Krizden çıkışın yolu gayrimenkulden geçiyor

Güncelleme Tarihi:

Krizden çıkışın yolu gayrimenkulden geçiyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2008 14:29

Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER)Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Cumurcu, ekonomik büyümedeki düşüşe paralel olarak gayrimenkul sektörünün de gerileme dönemine girdiğini belirtti.

Cumurcu, 2005 yılında yüzde 9.3, 2006’da yüzde 18.5, ve 2007’de yüzde 5.7 büyüme gösteren inşaat sektöründeki büyümenin bu yıl eksiye düşerek yüzde 1.1 oranında küçüleceğini ve 2009’da bu düşüşün biraz daha artabileceğini söyledi.

Cumurcu, inşaat sektörünün turizmle birlikte ekonomik büyümeyi en fazla destekleyen sektör olduğunu vurgulayarak “ Krizden çıkışın yolu da gayrimenkul ve inşaat sektörünün desteklenmesi ve yeniden canlandırılmasından geçiyor” diye konuştu.

KONUT RUHSATLARI YÜZDE 20 AZALDI

GYODER Yönetim Kurulu Üyesi Emre Çamlıbel de sektörün durumunu en iyi gösteren verinin alınan ruhsatlar olduğunu belirterek, “ 2006 yılında 600 bin, 2007 yılında da yaklaşık bu kadar bir konut ruhsatı alındı. 2008’de bu sayının 500 bin olacağı tahmin ediliyor. Bu da konut ruhsatlarında yüzde 20’lik bir azalmaya işaret ediyor” dedi.

“GAYRİMENKUL SORUNLU YENİ BİR DÖNEMİN İÇİNDEDİR”

GYODER Başkanı Bekir Cumurcu Yönetim Kurulu üyeleri Emre Çamlıbel, Turgay Tares ve Işık Gökkaya’nın katılımıyla gayrimenkul sektörünü bekleyen gelişmeler ve beklentileri değerlendirmek üzere bugün İstanbul’da bir basın toplantısı düzenledi. Cumurcu, Türkiye’nin jeopolitik-bölgesel öneminin ve AB’ye tam üyelik perspektifinin devam ettiğine dikkat çekerek, “Ekonomik büyümenin temel dinamikleri yerli yerindedir. Büyüyen genç nüfusun, kentsel dönüşüm ve yenilemenin yarattığı ihtiyacın talebe dönüştürülmesi halinde sektör bir kez daha büyümenin ve istihdamın lokomotifi haline gelecektir. Gayrimenkul, Türkiye ekonomisinin bu krizi en az hasarla aşabilmesi için desteklenmesi gereken sektörlerin başında gelmektedir” dedi.

Toplantıda, genel ekonominin yanı sıra gayrimenkul sektörünün karşı karşıya bulunduğu duruma yönelik kapsamlı bir sunum yapan Bekir Cumurcu, Sektördeki beklentileri, 2002-2007 arasındaki yıllık ortalama yüzde 7’ye ulaşan büyüme hızının şekillendirdiğini belirterek şunları söyledi :

“ Gayrimenkul sektörü 2002-2006 arasının olumlu ve yüksek büyüme dönemi bitmiştir. Şimdi 2007-2011 arası sorunlu bir dönemin içindeyiz. Herkes planlarını bu yeni dönemin koşullarına göre yapmalı. Ekonomideki yeni dönemdeki yavaşlama gayrimenkul sektöründeki büyümenin de yavaşlamasına yol açacaktır. Gelirler azalmaktadır. Dış ve iç mali piyasalarda finansman olanakları daralmakta, maliyetleri artmaktadır. Yeni dönemde yabancı yatırımcıların katılımı yavaşlayacaktır”

“ÜST GELİR GRUBUNA YÖNELİK PROJELER DAHA AZ ETKİLENİR”

Cumurcu, yurt içi ve yurt dışından gayrimenkul finansmanı olanaklarının hem talep yönünde hem de arz yönünde sınırlanacağına işaret ederek şu değerlendirmede bulundu:

“ Arz yönünde farklı yurt içi projeler ile seçici finansman olanakları öne çıkacaktır. Gayrimenkul sektöründeki yavaşlama segmentler bazında farklılık gösterecektir. Bu yavaşlama konut sektörü ve alışveriş merkezleri için daha güçlü, ofis, lojistik alanlar ve oteller için ise daha sınırlı olacaktır”

GYODER Başkanı, üst gelir grubuna hitap eden proje ve lokasyonlarda daralmanın etkilerinin daha az hissedileceğini vurgulayarak artık rekabette marka ürün/proje ve güvenilirliğin ön plana çıkacağını söyleyerek “ Gayrimenkul sektöründe oluşan yeni koşullar çerçevesinde fiyatlarda yeni dengeler oluşacaktır. Yeni dengeler her segmentin içindeki arz ve talebe göre şekillenecektir” diye konuştu.

"KONSOLİDASYONLAR YAŞANACAKTIR”

Bekir Cumurcu, yeni dönem olarak ifade ettiği ve ağırlıkla 2009-2010 yıllarını kapsayan dönemde finansman olanaklarının daralması, fiyatların satıcılar tarafından değil talep ve piyasa tarafından belirlendiği bir ortamda mevcut projelerin ertelenebileceğini, taahhütlerini yerine getiremeyen bazı projelerde erteleme ve iptaller olabileceğini belirterek, “ Rekabetin zorlaması sonucu mevcut kriz koşullarında bizim sektörde de konsolidasyonlar yaşanabilir. Bizim sektörde henüz bu kültür yok ama şirketler arasında birleşmeler ve satın almalar olabilir. Ya da projeler el değiştirebilir” şeklinde görüş ifade etti.

“YENİ DÖNEM SATICI DEĞİL ALICI PİYASASIDIR"

Cumurcu sektör temsilcilerine de seslenerek, projelerde rasyonel yaklaşımlar geliştirilmesi gerektiğini vurguladı ve şunları söyledi:

“ Yeni dönem tüm oyuncular tarafından iyi çalışılmalı, doğru algılanmalı ve uygun stratejiler geliştirilmelidir. Fiyatı piyasaların belirlediği ve önümüzdeki dönemin satıcı piyasası olmayacağı kabul edilmelidir. Projelerin fizibilitesinde arz, talep, finansman, maliyet, getiri ve diğer koşullardaki değişimler göz önünde bulundurulmalı ve gerçekçi olunmalıdır.Tasarım, teknoloji ve insan kaynağına yatırıma devam edilmeli, bu yatırımların Türkiye’nin temel dinamiklerine yatırım olduğu unutulmamalıdır”

“TOKİ KONUT ÜRETİP SATMASIN, POLİTİKA GELİŞTİRSİN, DENETLESİN”

GYODER Başkanı Bekir Cumurcu, gayrimenkul sektörünün gelişmesi için dar gelirliye konut işinin mutlaka özel sektöre açılmasını ve TOKİ’nin de bu piyasadan üretici ve satıcı rolüyle tümüyle çekilmesi gerektiğini ifade ederek, “ TOKİ mevcut durumda kamu kaynağını kullanarak sektörde aktif bir rol oynuyor. İmar yetkilerini kullanıyor. Arsa sağlıyor ve finansman yapıyor. Bizce buradaki soru şu bu işleri en verimli kim yapar, özel sektör mü yoksa TOKİ mi? Biz bu işin özel sektör eliyle daha verimli yapılacağını düşünüyoruz. TOKİ sektörü düzenleyen denetleyen, arsa temin eden, finansman sağlayan bir kimliğe kavuşturulmalı” dedi.

“ÖZEL SEKTÖR DAR GELİRLİYE KONUTU DAHA UCUZA YAPABİLİR”

Cumurcu, TOKİ’nin yılda ürettiği konut miktarının 100 bin adedin altında kaldığını, Türkiye’nin yıllık konut talebinin ise yaklaşık 600 bin adet olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

“Biz dar gelirliye konut işinin özel sektör eliyle daha uygun maliyetler oluşturacağını düşünüyoruz. Bunun için arsa temini ve uygun finansman tahsis edilmeli. Faizsiz ödeme sistemleri geliştirilmeli. Özel sektör bu işe girsin derken, daha yüksek karlar elde edelim gibi bir görüş taşımıyoruz. Özel sektörün karı arsa üzerinden değil yaptığı yatırımın üzerinden olmalı. TOKİ özel sektörün gitmediği ya da karlı görmediği yerlerde konut üretimini yapmaya devam edebilir”

“TOPLAM İHTİYACIN ANCAK YÜZDE 20”Sİ KONUT ALMA GÜCÜNE SAHİP”

Bu konuda görüşlerini ifade eden GYODER Yönetim Kurulu Üyesi Işık Gökkaya da, “ TOKİ şimdiye kadar çok değerli işler yapmıştır. Buradan teşekkür ediyoruz. Ancak bizce TOKİ sektörde konut üretim satan bir oyuncu kimliğini bırakmalı. SPK, BDDK gibi denetleyen, düzenleyen ve konut politikaları üreten bir yapıya kavuşmalıdır” görüşünü ifade etti.

Yönetim Kurulu Üyesi Emre Çamlıbel de bu konuda dar gelirliyi konut sahibi yapmada tüm dünyada devletin sübvansiyon yaptığına dikkat çekerek “ Kamu burada sadece arz kısmında yer alıyor. Halbuki talep tarafında da destekler sağlamalı. Türkiye’de yıllık 600 bin konut ihtiyacı var. Bu rakamın ancak yüzde 20’sinin ekonomik gücü konut almaya uygun. Ancak talep cephesinde satın alma gücü ve finansman olanakları yeterince gelişmediği için insanlar konut sahibi olacak kaynak yaratamıyorlar. Sorun burada. Özel sektörün dar ve orta gelirliye konut üretimi teşvik edilmelidir. TOKİ bu konuda yeterli değil. Özel sektör de vergi teşvikleriyle ve uygun finansman olanaklarıyla bu platforma mutlaka çekilmelidir” değerlendirmesini yaptı.

AVM PROJELERİ İPTAL EDİLEBİLİR

GYODER yönetim Kurulu Üyesi Turgay Tanes bu konudaki soruları yanıtlarken “ Sadece AVM’lerde değil gayrimenkul sektöründeki her türlü yatırımda sorunlar yaşanabilir. Şu anda Türkiye’de mevcut AVM’lerde kiralanabilir alan miktarı 4.4 milyon metrekareye ulaşmış durumda.

AVM sayısı da 200’ü buldu. Gelecek üç yılda bu sayının 350’ye ulaşması öngörülüyordu kriz öncesinde. AVM’lerin öz sermaye ile yapılması mümkün değil. Proje finansmanı gerektiren işler. Proje finansmanı olanakları daraldığına göre öncelikle İstanbul ve Ankara’daki mevcut projelerde iptaller ve ertelemeler olacaktır. Tabi ki yeni projeler de devam edecektir. Ancak yeni projelerde çok seçici olunması ve farklı konseptler geliştirilmesi gerekiyor. Örneğin Ankara’da artık bu piyasanın doyuma ulaştığı açık” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!