Mumcu: "Özel havayolları teşvik edilmeli"

ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Turizm Bakanı Erkan Mumcu ile birlikte Türkiye Seyahat Acentaları Birliği'ni (TÜRSAB) ziyaret etti.

Turizm Bakanı Erkan Mumcu, burada yaptığı konuşmada, geçtiğimiz yıl uygulanan tanıtım kampanyası ile piyasa gerçeklerine uygun satın almalar yaptıklarını ve bütün dünyada süreklilik ve ısrar içinde akılda kalıcı bir ülke imajı oluşturma yolunda sağlam adımlar attıklarını belirtti.

Bu kampanyanın en önemli sonuçlarından birisinin 2000 yılı içinde gerçekleşen sonuçlar olduğunu ifade eden Mumcu, buradaki en önemli zorluğun ise 1999'un kriz şartlarından sonra 2000 yılını planlayan tur operatörlerinin küçük sezon planlaması yapması olduğunu belirtti.

Talepler karşılanamadı

Mumcu, "Küçük bir sezon planları, sınırlı uçuş anlamına geldiğinden Türkiye'ye yönelik taleplerin tamamını 2000 yılı içinde karşılayamadık. Ama talebin arzdan daha büyük olmasını sağladığı bir avantaj da vardı. Türkiye beklenin üzerinde fiyatlarla satıldı" diye konuştu.

Türkiye'de "ucuz ülke" tartışmalarının çok yapıldığına değinen Mumcu, bunların spekülatif olarak yapıldığını, Türkiye ürünlerinin, özellikle Antalya'da sunulan ürünlerin, dünya fiyatlarının gerisinde olmadığını bildirdi.

Özel havayolları için stratejik yönetim

ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a sektöre gösterdiği duyarlılıktan dolayı müteşekkirlerini ileten Bakan Mumcu, şöyle devam etti:

"Türk turizmi için özel havayolu işletmeciliği gerçekten stratejik, hayati derecede bir mesele. Sadece hava taşımacılığının Türk turizmi için ifade ettiği stratejik önemi dolayısıyla özel bir parantez içerisinde ele alınmalı ve özel suretle teşvik edilmeli. Bir hastane için acil servis ameliyathane neyse, hava taşımacığı firmaları ve kapasiteleri de ülke turizmi için o kadar önemli. Türkiye'de havayolu ve denizyolu imkanlarının neredeyse sıfır olduğu bir durumda, hava taşımacılığı daha kritik bir rol oynuyor."

Erkan Mumcu, özellikle Körfez krizi sonrasında Türkiye'nin, uçuşlarını başka yönlere yönlendirmiş tur operatörlerinin tercihleri karşısında hala ayakta durmayı başarabilmesinin, Türk bayraklı hava taşımacılık firmalarının fedakarlıklarına borçlu olduğunu söyledi.

Mumcu, şunları kaydetti: "Gerçekten çok ciddi fedakarlıklar gösterdiler. Geçtiğimiz yıl içinde zarar gören işletmelerin tamamının zararı, Türk turizmi için onlarca kat kar olarak yazılmıştır. Yani yüzde 80 doluluk ile uçuş iptal eden yabancı operatörlerin karşısında, yüzde 20-30-40 doluluklar ile yani yüzde 50 zararla uçmayı kabul eden havayolu şirketleri boş koltukların riskini kendileri taşıdılar. Zararlarını kendileri ödediler. Ama dolu getirdikleri, yani yüzde 50 kapasite ile getirdikleri insanlarla, Türk turizmi belli sayılara ulaştı. Bu hayati derecede önemli. Bu sektöre vefalı davranılmalı."

Turizm Bakanı Erkan Mumcu, bir soru üzerine, ülke imajının iyileştirilmesi yönünde çalışmalara devam ettiklerini söyledi. Sektörün turizm dışındaki pek çok faktöre son derece duyarlı olduğuna dikkati çeken Mumcu, turizm ülkesi imajının yanı sıra diğer konularda da uluslararası, evrensel kriterlere ne kadar uygun davranıldığının da önemli olduğunu vurguladı.

Mumcu, "Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği" yasa tasarısına ilişkin bir soru üzerine de, 1,5 yıldan beri sektörün görüşlerini de alarak hazırlanan tasarının herkesin lehine olduğunu ve bunun çıkacağına inandığını belirtti.

2010 turizm hedefi 35-40 milyar dolar

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy da, verdiği brifingde, 2010 yılında koydukları turizm geliri hedefinin 35-40 milyar dolar olduğunu belirterek, Türkiye'nin Akdeniz çanağında bunu elde edebilecek güçte olduğunu söyledi.

Turizm Bakanı Erkan Mumcu ile birlikte hazırladıkları ve sektörün bütün dertlerine çözüm getirecek, özellikle 1618 sayılı kendi yasaları ile diğer meslek kuruluşlarının yasalarının çok büyük çalışmalardan sonra arzu ettikleri neticeye ulaştığını belirten Ulusoy, bu yasa tasarılarının önümüzdeki günlerde Meclis'e sevk edileceğini tahmin ettiğini bildirdi.

Turizm olgusunun, Mesut Yılmaz'ın Turizm Bakanlığı döneminde, 1980'li yıllarda başladığını ifade eden Ulusoy, "Türkiye marka haline gelirse, dönemlerinde başlamıştır. Turizm Bakanlığı'nın planlı programlı ilan etmiş olduğu alanlar, bugün Türkiye'nin hem markası olmuş, hem de kazanç kapımız olmuştur. Türkiye 80'lı yıllarda 1 milyar dolarlarla başlamış, bugün konulan hedefi yakalamış ve geçmiştir" dedi.

Başbakan Yardımcısı Yılmaz'a vereceği dosya içindeki sektörün sorunlarının çözüleceğine inancını dile getiren ve her konuda destek aldıklarını belirten Başaran Ulusoy, turizm gelirlerinin ihracat rakamları içinde yer alabilmesi amacıyla, KOBİ kapsamına girmek için destek istedi.

Özellikle sivil havacılıkta sıkıntı çekildiğini dile getiren Ulusoy, "Bunu zaman zaman devletin diğer birimlerine anlatmakta zorluk çekiyoruz. Ama inanıyorum ki, siz bu bu meseleleri biliyorsunuz. Bize bu konuda yardımcı olacaksınız" diye konuştu.

Bu yıl çalışmaların sonucu görülecek

1999 yılını sıkıntılı geçirdiklerini, 2000 yılında ise tanıtım konusunda bakanlık ve sektörün uyum içinde çalıştığını belirten Ulusoy, bu yıl bunun semeresini göreceklerini vurguladı.

TÜRSAB Başkanı Ulusoy konuşmasında, Sultanahmet yarımadası rahatlamadıkça, Eminönü'nü işportacılardan kurtarmadıkça, Taksim ve çevresini kongre merkezi haline getirmedikçe İstanbul'u dünya kenti yapmanın mümkün olamayacağını ifade etti.

Başaran Ulusoy, turizm sektörünün morale ihtiyacı bulunduğunu, bunu zaman zaman aldıklarını sözlerine ekledi. (aa)