyinde tahmin ediyor. Türk hükümeti ise gayrisafi milli hasılanın (GSMH) bu yıl yüzde 8.5 azalmasını bekliyor. OECD, Türk lirasının
ABD doları karşısındaki değerinin 2002 yılında reel olarak orta karar artacağını, ancak, 2001 yılı başlarındaki düzeyiyle kıyaslandığında daha ucuz kalacağını öngördü. ''Bu, her ne kadar resmi projeksiyonlardan daha az olsa da, ihracat öncülüğünde büyümeyi sağlayacaktır'' denilen OECD raporuna göre, Türk hükümeti, ihracattaki büyümenin ekonomiyi 2001 yılı sonlarına doğru beslemeye başlamasını bekliyor. Türkiye'nin Kasım ve Şubat krizleriyle şişen borç yükünün hallini, Avrupa Birliği (AB) üyeliğini yeniden ekonomik rayına oturtma çabalarının merkezine koyan OECD'nin raporuna göre, Türkiye'nin iç borçlarının GSMY'ye oranını (2001'de yüzde 65 civarına ulaşması bekleniyor) istikrara kavuşturma becerisine güvenin tesisi, programın başarısı için en kritik (önemli) unsur özelliğini koruyor. FAİZ DIŞI BÜTÇERaporda, Türk hükümetinin, piyasaları borçların kontrol altında olduğuna ikna etmek için borç ödemelerini kapsamayan faiz dışı bütçede artış sağlamak zorunda olduğu belirtildi. OECD'ye göre, bunun Başbakan Bülent Ecevit hükümetinin geçen hafta ilan ettiği türden harcama kesintilerini kapsaması gerekiyor. "KISINTI ACI VERİCİ OLABİLİR"OECD, kamu sektörü ve devlet bünyesindeki personel harcamalarındaki kısıntıların acı verici olabileceğini bildirdi. Raporda, ''harcama kısıntılarıyla iddialı mali hedeflere erişme (ve dolayısıyla, programın kredibilitesine (güvenilirliğine) kabiliyeti, programlanandan daha yavaş büyüme şartlarında da belirsizdir'' denildi. OECD, krizleri müteakiben faiz oranlarının yükselmesi ve Türk lirasının değer kaybetmesinin yüksek enflasyonu sürekli beslediğini, bunun da, ancak yavaşca dizginlenebileceğini bildirdi. "TÜFE ENFLASYON ORANI 2002 YILI SONUNDA YÜZDE 37'YE DÜŞEBİLİR"OECD, Türkiye'de Ekim ayı sonunda geçen 12 ay itibariyle yüzde 66.5 olan tüketici fiyatlarındaki artış oranının 2002 yılı sonunda yüzde 37'ye, 2003 yılı sonunda da yüzde 22'ye düşebileceğini tahmin ediyor. OECD, hükümetin uygulamayı planladığı,
Merkez Bankası'nın kronik yüksek enflasyonu dizginlemek için faiz oranlarını kullanacağı enflasyon hedeflemesi sistemini, uygulanması güç buluyor. Raporda, ''Türk lirası zayıfladığı ve reel faiz oranları yüksek kaldığı sürece,enflasyon hedeflemesi problematik (sorunsal) olabilir'' denildi. Â
button